e nakden ödenecektir'' şeklinde kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından 08.01.2021 tarihinde 1.500.000,00-TL'nin EFT ile ödendiğini, geri kalan 950.000,00-TL'nin ise elden ödendiğini, elden ödenmenin davacı tarafın ısrarları üzerine yapıldığını, davacı tarafın tacir olduğunu, satış bedelini tam almadan değeri yüksek bir geminin satışını gerçekleştirmesi ve teslim etmesinin mümkün olmadığını, ayrıca 07/12/2020 tarihli satış sözleşmesinin 6. maddesi ile davacı tarafın müvekkiline teslim etmesi gereken jeneratör ve elektronik parçaları da teslim etmediğini, davacının satış sözleşmesin de kendine yüklenen yükümlülüklere aykırı davrandığını, müvekkilinin gemi bedelini kalan kısmını nakden elden ödenmesi sebebiyle müvekkilinin davacı tarafa ödemesi gereken herhangi bir tutar mevcut olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. 3.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava; ticari gemi satışından kaynaklanan bakiye satış bedelin istemine...
KABUL VE GEREKÇE: Dava konusu uyuşmazlık; kiracılık sıfatının tespiti istemine açılan davada davacı tarafından taraflar arasında noterde düzenlenen kira sözleşmesin nedeniyle kiracılık sıfatının devam ettiğinin belirlenmesi ve belediye tarafından 2886 Sayılı yasanın 75.maddesi gereğince başlatılan tahliye işleminin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması istemine ilişkin olduğu, davanın derdest olup ilk derece mahkemesince 12/04/2023 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik karara karşı yapılan itirazın reddine dair kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup; Dosya kapsamında yapılan incelemede; davaya dayanak 21/02/2020 tarihli Mersin İli, Silifke İlçesi, Taşucu Mahallesi, 841 parsel numarasında kayıtlı 11 ve 14 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümlere ilişkin ihale evraklarının dosya arasında bulunmadığının...
Aksine davacı itirazı yerinde değildir. 2- Davacının kıdemine göre hak kazandığı yıllık izinlerinin kullandırıldığı ya da karşılığının ödendiği davalı tarafça ispatlanamadığından davacının isticvabında alınan beyanı da dikkate alınarak yıllık izin alacağının hüküm altına alınması yerindedir. 3- Yine davacının ödenmeyen ücret alacaklarının bulunduğu ve hüküm altına alındığı anlaşılmıştır. 4- Davacının davalıya ait işyerinde 22/10/2010- 21/04/2017 tarihleri arasında çalıştığı, iş akdinin feshine ilişkin olarak davalı tarafça SGK'ya 04 (belirsiz süreli iş sözleşmesin işveren tarafından haklı neden bildirilmeksizin feshi) çıkış kodu ile bildirim yapıldığı, ispat yükü kendisinde olan davalının fesih için haklı bir nedenin varlığını ispatlayamadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne ilişkin hükmün yerinde olduğu anlaşılmıştır. 5- Kaldırma kararına uygun olarak faiz türlerinde talebin aşılmadığı görülmüştür....
Uyuşmazlığa konu hukuki ilişkide, davalı tarafın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1. fıkrası gereği tüketici vasfında olduğu, yapılan sözleşmesin de tüketici işlemi olduğu açıktır. İlk derece mahkemesince ayrı bir tüketici mahkemesi bulunmadığından ara kararla davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmesi gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- a-3. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve sair nedenler incelenmeksizin davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmadığını, tahliye davası açılabilmesi için yazılı kira sözleşmesin varlığının şart olduğunu, ödeme emrinde belirtilen tutar ve açıklamalar arasında çelişki bulunduğunu, icra dosyasında müvekkile çıkarılan tebligatların usulsüz olduğunu beyan ederek davanın reddini dilemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; Bulancak İcra Müdürlüğü'nün 2022/529E. sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı tarafından kira alacağına dair haciz ve tahliye istemli takip başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalının kendisine tanınan 7 gün içerisinde borca itiraz etmediği görülmüştür. İİK madde 269/a ya göre borçlu takibe itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir....
İcra Müdürlüğünün 2020/6282 Esas sayılı icra takibine konu borcun müvekkilinin eşi ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesin kefil olmasından kaynaklandığını, müvekkilinin İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2020/6053 Esas sayılı dosyasına ödeme taahhüdünde bulunduğunu, alacaklı tarafından İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2020/6053 Esas sayılı dosyasına tahsil harcı yatırıldığından, mükerrer İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2020/6282 Esas ve 2020/5891 Esas sayılı dosyaları ile İzmir 22....
Dosyada yapılan incelemede davalı işveren tarafından davacının davranışlarından kaynaklı olarak İş Kanununun 25 Il-e bendine göre, davacı işçinin iş sözleşmesine aykırı davranışının biçimi, ağırlığı ve sonuçlarına göre davacının tazminatsız iş akdi feshini gerektirecek ağırlıkta olduğunu söylemenin ölçülü olmayacağı, davacının davranışlarını yönlendirici nitelikte ve yeterlilikte yazılı şirket içi belgelerin davacıya tebliğ edilmemiş olması sebebiyle, davacının tazminatsız olarak haklı gerekçe ile feshedilmesinin ölçülü olmadığı, taraflar arasındaki güven ilişkisinin onarılamaz şekilde bozulduğunun ve iş sözleşmesin sürdürülmesinin işveren bakımından beklenemez bir hale dönüştüğünün davalı yanca somut olarak ortaya konulamadığı, 25 Il-h bendi değerlendirilmesinde, davacının çalışma performansının yüksek olduğu, davalı işverenlikçe feshe gerekçe olan verilip de yerine getirilmeyen görevlerin ne olduğuna ilişkin olarak yazılı delil ve belge sunulmaması, davacının görevi yapmama gibi bir...
Kaldı ki davalı tapu kaydına güven ilkesi gereğince taşınmazı satın almış olup taşınmazın satış bedelini ödediği belli olup davacıların vekili olan ve Ümit Aydın'a 180.000 TL ödendiğine ilişkin banka dekontunun sunulduğu kalan kısmının da 150.000 TL olarak elden ödeme yapıldığı savunulduğu, resmi satış senedindeki satış bedeli ile gerçek satış bedeli arasında fark bulunmasının satış sözleşmesin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği, kaldı ki davacıların bu yönde iddialarının da bulunmadığı, davacıların iddialarının davalılar Züküf ve Ümit'e yönelik olduğundan davacıların kanıtlanamayan davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davanın REDDİNE," şeklinde karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2021 NUMARASI : 2020/247 ESAS, 2021/174 KARAR DAVA KONUSU : Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesin KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mirese müteveffa Selahattin Özgen'in oğlu Salih Arpat Özgen'e maaşını çekmek ve buna ai banka işlerini yürütmek amaç ve kastıyla ayrıca gereği halinde talimat verrise kullanmak üzere Adana 2. Noterliğinin düzenlediği 21/09/1990 tarihli bir genel vekaletname verdiğini, oğlunun ise kötü niyetli olarak davalı ile işbirliği içerisinde Adana 10....
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maden mühendisi olduğunu ve 19.06.2006 tarihinden itibaren davalı şirketin değişik şantiyelerinde çalıştığını, en son almakta olduğu maaşının 6.160,00 TL olduğunu, hizmet sözleşmesin davalı işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı,yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile bayram ve genel tatil ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir....