Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 2011/7001 esas, 2012/1502 karar sayılı ilamı ile taraflar arasındaki sözleşmeyle kararlaştırılan cezanın ifa yerine geçen ceza olduğu, başka bir anlatımla yasal dayanağı B.K'nun 158/1 maddesi olan seçimlik ceza olduğu, sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı için davacı ya akdin ifasını isteme yada akdin ifasından vazgeçerek cezayı talep etme hakkı verdiği, anılan ceza ifa yerine geçtiği için tahsili halinde sözleşmenin ifa edilmiş gibi ortadan kalkacağı ve yüklenicinin ifa borcundan kurtulacağı, somut olayda davacı kesinleşen ..... Hukuk Mahkemesinin 2009/253 esas sayılı dosyası ile cezai şartı istediği, hal böyle olunca eldeki dosyada sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararın tahsiline dair davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak kararın bozulmasına karar verilmiş, dosya yeniden esasa kaydedilerek yapılan yargılama sonunda davacının davasının reddine karar verilmiştir....

    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; arsa sahipleri ile müteahhit arasındaki sözleşmenin 13.maddesinin sadece davacı ve diğer dava dışı üçüncü kişiye uygulamasının iyiniyet kurallarına uygun olmadığı, bu nedenle tapu kaydının iptali ve tescili talebinin yerinde olduğu, ecrimisil tazminatı yönünden ise 20.10.2010 ile dava tarihi arasındaki dönem için 9.191,00-TL ercimisili talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif üyesi adına tahsis edilen bağımsız bölümün tapusunun verilmediğinden bahisle açılan tapu iptali ve tescili mümkün olmazsa tazminatı ve teslim edilmemesinden kaynaklı kira alacağının tahsili istemine ilişkindir....

      şekle aykırı yapılması da sözleşmenin iptali sebebi olduğunu, davalının, sözleşmeden kaynaklanan asli borcu olan devir edimi gerçekleşmediğinden, aynı zamanda sözleşmeden kaynaklanan diğer üstlenilen edimlerin de eksik veya zamanında yerine getirilmediğinden sözleşmenin devamı müvekkilden beklenemeyecek hal aldığını, müvekkilinin bu güne kadar, yaptığı görüşmelerde sözleşmenin ifa edileceği umudu içerisinde beklediğini, ancak, yaklaşık 10 yıldır geçen süre sözleşmenin ifa edileceği umudunu ortadan kaldırdığını, bu sebeple sözleşme kapsamında müvekkilin ödediği bedellerin güncel değer üzerinden ödenmesi talebi ile işbu davayı ikame ettiklerini belirterek, Davanın kabulü ile, müvekkil ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin iptaline,sözleşme karşılığında müvekkilce ödenen bedellerin hakkaniyet ve denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değeri hesaplanarak faizi ile birlikte müvekkile iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep...

      İş Mahkemesi’nde dava açılmış olup, sözleşmenin icra ve ifa olunduğu yer ...’dir. HMK’nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiş olup, ... Mahkemeleri de bu davaya bakmaya yetkilidir. Mahkemece, bu husus gözetilerek işin esasına girilmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        edilmemesinden kaynaklı tüm zararının tespit edilerek davanın kabulüne karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri de, borcun ifa edilmemesinden doğacak zararı önceden ve götürü şekilde tespit etmektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (Köksal Kocaağa, Türk Özel Hukukunda Cezai Şart (BK. m. 158- 161), Ankara 2003, s. 40- 42). 6098 sayılı TBK'nın 179. maddesinde cezai şartın türleri seçimlik cezai şart (TBK 179/1), ifaya eklenen cezai şart (TBK 179/2) ve ifa yerine cezai şart yani dönme cezası (TBK 179/3) olarak düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK'nın 179/1 hükmüne göre; "Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir."...

          Taraflar arasında kurulmuş bulunan bir sözleşmenin taraflarından biri süresinde edimini ifa etmezse borçlunun temerrüdü kavramı karşımıza çıkar. Geniş anlamda borçlu temerrüdü (borçlunun direnimi) borçlunun sözleşmeye aykırı davranması, borcunu ifa etmemesi demektir. Bu hâlde ifa olanağı bulunmasına rağmen kararlaştırılan zaman geldiği ve uyarıldığı hâlde borçlu borcunu ifa etmemektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine göre karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteyebileceği gibi (m. 125/1) borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir (m. 125/2)....

            Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu (yüklenici) temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse; alacaklı (iş sahibi), sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir (TBK.m.125). Bir başka değişle, sözleşmeden dönme, yerine getirilen edimlerin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde geri verme yükümlülüğünü doğurduğu gibi sözleşmenin hükümsüz kalmasından kaynaklanan zararların da “menfi zarar” kapsamında tazmin edilmesini gerektirir. TBK'nın 125/2. fıkrası gereğince iş sahibinin sözleşmenin hükümsüz kalmasından kaynaklanan zararlarını menfi zarar kapsamında talep edebilmesi için, yüklenicinin kusurlu olması, temerrüde düşmesi ve iş sahibinin sözleşmeyi geriye etkili feshetmesi gerekir. Yüklenicinin kusuru, kast veya ihmal şeklinde olabilir....

              Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir. Davacıların dayanağı olan satış vaadi sözleşmesi ile satış vaadinde bulunan ... tarafından tapuda miras hak ve hisselerinin satışı vaadedilmiştir....

                Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir. Davacıların dayanağı olan satış vaadi sözleşmesi ile satış vaadinde bulunan ... tarafından tapuda murisi Nebi kızı Fatma'dan kalan miras hak ve hisselerinin satışı vaadedilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu