Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir. Harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanununun 719. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca harita ve krokisi kapsamı ile değer verilir....

Bu nedenle çekişmeli taşınmazın belediye adına tescil nedeninin yolsuz olup olmadığı üzerinde durulması gerekecektir. 2981 sayılı “İmar Affı Kanunu”nun 10/b maddesi uyarınca bir yer ancak üzerinde imar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar edilmiş hisseli veya özel parselasyona dayalı arsa ve arazilerde hisse miktarları ve fiili kullanma durumları dikkate alınarak hak sahipleri adına tescil edilebilir. Somut olayda ise; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu, üzerinde imar mevzuatına aykırı herhangi bir şekilde toplu bina inşaatı bulunmadığı sabittir. Diğer taraftan dava konusu taşınmaz imar hudutları içinde de değildir. Hal böyle olunca; mahkemenin bu olguları dikkate alarak gerçek kişi üzerindeki kaydı iptal edip taşınmazı mera olarak sınırlandırmasında yasaya aykırılık yoktur....

    Bu nedenle çekişmeli taşınmazın belediye adına tescil nedeninin yolsuz olup olmadığı üzerinde durulması gerekecektir. 2981 sayılı “İmar Affı Kanunu”nun 10/b maddesi uyarınca bir yer ancak üzerinde imar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar edilmiş hisseli veya özel parselasyona dayalı arsa ve arazilerde hisse miktarları ve fiili kullanma durumları dikkate alınarak hak sahipleri adına tescil edilebilir. Somut olayda ise; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu, üzerinde imar mevzuatına aykırı herhangi bir şekilde toplu bina inşaatı bulunmadığı sabittir. Diğer taraftan dava konusu taşınmaz imar hudutları içinde de değildir. Hal böyle olunca; mahkemenin bu olguları dikkate alarak gerçek kişi üzerindeki kaydı iptal edip taşınmazı mera olarak sınırlandırmasında yasaya aykırılık yoktur....

      anılan taşınmazın ziraat mühendisinin raporunda açıkladığı nitelikler itibarıyla imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerektiği, bu durum karşısında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde, imar ve ihya için aranan tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenecek sonucuna göre karar verilmesi'' gereğine değinilmiştir....

        Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm verilemez....

          orman sınırları dışına çıkarılan bölümü hususunda iki bilirkişi raporu çeliştiği halde bu çelişkiler yöntemince giderilmemiş, çekişmeli imar parselinin, hangi kadastro parselinin ifrazıyla oluştuğu hususundaki tereddütler giderilmemiş, arazi kadastro paftası, imar haritası ve orman kadastro haritası ölçekleri eşitlenmek suretiyle çakıştırılmamıştır....

            Yapılan incelemede, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışında kalan yerlerden olduğunun bildirildiği ve mahkemece bu görüşe değer verilerek karar verildiği gözlenmiş ise de, bir örneği dosyada yer alan dava konusu taşınmaz ile ilgili olan, orman kadastro haritasına göre, 881 numaralı orman sınır noktası ile 882 numaralı orman sınır noktasını birleştiren hat, tarım alanlarının güneyinde olup, ... orman sınırı içinde kalmaktadır.Yine aynı orman sınır hattının devamı olan, 883 numaralı orman sınır noktası ile 876 numaralı orman sınır noktasını birleştiren hattın, bir örneği dosyada yer alan ve dava konusu taşınmaz ile ilgili olan, orman kadastro tutanaklarındaki tanımlara göre, Hakkı Akçam tarlasının güneybatısındaki sabit taş olarak tanımlanmış olup, ... tarlasının,davaya konu 58 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile yine aynı gün temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2007/55 esas...

              Yapılan incelemede, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sınırı dışında kalan yerlerden olduğunun bildirildiği ve mahkemece bu görüşe değer verilerek karar verildiği gözlenmiş ise de, bir örneği dosyada yer alan dava konusu taşınmaz ile ilgili olan, orman kadastro haritasına göre, 881 numaralı orman sınır noktası ile 882 numaralı orman sınır noktasını birleştiren hat, tarım alanlarının güneyinde olup, ... orman sınırı içinde kalmaktadır....

                Yönetimi, arazi kadastro çalışmaları sırasında, 1968 yılında yapılıp kesinleşen tahdit haritasına uyulmadığı, 1968 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastro haritasında 430 ile 431 numaralı orman sınır noktalarının birleşmediği halde, genel arazi kadastro çalışmaları sırasında 430-431 numaralı orman sınır noktalarının birleştirilerek ...... Devlet Ormanı sınırlarının belirlendiği, böylelikle gerçekte orman sınırı içinde bulunan bir kısım taşınmazın yüzölçümünün 166 ada 83 parselin alanlar cetvelindeki yüzölçümüne eklenmediği , bu sebeplerle 430 ve 431 numaralı orman sınır noktalarının orman kadastro haritasına ve tutanaklarına uygun hale getirilmesi, ...... Devlet Ormanın yüzölçümünün orman kadastro dosyasındaki alanlar cetvelinde belirtildiği üzere 4.191.000 m2 olarak bırakılması istemiyle dava açmıştır....

                  Hukuk Dairesince, imar uygulaması sonucunda oluştuğu anlaşılan dava konusu yeni 2711 ada 1 (eski 1316 ada 1) parsel sayılı taşınmazın, keşfe katılan teknik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen denetime elverişli bilirkişi raporuna itibar edilerek, 15.07.1993 tarihli, 3094 yevmiye numarası ile tescilli imar uygulaması dosyasındaki koordinatlarının esas alınması ile, uygulama kadastrosu tespitinin iptali ile, teknik bilirkişi heyeti rapor ve krokisinde belirtilen sınırların esas alınarak, dava konusu taşınmazın 3.277,01 m² yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte; davanın dahili davalılar ... ile ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekirken, bu yönde bir ayrıma gidilmeksizin her üç davalı kurumu da kapsayacak şekilde "açılan davanın kabulüne" karar verilmesinde; ayrıca aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilen ve davada vekille temsil edilen...

                    UYAP Entegrasyonu