Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davası olduğu, ispat yükünün, alacağına itiraz edilen alacaklıya ait olduğu, alacaklı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve davalı borçlu ile davalı alacaklı arasındaki borç alacak ilişkisinin doğum tarihinin davalı borçlu ile davacı alacaklı arasındaki borç alacak ilişkisinin doğum tarihinden neredeyse bir yıldan fazla bir süre önce başladığı, dolayısıyla davalı borçlunun ileride bir kredi alacağıına ilişkin olarak bir yıldan fazla bir süreden önce bir başkası ile muvazaa ilişki içerisinde kendisini borçlandırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

    Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır....

      Mahkemece, yapılan yargılama sonunda “muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat külfetinin davalıya ait olduğu, ancak davalı vekili tarafından söz konusu borç ilişkisini ispata yarar herhangi bir yazılı belgenin ellerinde bulunmadığının beyan edildiği” gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalı ... yönünden ise davada hasım olarak gösterilemeyecek olması sebebiyle husumetten reddine dair verilen karar, davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz istemleri üzerine, Dairemizce “mahkemece hükmün gerekçe kısmında davalı ...'...

        Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir....

          Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı alacaklı ile dava dışı borçlu arasındaki dava konusu borcun borçlu şirketin defterlerinde yer almadığı, bu hali ile davalı ile dava dışı borçlu şirket arasında yapılmış olan borçlandırma işleminin muvazaalı olabileceği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile ....04.2011 tarihinde düzenlenen sıra cetvelindeki davalıya ayrılan garame payından davacı alacağının yargılama giderleri ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Bu tür davalarda amaç, davalı ile dava dışı borçlunun muvazaalı borç yaratmak suretiyle alacaklı durumundaki diğer kişilerden mal kaçırma işleminin, davacıya karşı ileri sürülememesini sağlamaktır. Bunun için borçlandırıcı işleminin daha önce yapılmış olup olmaması da önem taşır....

            DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.İİK'nın 142/1 maddesinde "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK'nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2017/1916 Esas, 2020/593 Karar sayılı ilamı). Muvazaaya dayalı sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Genel mahkemeden maksat Asliye Hukuk Mahkemesidir....

              İHTİYATİ HACİZ KARARININ İCRASISIRA CETVELİNE İTİRAZ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 261 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 264 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı Süleyman vekili dava dışı borçluya elden para verildiğini, borçlunun takip aşamasında sürelerden feragat etmesinin ve müvekkilinin takibe kadar geçen süre için faiz talep etmemesinin muvazaayı kanıtlamayacağını; diğer taraftan davacı haczinin düştüğünü ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                Sayılı dosyasından daha önce haciz konulduğu ve birinci sırada bu haczin olduğunu, davacı haczinin ikinci sıra da tesis edilmiş olması nedeniyle hacizden birbuçuk yılı sonra sıra cetveline itiraz davası açtığı, oysa davanın İlK'nın 140/1 maddesinde düzenlenen sıra cetveline ilişkin olmadığının yazılı delillerle sabit olduğunu, İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun düşünülemeyeceği, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK'nın 19 ve 818 sayılı BK'nın 18. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olup ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, genel hükümlere göre de ispat yükünün bizzat davacı da olduğunu, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararının 2.sayfasında "...sıra cetveline itiraz ve tasarrufun iptali davalarında takibe konu yapılan alacağın gerçek alacak olup olmadığının ispatı davalı tarafa ait olup....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili bankanın alacağından dolayı davalı ...’un maaşına haciz koyduklarını, müvekkili bankanın alacağından önce 1. Sırada ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/6981 Esas sayılı dosyasının bulunduğunun bildirildiğini, davalı ...'un müvekkili bankaca kendisine gönderilen 19/11/2014 tarihli ihtarnamelerin akabinde davalı ... ile aralarında göstermelik ve muvazaalı senet düzenlendiğini, alacağın muvazaalı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiş, davalı ... davanın reddini istemiştir....

                  Davalı vekili, alacaklı oldukları dosyadan yasal süresi içinde satış istenmesi nedeniyle haczin düşmediğini, alacağın kambiyo senedine dayandığını, davacı ile borçlunun vekilinin aynı kişi olduğunu ve bunun yasaya aykırı bulunduğunu, takibin daha önceki tarihte yapıldığını ve muvazaa iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının alacaklı olduğu takip dosyasından yasal süre içinde satış istenmesi nedeniyle haczin ayakta olduğu, muvazaaya ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer belgelerle ispatlamalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu