"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenicinin temerrüdü sonucu sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan menfi zarar, cezai şart alacağı, teminat güncelleme fark bedeli, fazladan ödenen imalât bedeli alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....
Dava dosyası kapsamı, toplanan deliller, yerel mahkeme gerekçesi ve bilirkişi raporu içeriği, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olmakla ona bağlı talep durumundaki cezai şartın da geçersiz olması, taraflarca geçersiz sözleşmeye dayanılarak menfi ve müspet zarar talep edilemeyip sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak tarafların ancak birbirlerine verdiklerini talep edilebilecekleri (Bkz. Yargıtay 14....
Burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme feshedilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Başka bir anlatımla, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 12. Baskı, ... 2010, s. 482)....
İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....
Bu istek BK. 106. md. uyarınca sözleşmenin feshi niteliğindedir. Sözleşmeyi fesheden davacı iş sahibi ancak menfi zararının tazminini isteyebilir. Mahkemece menfi zarar kapsamında olan kumaş bedeli yanında kar mahrumiyeti de karar altına alınmıştır. Kar mahrumiyeti müspet zarar kapsamındadır. Sözleşmeyi feshedenin müspet zarar isteme hakkı yoktur....
Taraflar arasındaki sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı BK'nın 106 ve 108. maddeleri hükmünce sözleşmeyi fesheden taraf kural olarak, menfi zararlarını isteyebilir. Menfi zarar, akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zarara ilişkindir. Sözleşmenin feshi halinde, sözleşme ortadan kalktığından sözleşmeye dayanılarak zarar istenemez. Bir başka anlatımla, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan müspet zarar fesih halinde talep edilemez. Eksik imalât bedeli akdin ifasına yönelik olumlu zarar niteliğindedir. Bu nedenle somut olayda sözleşmeyi fesheden davacı idarenin sözleşmenin ifasını talep anlamına gelen eksik ve ayıplı imalât bedeline ilişkin talebinin reddi yerine kabulü doğru olmamış, kararın temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir....
Ekonomik hayatta kar ve zarar her zaman mümkün olmakla birlikte davacının zarar olgusunun franchise sözleşmesinin bağımlı bir sözleşme olması nedeniyle davacıdan kaynaklanan sebeblerle olduğunu kabul mümkün görülmemiştir.Davacı tarafından ibraz edilen 2013 ve 2014 yıllarına ait gelir vergisi beyannamelerine göre, davacının 2013 yılında 39.738,03-TL zarar ettiği ve 2014 yılında 90.171,48-TL zarar ettiği tespit edilmiştir. Menfi zarar; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar, alacaklının sözleşmenin geçerliliğine güvenerek yaptığı masraflar olup, bu kapsama sözleşmenin tesisine ilişkin vergi ve harç ödemeler, noter masrafı, yol giderleri gibi giderler dahildir. Faaliyetin yürütülmesi için yapılmış olan masraflar ise menfi zarar olarak nitelendirilemez....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ticari işletmenin devri konusunda yapılan sözleşmeye aykırılık ve hile hukuki nedenine dayalı sözleşmenin iptali, sözleşme uyarınca ödenen bedelin iadesi, verilen çeklerin ve devredilen taşınmazın iptali ile uğranılan zarar nedeniyle tazmini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3....
İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Bitlis PTT Başmüdürlüğü'nce gerçekleştirilen "Temizlik ve Kalorifer Yakma İşi Hizmet Alımı" ihalesi üzerinde kalan ve kendisiyle sözleşme imzalanan davacı tarafından, ihalenin mahkeme kararı ile iptal edilmesi sonucunda sözleşmenin feshi nedeniyle ödemiş olduğu tüm vergi, harç ve KİK paylarının ve sözleşmenin tek taraflı feshi nedeniyle oluşan zararlarının tazmini istemiyle yaptığı başvurusunun reddine dair davalı idarenin … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir....
alacağı, menfi zarar sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi nedeniyle güvenin boşa çıkmasından dolayı uğranılan zarar olup, birleşen davada, davacının talep ettiği zararlar menfi zarar kapsamında olmayıp müspet zarar kapsamında olduğundan ve sözleşme feshedildiğinden bu zararların talep edilmesinin mümkün olmadığı, feshe rağmen, müspet zararların istenebilmesi için sözleşmenin feshedilmesi halinde de bu zararların istenilebileceğine dair sözleşmede düzenleme olması gerektiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ise bu yönde herhangi bir düzenleme mevcut olmadığı, ayrıca dava konusu sözleşme hükümlerinin davacı-birleşen davalı tarafından yerine getirilmemiş olması nedeniyle manevi tazminat talep edilemeyeceği, davalı-birleşen davacının manevi tazminat talep şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, birleşen davanın reddine karar verilmiştir....