nin sözleşmeden dönme hakkının hukuka uygun olmadığı anlaşılmakla dönme hakkını kullanan davacının müspet zarar talep edemeyeceği anlaşılmakla; MÜSPET ZARAR VE MENFİ ZARAR AYRIMI Müspet Zarar; sözleşmeden doğan sorumlulukta en önemli zarar ayrımı müspet zarar menfi zarar ayrımıdır. Müspet zarar; sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ya da vaktinde ifa edilmemesinden doğan zarardır, müspet zarar alacaklının tam ve doğru bir ifaya ilişkin menfaatidir. Müspet zarar; edim, borçlu tarafından tam ve gereği gibi yerine getirilmiş olsa idi alacaklının mal varlığının göstereceği durum ile hali hazırda gösterdiği durum arasındaki farktır, müspet zarar; fiili zarar ve yoksun kalınan kar olmak üzere iki kısma ayrılır, borçlanılan edimin ifa edilmemesi nedeniyle alacaklının mal varlığının ... kısmının azalmasına veya pasif kısmının çoğalmasına, fiili zarar denir....
için proje ve uygulama denetçisi, elektrik, makine, inşaat mühendisi, mimar, kontrol elemanı istihdam ettiğini ileri sürerek; sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu olumlu kar yoksunluğu ve olumsuz zararların tespiti ile şimdilik 11.000,00 TL müspet zarar/kar ve menfi zararın tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşme hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, age., s. 427). Bu husus Borçlar Kanunu'nun 108. ( 6098 sayılı TBK'nın 125/son) maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Menfi zarar kavramına, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla (gönderilen şeyin kaybolması gibi) uğranılan zarar, sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar, başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar ve dava masrafları, noter masrafı, karar pulu, KİK payı, gerçekleştirilen imalat bedeli, personel gideri vb kalemler örnek olarak verilebilir. Hükmüne uyulan Yargıtay (kapatılan) 15....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin haklı nedenlerle feshi nedeniyle 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 22. maddesine dayanılarak uğranılan zarar, ihale masrafları ve KDV istemiyle açılmış, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre sözleşmenin feshi nedeniyle davacı idarenin herhangi bir zarara uğramadığının anlaşıldığı, rapordaki hesaplama yönteminin Yargıtay'ın menfi zarar hesabı için kabul ettiği yerleşik uygulamaya uygun bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar davacı idare tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle...
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; inşaatın tamamlanma seviyesine göre taraflar arasında akdedilen düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi şartlarının oluşmadığı, uyarılı davetiye tebliğine rağmen talep edilen menfi zararlara ilişkin kalemler ile ilgili açıklama yapılmadığı, duruşmada dava dilekçesinde dava değeri olarak belirtilen 20.000,00.TL'nin 10.000,00.TL'sinin sözleşmenin feshi, 10.000,00.TL'sinin menfi zarar tazminatına ilişkin olduğunun beyan edildiği, BK'nın 106, 107 ve 108. maddeleri uyarınca karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde taraflardan birinin edimlerini yerine getirmemesi durumunda sözleşmenin feshedilebileceği, bu durumda fesheden tarafın menfi zararlarını da talep edebileceği, menfi zararların şayet akit yapılmasaydı uğranılmayacak zararlar olduğu, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi şartları oluşmadığından menfi zarar talebinin yerinde olmadığı, davacı...
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davalı yüklenicinin sözleşme ile yüklendiği edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğü (BK’nın 106. md), bu itibarla davacı arsa sahiplerinin fesih taleplerinin haklı olduğu saptanmış olmakla, davacıların bu yüzden uğradıkları menfi zararlarını BK’nın 108/II. maddesi uyarınca istemeye haklarının bulunduğu açıktır. Bilindiği gibi menfi zarar, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 17.01.1990 T., 1989/13-392, 1990/1 sayılı kararı)....
Menfi yani olumsuz zarar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.01.1990 tarih 1989/13-392 esas ve 1990/1 karar sayılı ilâmında da açıklandığı üzere; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Yüklenilen sözleşmenin uygulanacağına güvenilerek yaptırılan ve malvarlığını eksilten harcama ve giderler karşılığı ile sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar menfi zarar kapsamına giren zararlardır. Bu kapsamda, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edimin kabulü için yapılan masraflar, sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar, dava masrafları gibi zararlar menfi zarar sayılabilir. Özetle, Borçlar Kanunu’nun 108.maddesindeki düzenlemede, menfi zararın tazmini sözkonusudur....
Menfi zarar (Olumsuz zarar); dayanağını 818 sayılı BK'nın 108/2. madde (TBK 125/3.) hükmünden almakta olup, sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (malvarlığından) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar, genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır. Bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın malvarlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır....
ilke ve açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; sözleşmenin ifası için gecekonduların yıkılarak kiraya çıkıldığı anlaşılmakla, gecekonduların enkaz bedeli ile oturulan eve ödenen kira bedelinin menfi zarar kapsamında olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda mahkemece, sözleşmenin feshedildiği de dikkate alınarak davacının taleplerinin incelenip uyuşmazlığın esası ile ilgili olarak gerekirse bilirkişi incelemesi de yaptırılarak rapor alındıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacılar yararına bozulmuştur....
Hüküm açıklanan sebeple davacı ve karşı davalı ... yararına bozulmalıdır. 3-Borçlar Kanununun 108.maddesine göre akitten rücu eden alacaklı vaad olunan şeyi vermekten imtina ve tediye eylediği şeyi istirdat edebilir. Şayet sözleşme alacaklı tarafından haklı olarak fesih edilmişse alacaklı Borçlar Kanununun 108.maddesine dayanarak menfi zararlarını isteyebilir. Menfi zarar alacaklının sözleşmenin ifası uğruna yaptığı bütün harcamalar, kısaca cebinden çıkan paradır. Davada karşı davacı vaad borçlusu Ayişe menfi zararlarının tahsilini istediğinden kendisine bu istek kalemi açıklattırılmalı ve delilleri toplanarak talebi hakkında sonucuna uygun bir hüküm verilmelidir. Mahkemece açıklanan bu husus üzerinde durulmaksızın karşı davanın konusu menfi zarar isteminin eksik araştırma ve inceleme ile reddedilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan nedenle de davalı ve karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir....