Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/278 E-1058 K Sayılı Kararı ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine ve sözleşmenin aynen devamına karar verilerek, bu kararın kesinleştiğini belirtmiş sözleşmenin fishedildiği 17.3.2003 tarihi ile davalının sözleşmeyi yenilediği 14.12.2003 tarihleri arasındaki sürede uğradığı kâr mahrumiyetinin ve manevi tazminatın tahsili için, bu davayı açmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 24.6.2002 sözleşme başlangıcından 17.3.2003 sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar davacı eczacının net kârı hesaplanmış ve Mahkemece bu miktara hükmedilmiştir. Oysa talep, sözleşmenin feshedildiği 17.3.2003 tarihi ile sözleşmenin yenilenerek yeniden ilâç satımına başlandığı iddiaedilen 14.12.2003 tarihleri arasında uğranılan kâr mahrumiyetidir. Şu halde Mahkemenin kabulüne ve talebe göre, bilirkişi ... Akbaş'ın raporunda yapılan hesaplama doğru değildir....

    sistemi kurulacağını belirterek otogaz tesislerinin kaldırılmasını ve sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirdiğini buna rağmen davalıların kendi aralarında yaptıkları 21.08.2006 tarihli sözleşmenin bağlayıcılığı yanı bulunmadığını davacının bu sözleşmeye onay vermediği bu nedenle davacının intifa hakkı sahibi bulunduğu 2 sayılı parseldeki davalı ... AŞ’ye ait ... tesisinin müdahalesinin önlenmesine, ... tesisinin sökülerek davalı ...’a teslimine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... AŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle 02.01.2001 tarihli sözleşme ekinde otogaz istasyonu bulunan Petrol Ofisi istasyonlardaki sözleşmelerin bitim tarihlerinin belirtilmiş olmasına, davacı ile davalı ... arasındaki sözleşmenin yenilenmemiş bulunmasına ve davacının sözleşmenin bitiminden öncede davalı ... AŞ’yi sözleşmenin yenilenmeyeceği konusunda uyarmış olmasına göre davalı ......

      Uyuşmazlık, simsarlık sözleşmesi nedeniyle tapulu taşınmaz satışına aracılık edilmesi sebebiyle alacak talebine ilişkin olup, Mahkemece “ tapulu taşınmaz devrine ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılması geçerlilik şartı olup şekil şartına uyulmaması nedeniyle taşınmaz satışı yönünden sözleşmenin geçerli olmadığı, aynı sözleşmenin simsarlığa ilişkin hükümler de içermesi nedeniyle simsarlık yönünden sözleşmenin geçerli olduğu söylenebilir ise de, tapulu taşınmazın adi yazılı olarak satışı hukuken mümkün olmayıp buna ilişkin sözleşmenin kurulmuş olmasından da bahsedilemeyeceği, simsarlık sözleşmesini düzenleyen Borçlar Kanunu 520. maddesinin ise sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazanıldığını belirttiği, geçersiz sözleşme ilişkisi kurulmasının sözleşmenin kurulması olarak kabul edilemeyeceği, simsarlık sözleşmesi geçerli olarak kabul edilse bile dayanak aracılık edilmesi üstlenilen sözleşmenin (tapulu taşınmaz satışı) geçersizliği nedeniyle ücret koşulu gerçekleşmediğinden simsarlık...

        Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 3 yıl süreli kira sözleşmesinde, kiralanan 6958 parsel nolu arsa niteliğindeki taşınmazın haberleşme hizmetleri ekipmanlarının kurulması amacıyla kullanılacağı belirtilmiş, sözleşmenin 5. maddesinde sözleşmenin başlangıç tarihinin kira bedelinin kiralayan adına havale edildiği tarih olduğu, sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren 3 yıl süre ile geçerli olup 3 yıllık sürenin sona ermesinden 3 ay önce kiracı tarafından sözleşmenin yenilenmeyeceğinin kiralayana yazılı olarak ihbar edilmemesi halinde sözleşmenin ayrıca herhangi bir işleme veya bildirime gerek olmaksızın aynı şartlar ve süre ile kendiliğinden uzayacağı kararlaştırılmıştır....

          Sözleşmenin 5. maddesine göre sözleşmenin süresi beş yıldır. Sözleşmenin yenilenmeyeceği kiracı tarafından bu beş yıllık dönemin sona ermesinden iki ay önce kiralayana yazılı olarak ihbar edilmeyecek olursa sözleşme, ayrıca herhangi bir işleme ya da bildirime gerek olmaksızın aynı şartlarla kendiliğinden beş yıl için daha uzamış olacaktır. Bu şart geçerli olup, tarafları bağlar. O halde, süre sonu olan 19.10 .2011 'de sözleşmenin sona erdirileceği davalı kiracı tarafından davacı kiraya verene bildirilmediğine göre sözleşmenin 5.madde gereğince aynı şartlarla ve beş yıl süre ile yenilendiğinin kabulü gerekir....

            Caddesi 1585 ada 14, 15, 16 ve 17 parsellerin, kendileri tarafından ödenecek bedel karşılığında davalılarca satın alınmasını müteakiben adlarına tescilini, yüklenici lehine ipotek tesisini, sonrasında da; taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmak üzere, 16.10.2012 tarihli sözleşmenin düzenlendiğini, 125.000,00 TL bedeli ödemelerine rağmen, davalıların imzalanan bu ön sözleşmenin feshini içeren ihtar çektiğini bildirerek; feshin haksız olduğunun, sözleşmenin halen ayakta olduğunun tesbitine bu husustaki muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir....

              Davalı kiracı, 1.3.2002 tarihinde sözleşmenin 2.maddesine dayanarak davacının kira konusu mecurdaki bir kısım bağımsız bölümün tapu maliki olmadığını ve bir kısmı üzerinde de 3.şahıslar yararına ipotek ve haciz şerhleri bulunduğunu, bu nedenle davacı kiralayanının ön sözleşmenin imzalanmasında kiracının iradesini sakatladığını ileri sürerek ön sözleşmeyi feshetmiştir. Ön sözleşmede davacı kiralayanın kiralamayı düşündüğü taşınmaz için asıl kira sözleşmesinin imzalanmasına kadar yüklendiği edim, mecurun imara uygunluğu ve depreme dayanıklılığı ile ilgili olup, bu şartlara aykırılık halinde davalı kiracının fesih hakkı düzenlenmiştir. Sözleşmenin 2. maddesinde öngörülen taahhüt ise asıl sözleşmenin imzalanmasından sonra ileri sürülebilecek bir ayıp olup, ön sözleşmenin feshi için yeterli bir neden olarak düşünülemez. Zira, BK'nun 248 ve devam eden maddelerinde düzenlenen adi ve hasılat kirasına ilişkin hükümlerde kiralayanın mutlaka kiralananın maliki olması şartı bulunmamaktadır....

                Öyle olunca davacılar, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle, sözleşmenin 3/son maddesi hükmüne göre yine sözleşmenin 4.maddesi gereğince ücret isteme hakkına sahiptirler. Sözleşmelerin sona erdiği tarih itibariyle, davacılarının tahsilatla sonuçlandırdığı veya henüz tahsilatla sonuçlanmayan ancak tahsilatı mümkün hale gelen veya tahsilatının mümkün hale geldiği ve tahsilat yapılabileceği kabul edilebilecek dosyalar ile, tahsilat yapılmasının mümkün olmayacağı anlaşılan dosyalardan dolayı davacıların sözleşmenin 4.maddesine göre ücret isteyebileceğinin kabulü gerekir. Sözleşmenin sona erdirildiği tarih itibariyle sonuçlanmayan ve devam edip ne olacağı belli olmayan dosyalardan dolayı da davacıların sarf ettiği emek ve mesaileri nazara alınarak sözleşmenin 4.maddesine göre isteyebilecekleri ücret baz alınarak ve bu miktarın altında olmak üzere hak ve nesafet kurallarıda gözetilerek uygun bir miktarın ücret olarak istenebileceğinin kabulü gerekir....

                  - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında 4735 sayılı Kanun'a göre 27.12.2012 tarihinde hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, 18.07.2013 tarihinde davalı kurumca sözleşmenin haksız feshedildiğini, müvekkili şirket çalışanlarının, davalı şirket bünyesine alınmasının, fesih için hukuki ve geçerli bir gerekçe olmadığını, sözleşmenin davalı şirket tarafından fesh edilmesi, ya da işin tasfiye edilmesi halinde sözleşmenin 29. maddesinde tazminat yükümlülüğü düzenlendiğini ileri sürerek sözleşmenin 29. maddesine göre 145.291,99 TL tazminatın fesih tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

                    Dava, sözleşmenin haklı olarak feshedildiği iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı feshinin haklı nedenlerle yapılıp yapılmadığı hususunda toplanmaktadır. Davalının 10.7.2012 tarihinde, 20.7.2012 tarihinden başlamak üzere Pilot olarak hizmet vermesine ilişkin sözleşmenin yapıldığı, davacı tarafından 29.1.2013 tarihli ihtar ile sözleşmenin feshedildiğinin davalıya bildirildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davacı feshi ihbarında da, sözleşmenin 7.11 ve 15.2 maddesi uyarınca verilmesi gereken taahütname ve bononun imzalanarak şirkete teslim edilmediğinden sözleşmenin 14.3 maddesi gereğince haklı olarak feshedildiğini Davalı da fesih koşullarının oluşmadığını savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu