Yine dava dilekçesindeki taleplerin de çelişkili ve açıklatılmaya muhtaç olduğu görülmektedir. HUMK’nın 75.maddesinin 2.fıkrasında; kapalı ve çelişik görülen iddia ve sebepler hakkında hakimin taraflardan açıklama isteyebileceği belirtilmiştir. Dava dilekçesinde, sözleşmenin feshedildiği belirtildikten sonra " otellerin zamanında tamamlanmaması sebebiyle uğranılan menfi zararın (kâr mahrumiyetinin) ve eksik inşaatın tamamlanması için yapılacak harcamaların bedelinin" talep edildiği yazılmıştır. Oysa yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı gibi, kâr kaybı ve eksik bırakılan imalâtın bedeli müspet zarar kapsamındaki alacak kalemlerinden olup menfi zarar olarak nitelendirilemez ve akdin feshi halinde de istenmesi mümkün değildir....
Davadaki istem, bu fesih ihbarına dayalı menfi ve müspet zararların tahsiline ilişkindir. Bu bakımdan, burada öncelikle Borçlar Hukukunda düzenlenen menfi ve müspet zararların ne olduğu hususu üzerinde durulması gerekecektir. Menfi zarar, akdi fesh eden alacaklının Borçlar Kanununun 108/II. maddesine dayanarak “akdin hükümsüzlüğünden doğan zararlarıdır.” Burada istenilebilecek zararlar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı şayet sözleşme yapmamış olsaydı uğramayacağı zararlardır. Kısaca menfi zarar, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamıdır. Başka bir anlatımla, karşı tarafın mal varlığına girmese dahi o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Hiç kuşkusuz, akdin icrasına inanılarak yapılan giderlerin bunları yaptığını iddia eden tarafça somut biçimde kanıtlanması gerekir. Müspet zarar ise, sözleşmenin feshinde kusursuz olan tarafın temerrüde düşen taraftan sözleşme yürürlükte kaldığı sürece isteyebileceği bir tazminat türüdür....
her ne kadar davacının sözleşmenin feshi talebi kabul edilmiş ise de, sözleşmenin feshinde davalının bir kusurunun bulunmaması ve tarafların bu konuda anlaşması nedeniyle sözleşmenin feshine karar verildiğinden davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ve tazminat davaları sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 31.....2012 gün ve 2012/2479 Esas, 2012/6291 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı-karşı davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı karşı davalı yüklenici vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalıya ait olan A blokun yapılıp davalıya teslim edildiğini, arsa malikinin de 443 parsel ... ada numaralı taşınmazı tapuda yüklenici adına devrettiğini, teslim edilen dairenin depremde ağır hasar görmesi sonucu yıkıldığını, mahkemece, sözleşmenin feshedilerek tapunun davalı adına tescil edildiğini, B Blokun ise % 48 oranda tamamlandığını, inşaatın değerinin arsa değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmadığı, aksi halde şimdilik 200.000,00 TL'sinin...
E. ve İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin... E. sayılı dosyalarında itirazın iptali talepli dava açıldığını ve davaların İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
Davada, kat adedinin düşürülmesi ve sair zararlar nedeniyle istemde bulunulmuş ise de, bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra verilen 23.11.2007 tarihli dilekçe ile, davadaki tazminatın 02.10.2007 tarihli bilirkişi raporunda muhtemel sözleşmeye göre hesaplanan zarar olan 348.000,00 TL'ye çıkarılması ve davanın bu yönde ıslah edilmesi istenilmiştir. Bu haliyle davacının sözleşmenin feshi sonucu uğradığı menfi zararını istediği anlaşılmaktadır. Mahkemenin de menfi zarar istemini kabulü yerindedir. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda menfi zarar hesabı Hukuk Genel Kurulu ve Dairemiz uygulamalarında belirtilen yönteme uygun yapılmamıştır. Hukuk Genel Kurulu'nun 17.01.1990 tarih ve 1989/13-392-1 sayılı kararında da belirtildiği gibi menfi zarar sözleşme yapılmasaydı davalının uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki asıl davada sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ve alacak, karşı davada sözleşmenin feshi isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ile davanın menfi zararla sınırlı olarak kısmen kabulüne, müspet zarar talebinin reddine, karşı davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Hal böyleyken mahkemece, yüklenicinin taşınmazın mevcut durumunu bildiği ve sözleşmenin geciktirici koşula bağlandığı hususu dikkate alınarak, tapuda davalı dışında başka malik de bulunduğu ve geciktirici koşulun gerçekleşmediği de anlaşıldığından geçerli bir sözleşmenin varlığından bahsedilemez. Her ne kadar davacı taraf sözleşmenin feshini talep etmiş ise de; çoğun için de az da vardır kuralı uyarınca, sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine karar verilerek davacının diğer taleplerinin de değerlendirilmesi gerekirken mahkemece Dairemizin kaldırma ilamının gerekleri yerine getirilmeden hüküm kurulması hatalı olmuştur. 10.Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşme hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir....
Davacının menfi zarar ve müspet zarar hesabının sözleşmenin feshedildiği tarihteki güncellenen bedel esas alınarak hesaplanması gerektiği belirtilerek buna ilişkin Yargıtay içtihatları eklenmiş ise de; belirtilen içtihatlarda götürü bedel sözleşmelerde kısmen ifanın olması halinde sözleşmenin feshi tarihinde yapılan imalatın bedelinin belirlenerek kalan imalatın bedelinin tespiti ve bunun üzerinden kar kaybının hesaplanmasına yönelik olup, sözleşme bedelinin veya kalan sözleşme bedelinin güncelleneceği gibi bir yöntemi ifade etmemesi nedeniyle, davacının menfi zarar ve müspet zarar tespitinde sözleşme bedelinin güncellenmesine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir....
S.3 kira geliri kaybı, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza (BK 158/II), seçimlik ceza (BK 158/I), eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı (BK 106/2) müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli ile yıkılan binanın enkaz bedeline yönelik talepler menfi (olumsuz) zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir. Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer anlatımla, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. Sözleşmenin feshini isteyen ve fesihte haklı olan tarafın BK'nın 108/2. maddesi uyarınca menfi zararını talep etme hakkı vardır....