Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Az yukarda sözü edilen sözleşmenin iş bedeline ilişkin 6. maddesinin ikinci cümlesi yani kooperatife ait arsanın inşaat alanının %10'unun davacıya ait olduğu düşünülerek kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması gerektiğine dair hükmü, sözleşmenin geçerli kabul edilmesi halinde davacı iş bedelini talep ederken toplam inşaat alanının %10'unun adına tescilini talep hakkı doğuracağından, sözleşme, gayrimenkul mülkiyetini nakil borcu doğuran bir sözleşmedir. Bu nitelikdeki bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmi şekilde yapılması zorunludur. Kaldı ki, sözleşmeyi imzalayan yönetim kuruluna kooperatifin taşınmazları üzerinde tasarruf hakkı veren bir genel kurul kararı da dosyaya sunulamamıştır. Şu halde bu sözleşmenin geçerliliğinden söz edilemez. Geçersiz bir sözleşmede yer alan ceza-i şart da geçersiz olacağından davacı sözleşmede yer alan ceza-i şartın tahsilini isteyemez....

    Dosyanın yapılan incelemesinde, iş bu davanın mahkememize görevsizlik kararı ile geldiği, taraflar arasında 11.12.2015 tarihinde malzemesiz hizmet alımına ilişkin sözleşme yapıldığı, bu sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca 2.263.367,28 TL üzerinden akdedildiği, sözleşmenin 14. Maddesinde fiyat farkı ödemesi ve hesaplanması şartlarının düzenlendiği, sözleşmede değişiklik yapılması hususunun sözleşmenin 23. Maddesinde düzenlendiği, bu sözleşmeden sonra 31.12.2015 tarihinde taraflar arasında ek sözleşme düzenlendiği, ek sözleşmenin düzenlenmesine ilişkin sebebin sözleşmenin 2. Maddesinde açıklandığı, ek sözleşmenin 4. Maddesinde haklardan feragatin düzenlendiği, ek sözleşmenin 6....

      Sözleşmenin 6. Maddesinde ise davacı tarafından yeni bir şirket kurulacağı, ödemeler bitene kadar şirketin iki ortaklı devam edeceği, ödemelerin bitmesi halinde ve sözleşmenin tam olarak yerine getirilmesinden sonra şirketin davalıya devredileceği, sözleşmenin 7. maddesinde herhangi bir tarafın haklı bir sebep olmaksızın sözleşmeden cayması halinde 100.000-TL tazminat ödeneceği, sözleşmenin 9. Maddesinde taraflarca birbirlerine karşılıklı olarak sadece sözleşmenin ihlali halinde kullanılmak üzere 100.000-TL bedelli teminat senedi verileceği kabul edilmiştir. Davalı tarafından icra takibine konulan senedin taraflar arasındaki bu sözleşmenin 9. maddesi kapsamında teminat olarak verildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sözleşmeyi ihlal edip etmediği, davalının teminat olarak verilen senet bedeline hak kazanıp kazanmadığı hususunda toplanmaktadır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; "...Taraflar arasındaki ihtilaf konusu sözleşmenin süresinin bitmesinden sonra davacı tarafın hizmet vermeye devam etmesinden dolayı sözleşmenin süresinin uzayıp uzamadığı, davalı tarafça gönderilen fesih ihtarının haksız olup olmadığı ve davacı tarafın fesih işleminden dolayı mahrum kalınan kar talebin de bulunup bulunmayacağına yöneliktir... ...Davacı taraf sözleşmenin aynı şartlarla yenilendiğini iddia etmektedir. Davalı taraf ise bu iddiayı kabul etmemektedir. Sözleşmenin 8.md dikkate alındığında belirlenen süresinin bitmesinden sonra, Davacı tarafça hizmetin verilmeye devam edilmesinin sözleşmenin aynı şartlarla devam ettiği anlamanına gelmeyeceği açıktır. Kaldı ki Bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere sözleşmenin aynı şartlarla yenilendiği kabul edilse dahi davalı taraf, davacı tarafa 26/08/2015 tarihinde ihtarname göndermiş ve feshin 26/09/2015 Tarihi itibari ile yapıldığını belirtmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; "...Taraflar arasındaki ihtilaf konusu sözleşmenin süresinin bitmesinden sonra davacı tarafın hizmet vermeye devam etmesinden dolayı sözleşmenin süresinin uzayıp uzamadığı, davalı tarafça gönderilen fesih ihtarının haksız olup olmadığı ve davacı tarafın fesih işleminden dolayı mahrum kalınan kar talebin de bulunup bulunmayacağına yöneliktir... Davacı taraf sözleşmenin aynı şartlarla yenilendiğini iddia etmektedir. Davalı taraf ise bu iddiayı kabul etmemektedir. Sözleşmenin 8.md dikkate alındığında belirlenen süresinin bitmesinden sonra, Davacı tarafça hizmetin verilmeye devam edilmesinin sözleşmenin aynı şartlarla devam ettiği anlamanına gelmeyeceği açıktır. Kaldı ki Bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere sözleşmenin aynı şartlarla yenilendiği kabul edilse dahi davalı taraf, davacı tarafa 26/08/2015 tarihinde ihtarname göndermiş ve feshin 26/09/2015 Tarihi itibari ile yapıldığını belirtmiştir....

          Davalı/ karşı davacı aynı beyanlarının karşı dava için de geçerli olduğunu, sözleşmenin özellikle temsil yetkisinin davacı ile el ve işbirliği içinde kötüye kullanılmasının söz konusu olduğunu, sözleşmenin uygulanmayacağı bilinerek ihdas edildiğini, sözleşmede yer alan hükümlerden istifade ile haksız kazanç temin edilmesi amacıyla hareket edilmesi nedenleriyle sözleşmenin kesin hükümsüzlük ile batıl olduğunu, aksi düşünüldüğünde dahi müvekkili şirket tarafından sözleşmenin haklı sebeplerle fesh edildiğinin de kabulü gerektiğini, Beşiktaş ......

            arasındaki sözleşmenin 4.maddesi gereği...

              Yine davalı vekili tarafından faturalardaki sözleşmenin hitam tarihinin 30.06.2020 tarihi yazdığından davalı tarafın yanlış bilgilendirildiği iddia edilmiş ise de; taraflarca imzalanan 01.06.2018 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesine göre davacı şirket tarafından elektrik enerjisinin davalı şirkete 01.06.2018 tarihinde verildiği, imzalanan sözleşmeye göre sözleşme süresinin elektrik enerjisinin verildiği tarihten itibaren itibaren 24 ay olduğu, sözleşmenin 9. maddesine göre taraflardan birisinin sözleşmenin bitiş tarihinden itibaren 60 gün öncesine kadar sözleşmeyi feshedebilceğinin kararlaştırıldığı, sözleşme kapsamında elektrik enerjisinin davalıya verildiği 01.06.2018 tarihi esas alındığında sözleşmenin bitiş tarihinin 01.06.2020 tarihi olduğu ve 60 gün öncesi olan 01.04.2020 tarihine kadar sözleşmenin feshi talebinin davalı tarafından davacı şirkte yazılı olarak bildirilmediği, davalı ----- şirketinin iddia ettiği gibi sözleşmenin faturalarda yazılı olduğu üzere bitiş tarihinin...

                Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, davacı bayiinin davalı şirketin bayii olarak lisans tadilini yaptığı tarihin 20.09.2010 olduğu belirtilmiş ve fakat anılan sözleşme hükmünden, davacı bayiinin akaryakıt satış istasyonundan fiilen satış yaptığı tarihinin sözleşmenin başlangıç tarihi olarak belirlenmesi gerekirken, davalı dağıtım şirketinden ilk mal alış tarihi olarak 11.10.2010 tarihi tespit edilmiş ise de, bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığından sözleşmenin başlangıç tarihinin 11.10.2010 olarak kabulü gerekir. Bu durumda, taraflar arasındaki 5 yıl süreli sözleşmenin başlangıç tarihi, 11.10.2010 tarihi olup, 11.10.2015 tarihi itibari ile süresi sona ereceğinden, davacının sözleşmenin süresinden önce davalıya gönderdiği sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin ihtarında, sözleşmenin süresinin sona erme tarihini 18.09.2010 olarak göstermesi, sözleşmenin süresinden önce feshi anlamına gelmez....

                  Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak ve davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dosyada bulunan ve taraflar arasında düzenlenen 21.6.2000 tarihli “vekalet sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin, 3. maddesinin 1. fıkrasında sözleşmenin süresi bir yıl olduğu, taraflar sözleşme bitiminden bir ... önce yazılı olarak fesih ihbarında bulunmadığı takdirde aynı koşullarla sözleşmenin bir yıl uzayacağı, 3. maddenin 2. fıkrasında taraflarca her zaman yazılı ihbar tarihinden itibaren bir ... sonra geçerli olmak üzere sözleşmenin fesih edilebileceği, 3. maddenin son fıkrasında sözleşmenin feshi halinde ücretin 4. maddeye göre belirleneceği kararlaştırılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu