KARŞI OY Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. 03.06.2008 tarihli davacı ile davalılar arasında akdedilen adi yazılı ipotekli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca taraflar edimini yerine getirdiğinden sözleşmenin geçersizliği nedeniyle kefilin de sorumluluğuna gidilemeyeceğinin ileri sürülmesi Türk Medeni Kanununun 2.maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecektir. Bu nedenle müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzası bulunan davalı ...’in de tazminat yönünden sorumlu tutulması gerektiği hükmün bu nedenle bozulması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onama yönündeki kararına katılamıyoruz....
Mahallesi 280 ve 1539 parsel sayılı taşınmazların ihaleye çıkarılarak müvekkili tarafından bedeli ödenerek satın alındığını, anılan parseller yönünden 1.118.906,03 TL değer üzerinden tapu iptali ve tescil taleplerini tazminat talebi olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir. Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil ile tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Karşı davada davacı taraf, sözleşmenin feshi ile birlikte, öncelikli olarak yükleniciye devredilen bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini, bu talebin kabul edilmemesi halinde, 18.02.2010 tarihli ek tasfiyeye ilişkin hükümleri uyarınca, yükleniciye devredilen bu bağımsız bölümlerin tespit edilecek rayiç bedellerinin tasfiyeye dahil edilmesini ve böylelikle tarafların alacak ve borçlarının belirlenmesini, tasfiye sonucunda alacaklı çıkmaları halinde, bu alacakları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmişlerdir. Görüldüğü gibi, karşı davacı tarafın bu talebi alacak istemine ilişkin olup, sözleşmenin feshi nedenine dayalı olarak herhangi bir tazminat isteminde bulunmamışlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.10.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil ve satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 10.03.2008 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali, tescil ve davalılardan ... Mahmut Aslan ile ... arasındaki 12.08.2009 tarihli aynı taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesinin iptali ile bu sözleşme nedeniyle tapu kaydına işlenen şerhin terkini istemlerine ilişkindir....
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı arsa sahibinin edimine ilişkin şekil eksikliği yerine getirildiği için sözleşmenin geçerli hale geldiği, yüklenicinin sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmedi*ği için temerrüde düştüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, davaya konu taşınmazın tapusunun iptali ile davacılar adına veraset ilamındaki paylarına göre kayıt ve tesciline, davacıların zarar talebinden feragat etmesi nedeniyle davacıların tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Bu durumda davacıya sunulabilecek başkaca bir alternatif kalmadığından Daire çoğunluğunun “dayanılan sözleşmenin konusunun belirli olmadığı bu nedenle de sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığı” şeklindeki kabulüne katılmak mümkün değildir. Mahkemenin kararı bu itibarla yerindedir. Dayanılan sözleşmenin konusu belirlenebilir olduğundan ve sözleşmenin ifa olanağı da bulunduğundan, buradan hareketle; sonraki aşamada çekişmeli yerin imar mevzuatına göre ifrazının da mümkün olup olmadığı ayrıca araştırılmalı, davacının gerek tescil talebi gerekse ikinci kademedeki tazminat talebiyle ilgili olarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken “dayanılan sözleşmenin konusunun belirli olmadığı bu nedenle de sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığı” gerekçesiyle bozulması isabetli değildir. Açıklanan nedenlerle Sayın Daire çoğunluğunun bozma gerekçesine katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleştirilen tazminat ve itirazın iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davacı vekili Av..... ile asıl davada davalı birleşen davada davalı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
İlk derece mahkemesince; bu gerekliliğe uyulmaksızın, yanılgılı gerekçe ve değerlendirme ile "tapu iptali ve tescil talebinin feragat nedeniyle reddine, diğer tazminat ve sözleşmenin uyarlanması taleplerinin kanıtlanamaması nedeniyle reddine" yönünde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece verilen "manevi tazminat talebinin reddi" kararı ise doğrudur. Çünkü, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi içerisinde davacının bedensel bütünlüğünü ya da kişisel haklarını ihlal eden herhangi bir durum bulunmayıp, manevi tazminat yasal koşulları somut olayda oluşmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.06.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yüklenicinin adi yazılı temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki talep ise sözleşmenin adem-i ifasından kaynaklanan tazminat istemlerine ilişkindir. Davalı ... iyi niyetle tapuda malik olduğunu, davalı ... ise gerçekte bir satış işlemi olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere davada, yüklenicinin temliki işlemine dayanılmıştır....