WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı alacaklı ile dava dışı borçlu arasındaki dava konusu borcun borçlu şirketin defterlerinde yer almadığı, bu hali ile davalı ile dava dışı borçlu şirket arasında yapılmış olan borçlandırma işleminin muvazaalı olabileceği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile ....04.2011 tarihinde düzenlenen sıra cetvelindeki davalıya ayrılan garame payından davacı alacağının yargılama giderleri ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Bu tür davalarda amaç, davalı ile dava dışı borçlunun muvazaalı borç yaratmak suretiyle alacaklı durumundaki diğer kişilerden mal kaçırma işleminin, davacıya karşı ileri sürülememesini sağlamaktır. Bunun için borçlandırıcı işleminin daha önce yapılmış olup olmaması da önem taşır....

    İHTİYATİ HACİZ KARARININ İCRASISIRA CETVELİNE İTİRAZ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 261 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 264 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı Süleyman vekili dava dışı borçluya elden para verildiğini, borçlunun takip aşamasında sürelerden feragat etmesinin ve müvekkilinin takibe kadar geçen süre için faiz talep etmemesinin muvazaayı kanıtlamayacağını; diğer taraftan davacı haczinin düştüğünü ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      Sayılı dosyasından daha önce haciz konulduğu ve birinci sırada bu haczin olduğunu, davacı haczinin ikinci sıra da tesis edilmiş olması nedeniyle hacizden birbuçuk yılı sonra sıra cetveline itiraz davası açtığı, oysa davanın İlK'nın 140/1 maddesinde düzenlenen sıra cetveline ilişkin olmadığının yazılı delillerle sabit olduğunu, İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun düşünülemeyeceği, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19 ve 818 sayılı BK'nın 18. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olup ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, genel hükümlere göre de ispat yükünün bizzat davacı da olduğunu, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararının 2.sayfasında "...sıra cetveline itiraz ve tasarrufun iptali davalarında takibe konu yapılan alacağın gerçek alacak olup olmadığının ispatı davalı tarafa ait olup....

      Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....

      Davalı vekili, alacaklı oldukları dosyadan yasal süresi içinde satış istenmesi nedeniyle haczin düşmediğini, alacağın kambiyo senedine dayandığını, davacı ile borçlunun vekilinin aynı kişi olduğunu ve bunun yasaya aykırı bulunduğunu, takibin daha önceki tarihte yapıldığını ve muvazaa iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının alacaklı olduğu takip dosyasından yasal süre içinde satış istenmesi nedeniyle haczin ayakta olduğu, muvazaaya ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer belgelerle ispatlamalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili bankanın alacağından dolayı davalı ...’un maaşına haciz koyduklarını, müvekkili bankanın alacağından önce 1. Sırada ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/6981 Esas sayılı dosyasının bulunduğunun bildirildiğini, davalı ...'un müvekkili bankaca kendisine gönderilen 19/11/2014 tarihli ihtarnamelerin akabinde davalı ... ile aralarında göstermelik ve muvazaalı senet düzenlendiğini, alacağın muvazaalı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiş, davalı ... davanın reddini istemiştir....

          maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Bu durumda .....'ce yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmamıştır. 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....

            Muvazaa hukuki nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı, alacağının, gerçek bir alacak olduğunu, birbirini teyit eden ve takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Senetler ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemez....

              Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında, ispat yükünün alacağına itiraz edilen alacaklıya düştüğü, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun alacağın varlığını ispatlanamayan tek başına yeterli olmadığını, davalının alacağının varlığını yasal delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Dava, muvazaa iddiasına dayalı, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Bu davada ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağının, gerçek bir alacak olduğunu, takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu