Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı alacak isteminden ibarettir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2016/10208 takip sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklı T1 vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 05/08/2016 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı ödenen paranın ve sözleşmeye aykırılık nedeni ile oluşan cezai şarttan kaynaklı 30.000,00- TL asıl alacak, 60.000.00- TL cezai şart olmak üzere toplam 90.000.00- TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu şirket vekili tarafından yasal süre içerisinde yapılan itiraz üzerine icra takibinin icra müdürlüğünce durdurulduğu görülmüştür....

Noterliği'nin 12.02.2008 tarih ve ... yevmiye numaralı kat karşığılı inşaat ve satış vaadi sözleşmesinin haklı sebeplerle feshine ve sözleşmeden kaynaklı davacı tarafın ifa yükümlülüğü bulunmadığının tespitine, dava konusu ... İlçesi, ... Köyü, 101 ada 1 parsel ve 576 parsel numaralı taşınmazlarda yer alan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ilişkin şerhin terkinine, davacı tarafın müsbet zararı ile ek bilirkişi raporunda belirtilen işçi sigorta primleri, işsizlik primi ve damga vergisi ile gecikme zammı taleplerinin reddine, 110.151,07TL imar para cezası ile 190.236.00TL kâr mahrumiyeti bedeli toplamı 300.387,07 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı yüklenici şirket temsilcisi temyiz etmiştir....

    İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava,satış vaadi ve arsa payı kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davacının tüketici olmadığı ve uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamına girmediğinden davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Taşınmaz satış vadi sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de, sözleşme sırasında satış vaadi borçlusunun taşınmazın maliki olması gerekmez. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride o taşınmaz malın mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. Bu nedenle ifanın talep edildiği tarihte taşınmazın, satış vaadi borçlusunun mülkiyetinde olup olmadığına bakmak gerekir. Taşınmaz mülkiyeti satış vaadi borçlusunda ise ferağa icbar davası kabul edilmelidir. Kural olarak başkasının zilyetliğindeki tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların satışı ve başkasına ait tapuda kayıtlı taşınmazların noter tarafından düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satışı, kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle geçerlidir....

    Bu durumda, temlik alan (alıcı), temlik edene (satıcıya) karşı, geçerli bir satış sözleşmesinden kaynaklanan tüm yasal haklarını talep edebilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 23/05/2017 2016/5622 Esas ve 2017/7770 Karar sayılı emsal ilamı). Dava konusu olayda; taraflarca imzalanan sözleşmede, davalı şirketin arsa T9 A.Ş. ile imzaladıkları Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre inşa edeceği bağımsız bölümü davacıya satmıştır. Bu durumda, davacı ile davalı arasında hukuken geçerli bir alacağın temliki sözleşmesi bulunduğundan, davacı tüketici geçerli bir alacağın devri sözleşmesine dayalı olarak davalıdan konutun geç tesliminden kaynaklanan gecikme tazminatını isteyebilir....

    DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı gecikme tazminatı ve eksik iş iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi eser sözleşmelerinin bir türü olduğu için uyuşmazlığın çözümünde TBK'nın 470. ve devamı maddelerinin uygulanması gerekmektedir. Davacı arsa sahibi, davalı ise yüklenicidir....

    Noterliğinin 26.02.2016 tarih ve ... yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Gelir Paylaşımı İnşaat Sözleşmesine istinaden yoksun kalınan kar niteliğinde kira kayıplarını içeren gecikme tazminatı, müspet ve menfi zararlara ilişkin olarak alacak davası açıldığı, davanın açılış tarihinin 26/01/2021 olduğu ve dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Buna göre her iki davanın aynı sözleşmeden kaynaklandığı ve taraflarının biri hariç aynı olduğu, o davanın Mahkememiz davasından önce açıldığı, davalar arasında bağlantı olup, hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından her iki davanın birleştirilmesinin delillerin birlikte toplanıp değerlendirilmesi açısından ve usul ekonomisi açısından yararlı olacağı sonuç ve kanatine varılarak HMK.nın 166. maddesi gereğince davaların birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bu dava dosyasının HMK.nın 166. maddesi gereğince .......

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Gayrımenkul Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir....

      Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olması ve 1988/2 sayılı YİBK kararı doğrultusunda tapu iptali ve tescili istemine (yüklenici temlikinden kaynaklı tapu iptali ve tescili) ilişkin olmamasına göre; temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

        UYAP Entegrasyonu