"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın sözleşmeye dayalı menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın anılan Daireye gönderilmesine 26.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece yapılan inceleme sonucu verilen karar alacağın varlığını esastan inceleyen bir karar olmayıp dava tarihi itibarıyla alacağın muaccel olmadığı erken istenen bir alacak olduğu gerekçesiyle menfi tespit kararı verilmiş olduğundan kararın esastan incelemeye dayalı bir karar olmadığı, dava tarihi itibarıyla istenebilmesine esas şartlar yerine getirilmeden talepte bulunulduğundan, talep edilebilir bir alacak olmadığı ve erken alacak talep edildiği için alacağın talep edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını da saptayarak verilmiş menfi tespit kararıdır. Buradaki hukuki yarar ise davalının alacağı talep etmesindeki hukuki yarar olup, davalı davranışına göre belirlenmiştir. Sonuç olarak mahkemece alacağın erken istenmesinde hukuki yarar bulunmadığına dayalı bir karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi kapsamında teminat için verildiği iddia edilen çekin takibe konmasından sonra açılan menfi tespit davası ve sözleşme ve ilave işlerden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, yerel mahkemece menfi tespit isteminin reddine, alacak istemi bakımından davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir....
Müdürlüğünün 2011/1004 Esas sayılı ... dosyasında takip dayanağı yaptığı faturadaki alacak kalemlerinin sözleşmeye uygun olmadığını, faturaların ihtarname ile davalıya iade edildiğini ileri sürerek davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, süresinde cevap dilekçesi sunmamış, birleşen davada ... dosyasının pilot primi ve pilot günlük hizmet bedeli olan alacak kalemlerine ilişkin ve sözleşmeye uygun olduğunu savunarak menfi tespit davasının reddini istemiştir....
Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....
Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; arabulucuya başvurmanın, menfi tespit davalarında dava şartı olarak yer almadığı, TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı, davanın konusunun (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirleneceği,netice-i talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu, menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, çünkü, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebinin bulunmadığı, yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamadığı, İlk derece mahkemesinin kararının...
Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; arabulucuya başvurmanın, menfi tespit davalarında dava şartı olarak yer almadığı, TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı, davanın konusunun (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirleneceği,netice-i talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu, menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, çünkü, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebinin bulunmadığı, yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamadığı, İlk derece mahkemesinin kararının...
Menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı uygulama ve doktrinde tartışmalara sebep olmuştur. Kanun metninin lafzi yorumuna bağlı kalındığında menfi tespit davaları kapsam dışında görünmektedir. Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı yanın müvekkili aleyhine kira alacağı ve tahliye istemine dayalı takip başlatmış ise de, takip dayanağı sözleşmenin geçerli olmadığını, geçerli olan sözleşmenin yanlar arasında noterde düzenlendiğini ve bu sözleşmeye göre müvekkilinin kira bedelini ödeyerek borcu kalmadığını belirtmek suretiyle kira alacağı ve tahliye istemli takipten dolayı müvekkilinin sorumlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, takibe konu edilen sözleşmenin yanlar arasındaki geçerli sözleşme olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takip dosyasındaki 16.500....
Müdürlüğü'nün 2017/18097 Esas sayılı dosyasındaki takip nedeniyle açtıkları menfi tespit davalarının reddine, a-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan ( kabul ve red oranına göre) istirdat ve menfi tespit davası yönünden AAÜT uyarınca belirlenen 17.644,45 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine, 3-Davacı şirketin Ankara ......