Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.04.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılar ile davacının murisi ... arasında yapılan ... 1. Noterliğinin 07.02.1991 tarih 1942 yevmiye no'lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... İli ......

    Noterliği' nin 01.05.2001 tarih ve 02995 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesine ilişkin, anılan Noterliğin 2001 ve 2003 yıllan arasındaki işlemleri ile ilgili olarak noterlik ve çalışanlar hakkında ciddi bir "usulsüzlük" iddiası bulunduğunu ve işbu iddiaya binaen yapılan soruşturmalar ve kovuşturmalar olduğunu, bu soruşturma ve kovuşturmaların henüz sonuçlanmamış olması, usulsüzlük iddialarının halihazırda giderilmemiş olması sebebiyle dava konusu olan ilgili noterlikçe düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesinin geçerliliğinin en temelinden etkileyecek olan bu iddiaların altında bir işlem yapmanın sağlıklı olmayacağının açıkça ortada olduğunu, bir diğer yandan dava konusu satış vaadi sözleşmesinin akdedildiği görünen tarihte dava konusu taşınmaz olan 1946 numaralı parselin mülkiyetine ilişkin hukuki ihtilafların bulunduğunu, işbu ihtilaflı taşınmazın satış vaadine konu edilmesi işleminin hukuki geçerliliğinin irdelenmesi gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiği 01.05.2001...

    Ancak, lehine şerh konulan kişiye şerhten sonra taşınmaza malik olanlara karşı satış sözleşmesini ileri sürme olanağı tanır. Ne var ki, somut olayda davacı ...’in satış vaadi borçlusu davalı ... aleyhine Alanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/510 esasında kayıtlı davayı açarak, satış vaadi sözleşmesi nedeniyle ödemiş olduğu bedelin istirdatını istediği bu davanın da derdest olduğu görülmektedir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa hak ve borçlar yükleyen tam iki yanlı sözleşme türlerindendir. Sözleşme henüz ifa edilmeden vaad alacaklısı olan davalı ödemiş olduğu satış bedelinin istirdatını istemiş olduğundan dayandığı 4.6.1998 günlü satış vaadi sözleşmesinden dönmüş sayılır. Satış vaadi sözleşmesiyle sağladığı ifa menfaatinden dönen alacaklı artık sözleşmenin tapuya şerh verilmesiyle kazanacağı haklardan yararlanamaz. Böyle olunca, satış vaadi sözleşmesinin şerhi istemiyle açılan davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru olmamıştır....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : None KARAR NO : 2021/1637 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MERZİFON 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2021 NUMARASI : 2017/392 ESAS, 2021/260 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Merzifon 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/392 esas, 2021/260 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu iptali ve tescil (satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin kabulüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Merzifon İlçesi Ortaova Köyü 840 nolu parsel tapuda davalı adına kayıtlı iken, davalı tarafından Merzifon Noterliğinin 9264 yevmiye numaralı 13/10/2005 düzenleme şeklindeki gayrimenkul mal satış vaadi sözleşmesi ile muris babası Arif Saka'dan intikal eden 840 parsel taşınmaz üzerindeki...

      Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....

      Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        Bu nedenle Gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin noter tarafından hazırlanması yani; resmi yazılı bir şekilde hazırlanması gerekmektedir. Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremeyeceği ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri için zorunluluk olan bu duruma uyulmaması halinde; adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz sayılacağı aşikardır. Ayrıca taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıkları da yoktur. Taşınmazların satışına ilişkin resmi şekilde sözleşme yapılmadıkça TMK. 706.ve TBK'nun 237., Tapu Kanununun 26.ve Noterlik Kanununun 60.maddeleri gereğince harici satış sözleşmesi hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde, satış vaad eden sözleşmede devir tarihi olarak belirtilen tarihte sözleşme konusu taşınmazı satış vaad edilene devretmekle yükümlüdür....

        Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2023 NUMARASI : 2021/391 ESAS, 2023/108 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02/02/2023 tarih, 2021/391 esas 2023/108 karar sayılı kararına karşı, davalı şirket vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirket ile Amasya 1. Noterliğinde 12.02.2015 tarih ve 01790 Yevmiye numarası ile "Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" düzenlendiğini, sözleşme gereğince, Amasya Merkez Hızırpaşa Mah....

          Mahkemece, tanık beyanları ile satış değeri ve taşınmazın ... değeri arasındaki nisbetsizlik birlikte değerlendirildiğinde, satıcının içinde bulunduğu muzayaka halinden yararlanılarak satışın yapıldığı kabul edilerek, 1.9.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 1.9.2003 tarihli noterde yapılan düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesinden önce, 3.10.2002 tarihinde aynı taşınmazlar için haricen satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalı tarafından ibraz edilen harici sözleşmenin varlığını ve sözleşmedeki imzasını inkar etmemiş, ancak sonradan noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile harici sözleşmenin ortadan kaldırılmış olduğunu, bu sözleşme ile kendisine herhangi bir ödeme de yapılmadığını bildirmiştir....

            UYAP Entegrasyonu