Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile daire alım- satım sözleşmesinden doğan eksik işler bedeli ile gecikme tazminatıdır. Taşınmaz üzerindeki yapılardan 3 adet bağımsız bölümün dava konusu edilmesine ve gelen tapu kayıtlardan 3 adetinin davacı adına kayıtlı olmasına rağmen satış sözleşmesine konu 2 daire ile birlikte delil tespiti dosyasında hesaplandığı şekilde 4 adet daire üzerinden eksik işler bedeline hüküm kurulması çelişkili ve dava talebini aşar şekilde ise de bu konu istinaf konusu edilmediğinden aleyhe kaldırılma konusu yapılmamıştır. Davacının dava konusu ettiği dairelerden 2 tanesi Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine 1 tanesi satış sözleşmesine konu edilmiştir. Taraflar arasındaki 28.11.2011 tarihli satış sözleşmesinde dairelerin teslim tarihi ile bir süre ve taahhüt öngörülmediğinden satışa konu daire için gecikme kirası veya tazminatı doğmadığından bu daire için ilk derece mahkemenin ret kararı farklı gerekçe ile de olsa sonuç olarak doğrudur....

Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

İncelenmesinde; dava konusu İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, Kıraç mevkii, 339 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 100.000 TL bedelli 15/04/2010 tarihli 5 yıl süreli satış vaadi şerhinin 10/08/2017 tarihinde terkin edildiği, 348 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 40.000 TL bedelli 15/04/2010 tarihli 5 yıl süreli satış vaadi şerhinin 15/03/2019 tarihinde terkin edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı mevkii, 747 ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacının isminin bulunmadığı, yine Beylikdüzü Yakuplu Mahallesi ve 746 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 89.000 TL bedelli satış vaadi şerhinin ise terkin edilmemiş olduğu anlaşılmıştır....

Asıl davada anılan satış vaadi sözleşmesi uyarınca tapu iptali ve tescil, tescilin olmaması halinde satış vaadi sebebiyle davalılardan 650,00 tazminatın tahsili, karşı davada 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin feshedilmiş olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesi, birleşen 1992/136 Esas sayılı davada 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali ve birleşen 2000/182 Esas sayılı davada ise 14.05.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesinin, satış vaadinde bulunan ...’in imzasının sahte olması ve hukuki ehliyetinin bulunmaması sebebiyle iptali talep edilmiş, birleşen 1991/652 Esas sayılı davada ise 18.09.1987 tarihli “Satış vaadi sözleşmesi” uyarınca tapu iptali ve tescil isteminde bulunulmuştur.Asıl dava, karşılık dava ve birleşen davalara dayanak teşkil eden gerek 14.05.1980 gerekse 18.09.1987 tarihli sözleşmeler taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri olup, taraflar arasında eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunmamaktadır....

    Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden dönme, bedel iadesi, sözleşme kapsamında düzenlenen senetler nedeni ile borçlu olmadığının tespiti, müspet zararının tespiti ile tazmini talebine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....

    Noterliği’nin 15.10.2021 tarihli 29822 yevmiye numaralı Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin 7. maddesi ile işbu sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde 18.12.2020 tarihli Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesinin uygulanacağı kararlaştırıldığını, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde teslimde yaşanacak gecikmelerde davalı şirketin ödemesi gereken gecikme tazminatına ilişkin yeni bir belirleme yapılmadığından bu husus ile ilgili atıf yapılan adi yazılı ön ödemeli konut satış sözleşmesine başvurmak gerektiğini, müvekkiline devri için vade belirlenmediğinden Kartal 17....

    den herhangi bir hak ve alacak talebine bulunmayacağını kabul ettiği, somut olayda taraflar arasındaki Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen her türlü hak ve alacak kalemine ilişkin 17.11.2021 tarihli temlik sözleşmesi Üsküdar 9....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre, uyuşmazlık, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olup, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenici temliki olmamasına göre; temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 24.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre; uyuşmazlık, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay (kapanan) 13. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına göre inceleme ve araştırma yapılmış olmasına göre; temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu