Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı tarafça düzenlenen 15/05/2012 tarihli yazı ile YHT hattının dava konusu iltisak hattından geçmesi nedeniyle taşımanın geçici olarak durdurulduğunun ve durdurulan sürenin 15/10/2010 tarihli sözleşmenin süresine ekleneceğinin, 16/08/2012 tarihli yazı ile güvenlik açısından tehlike arz ettiği için iltisak hattı bağlantısının kullanılmasının uygun olmadığının, yine 20/01/2014 tarihli yazı ile de iltisak hattı kullanım protokolü ve taşıma amaçlı kiralanan açık alanda sürdürülen ticari faaliyetlerin yenileme çalışmaları nedeniyle sona erdirildiğinin, yeni iltisak hattı bağlantısı verilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf, süresinden önce fesih nedeni ile sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan zararları ile kar kaybını talep etmektedir....

    Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir." şeklinde rüzenlenmiştir. 6098 s.TBK. Hükümlerine göre her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK 125. (eski BK 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/75 Esas KARAR NO : 2021/1020 DAVA : Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/02/2021 KARAR TARİHİ : 17/11/2021 Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi....

      yapılmasındaki temel amacın, davalıya ait ... platformu üzerinden müşteri temini taahhüdü olsa da COVİD-19 salgını sebebiyle bu amacın sağlanamadığını, bu imkansızlığın ülkemizdeki tüm düğün salonlarını etkileyen ve objektif bir imkansızlık halini aldığını, taraflardan birinin yükümlülüklerini yerine getirmesini engelleyen bir mücbir sebebin varlığı halinde, ifanın imkansızlığına ilişkin hükümler uygulanacağını, TBK md.137 uyarınca ifa imkansızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşıldığından, borcun tamamının sona ereceğinin de açık olduğunu, ifa imkansızlığının ne zaman sona ereceği belirsiz olduğundan, sözleşmenin amacının tehlikeye düşmesi sebebi ile sürekli imkansızlığın varlığının kabul edilmesi gerektiğini, zira bu durumda alacaklının sözleşmeyle bağlı kalmasının dürüstlük kuralına göre ondan beklenemeyeceğini, zira objektif imkansızlıkta sözleşmenin esasen butlanla batıl olduğunu, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi için davalı taraf...

        Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş ve ayrıca sözleşmenin temelinden çöktüğünü, aşırı ifa güçlüğünün söz konusu olduğunu, meydana gelen olağanüstü piyasa koşulları nedeniyle sözleşmedeki şartlarla sözleşmenin devamının mümkün olmadığını, ortaya çıkan durumun mücbiz sebep teşkil ettiğini savunmuştur....

          davalı yanla anlaşmış olduğu bedel üzerinden sözleşme ifa edilmediği için müvekkil almış olduğu malzemeleri daha pahalı almış olmuş bütün eksiklerin müvekkili tarafından giderildiğini ve ayrıca işçilik bedeli de ödenmek suretiyle müvekkil bu yönü ile de zarara uğradığını, yukarıda izah olunan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile davalı yanca yapılan işin bedeli düşüldükten sonra müvekkilinin davalı yana yapmış olduğu ödemenin şimdilik 2000 TL sinin iadesi ile, sözleşme ifa edilmiş olsaydı müvekkilin uğramayacağı zarar ile sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararın 2000 TL olmak üzere şimdilik 4000 TL nin yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsili ile yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....

          Asliye Hukuk Mahkemesince, davalının ikamet adresinin ... olduğu, sözleşmenin yapıldığı ve ifa edildiği yerinde ... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir ... Asliye Hukuk Mahkemesince ise HMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hükme bağlanmış olup, BK'nın 73/1 (TBK'nın 89/1.) maddesinde ise para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa olunacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ilişki sözleşmeden kaynaklanan para borcunun iadesine ilişkin olduğu için davacının ikametgahı mahkemesinin de davaya bakmaya yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen hüküm sonucunda Dairemizin 19.02.2007 tarihli ilamı ile, iskan ruhsatı alınması mümkünse bunun yönteminin ne olduğu belirlenmeli, davacıya yerine getirilmek üzere uygun yetki ve süre verilmeli, iskan ruhsatı alınamıyorsa aktin ifa edilmemesinden ötürü uğranılan zararlar B.K.nun 96.maddesi gereğince akiti olan yükleniciden istenebileceğinden yüklenicin halefi konumundaki üçüncü kişinin açtığı birleştirilecek tapu iptal ve tescil davasının reddedilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece davacıya iskan ruhsatı alınması için süre verildiği halde davacı tarafından iskan ruhsatı alınamamıştır. Bozma ilamına uyulduğu halde mahkemece gereği yerine getirilmemiştir. Davacı kendisine verilen süre içinde iskan ruhsatı almadığından bozma ilamı doğrultusunda tapu iptali ve tescil davasının reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri de, borcun ifa edilmemesinden doğacak zararı önceden ve götürü şekilde tespit etmektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (Kocaağa, Köksal; Türk Özel Hukukunda Cezai Şart Ankara 2003, s. 40). Hukukumuzda cezai şartın türleri seçimlik cezai şart, ifaya eklenen cezai şart ve ifa yerine cezai şart (dönme cezası) olarak düzenlenmiştir. Seçimlik cezai şart; 6098 sayılı TBK’nın 179/1. (818 sayılı BK’nın 158/1.) maddesinde, “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir” şeklinde ifade edilmiştir....

              Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri de, borcun ifa edilmemesinden doğacak zararı önceden ve götürü şekilde tespit etmektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (Kocaağa, Köksal; Türk Özel Hukukunda Cezai Şart Ankara 2003, s. 40). Hukukumuzda cezai şartın türleri seçimlik cezai şart, ifaya eklenen cezai şart ve ifa yerine cezai şart (dönme cezası) olarak düzenlenmiştir. Seçimlik cezai şart; 6098 sayılı TBK’nın 179/1. (818 sayılı BK’nın 158/1.) maddesinde, “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir” şeklinde ifade edilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu