İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece"...Somut olayda taraflar arasında bağımsız bölüm satışı için satış vaadi sözleşmesinin adi yazılı olarak imza edildiği, davacı tarafın iki bağımsız bölümü ilişkin bedeli ödemiş olduğu, Her ne kadar davacı tarafından tüm edimin ifa edilmesi nedeniyle sözleşmenin geçerli hale geldiği artık satıcının sözleşmenin geçersizliğini ileri süremeyeceği kabul edilebilir ise de; dava konusu taşınmaz üzerinde çok sayıda haciz şerhi ve ipotek tesisi bulunduğu ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh edilmediği göz önüne alındığında davacının taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı olan taşınmazın mülkiyetini isteme hakkını üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceği, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmediği sürece ancak sözleşmenin karşı tarafına karşı ileri sürülebilen şahsi hak doğurduğu ve taşınmaz üzerindeki haciz hakkı ve ipotek hakkı sahiplerine karşı ileri sürülemeyeceği anlaşıldığından davacının...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşme konusu bağımsız bölümün zamanında teslim edilmediğini, sözleşmede gecikme cezasına ilişkin hüküm bulunduğunu belirterek, istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek, görev noktasında mahkeme kararının incelenmesi talebinde bulunmuştur. GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı ödenen bedelin iadesi ile kira tazminatı isteklerine ilişkindir. Mahkemece, aldırılan bilirkişi raporu kapsamında teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediği gerekçesi ile 81.801 USD'nin tahsiline, kira tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK'nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re'sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir....
Mahkemece, tanık beyanları ile satış değeri ve taşınmazın ... değeri arasındaki nisbetsizlik birlikte değerlendirildiğinde, satıcının içinde bulunduğu muzayaka halinden yararlanılarak satışın yapıldığı kabul edilerek, 1.9.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 1.9.2003 tarihli noterde yapılan düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesinden önce, 3.10.2002 tarihinde aynı taşınmazlar için haricen satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı, davalı tarafından ibraz edilen harici sözleşmenin varlığını ve sözleşmedeki imzasını inkar etmemiş, ancak sonradan noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile harici sözleşmenin ortadan kaldırılmış olduğunu, bu sözleşme ile kendisine herhangi bir ödeme de yapılmadığını bildirmiştir....
Noterliğinin 31.07.1995 gün ve yazılı yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...'nin İstanbul, .... 2. Etap konutlarında B6 Bölge, A602 Blok ve 65 no'lu daireyi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 31.07.1995 tarihinde 500.000.000 TL bedelle sattığını, müvekkilinin satış sözleşmesinde de belirtildiği üzere satış bedelinin nakden ve peşin olarak ödediğini, ancak davalının tapu devrini yapmadığını, müvekkili tarafından fiilen kullanılan gayrimenkulün davalı adına tapu kaydının iptalini, davacı ... ... adına tesciline karar verilmesini, talep etmiştir. Davacı vekili; birleştirilen dosyada ise davalı ...'ye karşı, dava konusu dairenin tapusunun ...adına kayıtlı olması gerekirken hukuka aykırı şekilde davalı idare adına tescil edildiğinden satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkından kaynaklanan tapu iptali ile tescil talebinde bulunmuştur....
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlık bulunduğu, uyuşmazlık konusu olayın tüketici işlemi niteliği taşıdığı, nitekim dava dilekçesinin ve aşamalarda sunulan dilekçelerin de Tüketici Mahkemesine hitaben düzenlendiği görülmüş olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 73. maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....
Davacı vekili, davalıların Samsun 3.Noterliğinin 26/12/1983 tarihli ve 60375 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...,.. parselin tamamını 100.000,00TL bedel karşılığında ve aynı yerde bulunan 98 parselin 1/3 hissesini ise 75.000,00TL bedel karşılığında müvekkiline sattıklarını, ilgili satış vaadi sözleşmesinde satış bedelinin nakit ve peşin olarak ödendiğinin ve taşınmazlardaki zilyetliğin müvekkiline devredildiğinin belirtildiğini, ancak müvekkilinin davalılara noter aracılığıyla çektiği ihtarnameye rağmen hisse devirlerinin yapılmadığını belirterek satış vaadi sözleşmesine istinaden dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz hisselerinin rayiç değerlerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, rayiç değer tespitinin mümkün olmaması halinde satış bedeli olan 175.000,00 TL'nin satış vaadi sözleşmesinin...
den herhangi bir hak ve alacak talebine bulunmayacağını kabul ettiği, somut olayda taraflar arasındaki Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen her türlü hak ve alacak kalemine ilişkin 17.11.2021 tarihli temlik sözleşmesi Üsküdar 9....
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden dönme, bedel iadesi, sözleşme kapsamında düzenlenen senetler nedeni ile borçlu olmadığının tespiti, müspet zararının tespiti ile tazmini talebine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....
Davalılar, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı davranarak müvekkilin hak sahibi olduğu taşınmazı müvekkile 31,5 aylık bir gecikme akabinde teslim ettiğini, haliyle müvekkil tarafından “Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi”nde yer alan 5.3....