Bu durumda, sözleşme yapma vaadi ile güven telkin edilmiş olan tarafın sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan zararının karşılanması gerektiği gerek doktrinde gerekse uygulamada kabul edilmektedir. Zararın kapsamı konusuna gelince; Öğretide ve Yargıtay kararlarında bu zararın menfi zarar olduğu konusunda görüş birliği oluşmuştur. Sözleşme yapılması düşüncesiyle yani uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar ''menfi zarar'' olup böylelikle sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle yapılan masrafların sözleşmeyi yerine getirmeyen tarafın karşılaması kabul edilmiştir. Diğer bir anlatımla sözleşmenin yapılacağına güven duyan tarafın zararının diğer tarafça karşılanması gerekir. (Yargıtay 13....
Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur (Prof. Dr. H. Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426 vd.). Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı alır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir." (Örnek: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.07.2006 tarihli, 2006/13-499 Esas, 2006/507 Karar sayılı ilâmı)....
Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Eğer satışı vaad edilen taşınmaz tapusunda temliki tasarrufu engelleyen kayıt varsa veya 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmüne aykırı şekilde satış vaadinde bulunulmuşsa veyahutta vaade konu taşınmaz bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olmuşsa bu gibi hallerde de sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009 maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi de mümkündür. Böylece, sözleşme alacaklısı, sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürebilme olanağını kazanır....
Davalı tarafça düzenlenen 15/05/2012 tarihli yazı ile YHT hattının dava konusu iltisak hattından geçmesi nedeniyle taşımanın geçici olarak durdurulduğunun ve durdurulan sürenin 15/10/2010 tarihli sözleşmenin süresine ekleneceğinin, 16/08/2012 tarihli yazı ile güvenlik açısından tehlike arz ettiği için iltisak hattı bağlantısının kullanılmasının uygun olmadığının, yine 20/01/2014 tarihli yazı ile de iltisak hattı kullanım protokolü ve taşıma amaçlı kiralanan açık alanda sürdürülen ticari faaliyetlerin yenileme çalışmaları nedeniyle sona erdirildiğinin, yeni iltisak hattı bağlantısı verilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf, süresinden önce fesih nedeni ile sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan zararları ile kar kaybını talep etmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen hüküm sonucunda Dairemizin 19.02.2007 tarihli ilamı ile, iskan ruhsatı alınması mümkünse bunun yönteminin ne olduğu belirlenmeli, davacıya yerine getirilmek üzere uygun yetki ve süre verilmeli, iskan ruhsatı alınamıyorsa aktin ifa edilmemesinden ötürü uğranılan zararlar B.K.nun 96.maddesi gereğince akiti olan yükleniciden istenebileceğinden yüklenicin halefi konumundaki üçüncü kişinin açtığı birleştirilecek tapu iptal ve tescil davasının reddedilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece davacıya iskan ruhsatı alınması için süre verildiği halde davacı tarafından iskan ruhsatı alınamamıştır. Bozma ilamına uyulduğu halde mahkemece gereği yerine getirilmemiştir. Davacı kendisine verilen süre içinde iskan ruhsatı almadığından bozma ilamı doğrultusunda tapu iptali ve tescil davasının reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/75 Esas KARAR NO : 2021/1020 DAVA : Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/02/2021 KARAR TARİHİ : 17/11/2021 Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi....
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, yetkili mahkeme ve icra dairesi, 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesi gereğince davalının ikametgahının bulunduğu yer veya aynı yasanın 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa edildiği yer mahkeme ve icra daireleridir. (Yargıtay 15. HD. 2015/6236 E,2016/447K; 2019/2763 E., 2019/3958 K.; 2015/6312 E.,2016/542 K. sayılı ilamları) Davacı alacaklı, yukarıda açıklanan yetkili iki yerden birinde icra takibi yapabilecek ve dava açabilecektir. Yargıtay içtihatları gereğince eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin icra takiplerinde İcra ve İflas Kanunu 50. madde gereğince HMK hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağından davalının yerleşim yeri (HMK 6), sözleşmenin ifa edileceği yer (HMK 10) ve yetki sözleşmesiyle belirlenen yer icra daireleri (HMK 17) yetkilidir....
edileceği gün belirlenmiş olduğu için temerrüt ihtarına gerek kalmadan temerrüde düştüğünü ve müvekkili firmanın zarara uğradığını, davalı firma tarafından 25.06.2020 tarihinde teslim edilmesi kararlaştırılan MAKSER marka makinenin sözleşmenin imzalandığı tarihte satış fiyatının 145.000- TL olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından günümüze yaklaşık 7 ay geçtiğini, müvekkili firmanın peşinat olarak verdiği 21*28 ölçülerinde ikinci el CNC makinesini geri alamadığını ve makineye karşılık sayılan 20.000- TL'nin de ödenmemiş olduğunu ve sözleşme konusu yeni makinenin fiyatının da emsal 3. firmadan alınan tekliften de görüleceği üzere en az 265.000- TL olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulünü, sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak ve ıslah yolu açık olmak üzere en az 120.000- TL'lik zararın ve sözleşme esnasında teslim ettiği 21*28 ölçülerindeki ikinci el CNC makinesinin 20.000- TL'lik bedeli olmak üzere toplam 140.000- TL alacağının faizi ile birlikte davalıdan...
edileceği gün belirlenmiş olduğu için temerrüt ihtarına gerek kalmadan temerrüde düştüğünü ve müvekkili firmanın zarara uğradığını, davalı firma tarafından 25.06.2020 tarihinde teslim edilmesi kararlaştırılan ... marka makinenin sözleşmenin imzalandığı tarihte satış fiyatının 145.000-TL olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından günümüze yaklaşık 7 ay geçtiğini, müvekkili firmanın peşinat olarak verdiği 21*28 ölçülerinde ikinci el CNC makinesini geri alamadığını ve makineye karşılık sayılan 20.000-TL'nin de ödenmemiş olduğunu ve sözleşme konusu yeni makinenin fiyatının da emsal 3. firmadan alınan tekliften de görüleceği üzere en az 265.000-TL olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulünü, sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak ve ıslah yolu açık olmak üzere en az 120.000-TL'lik zararın ve sözleşme esnasında teslim ettiği 21*28 ölçülerindeki ikinci el CNC makinesinin 20.000-TL'lik bedeli olmak üzere toplam 140.000-TL alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline...
Mahkemece, dava konusu taşınmazda satış vaadine konu payın iştirak halinde mülkiyete tabi olup satış vaadi sözleşmesinin bu nedenle ifa olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla, satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle yapılan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır....