Sözleşmenin imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/5.maddesi ; ''Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.'' şeklindedir. Kanunun bu maddesi gereğince nama yazılı olarak düzenlenmeyen dava konusu senetlerin tüketici yönünden geçersiz olduğu sabittir. Ancak, mahkemece söz konusu hükme aykırı olarak ''senetlerin iptaline'' ve '' 12 adet senedin davacıya iadesine'' karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir....
Davalı, 1 000 000 000 TL ve 1 117 500 000 TL lik senetlerin teminat senedi olduğunu,ancak 5 adet 500 000 000 Tl lik senetlerin davacının kendisinden aldığı borç karşılığı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,davacının 1 000 000 000 TL ve 1 117 500 000 Tl lik senetlerden borçlu olmadığının tespitine,diğer senetlerle ilgili davanın reddine karar verilmiş,hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı sözleşmenin 3. maddesi gereğince alınacak ihaleler için yapılacak masrafların davalı tarafından karşılanacağını, davalı tarafından verilecek teminat mektubu veya naktin karşılığı kendi payına düşen %50 tutarındaki senedi teminat olarak davalıya verileceğini bu madde hükmüne göre davalıya verilen, 500 000 000 Tl lik dava konusu 7 adet senetlerin de teminat senedi olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı bu senetlerin davalının kendisinden aldığı borç karşılığı olduğunu savunmakta ise de senetlerde “Malen” kaydının olduğu görülmüştür....
haksız ve kötü niyetle elinde tuttuğunu, müvekkili şirketin söz konusu senetlerin iade edilmesini beklerken davalı tarafından açıkça kötü niyetle icra takibi yaptığını belirterek senetlerin icra takibine konulmasının engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda olduğu gibi davacının davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, davaya konu edilen senetlerin ticari ilişki kapsamında davalıya sözleşmenin ifası amacıyla önceden verildiğini, davalının üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmediğini kanıtlaması gerekmektedir. Dosya da toplanan delillere göre senetlerin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında teslim edildiği usulüne uygun deliller ile kanıtlanamadığı, bu nedenle açılan menfi tespit ve istirdat davalarının reddi gerektiği kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl dava yönünden; Davanın reddine, 2-Birleşen ... Mahkemesi'nin ...Esas sayılı dosyası yönünden davanın reddine, 3-Birleşen ......
İcra Dairelerinde açılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacının yetki itirazının reddi gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen 03.01.2018 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde 350.000,00 TL olduğu konusunda mutabakata varılan borç için takibe dayanak bonolara atıf yapıldığını, sözleşmenin 4. maddesinde geçen "Alınan 7 adet senetten/bonodan herhangi birisi vadesinde ödenmediği takdirde takip eden senetlerin tamamı muaccel olacaktır." maddesine göre takibe dayanak bonolar için takip başlatıldığını, senetlerin birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğer senetlerin muaccel olacağına ilişkin taraflar arasında ayrıca bir sözleşme yapılması ve sözleşme ile bonolara açıkca atıfta bulunulması halinde muacceliyet koşulu geçerli olacağından dolayı, takibe dayanak bonoların kambiyo vasfında olduğunun açık olduğunu belirterek davacının yetki itirazının ve kambiyo vasfına ilişkin takibin iptali talebinin reddine hükmedilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Tüketici Mahkemesi'nde dava açtığı, alacaklının da karşı dava olarak sözleşmenin feshi davası açtığı ve sözleşmenin feshine ilişkin dava açılmışsa da davanın derdest olduğu verilmiş bir karar olmadığından senetlerin bedelsiz kalmadığını beyan ettiği ve davaların derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, takibe konu bononun sözleşme kapsamında verildiği, alacaklının kabulü ile çekişmesiz hale gelmiş olup, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu, sözleşme kapsamındaki edimlerin yerine getirilip getirilmediği senetten doğan alacağın varlık ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiği anlaşılmıştır. O halde; mahkemece takibin İİK'nun 169/a maddesi geregince borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir....
Turizm ve Tic. A.Ş aralarındaki alacak davası hakkında ... 5. Tüketici Mahkemesinden verilen 10.4.2007 ... ve 540-362 sayılı hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu. KARAR Davacı 24.07.2006 tarihinde açtığı bu dava ile sözleşmenin feshi,senetlerin iadesi ile ödediği 1025 YTL sözleşmenin feshi yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, senetlerin davacıya iadesine, davacının 1025 YTL nın iadesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2007 tarihinden itibaren 1.170.000.000 TL.ye çıkarılmıştır....
Şti ile yapılan sözleşme gereği davalının taahhüdü olan taşınmazın sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesi nedeni ile ve senetlerin tüketici yasasına göre nama yazılması gerekirken emre yazılması sebepleri ile sözleşmenin iptali, sözleşme ile ilgili davalıya verilen senetlerin iptali, bugüne kadar davalıya ödenen bedelin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile tahsili istemidir. Kararı davacı ve davalı Akbulut.. şirketi vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir....
Şti ile yapılan sözleşme gereği davalının taahhüdü olan taşınmazın sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmemesi nedeni ile ve senetlerin tüketici yasasına göre nama yazılması gerekirken emre yazılması sebepleri ile sözleşmenin iptali, sözleşme ile ilgili davalıya verilen senetlerin iptali, bugüne kadar davalıya ödenen bedelin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile tahsili istemidir. Kararı davacı ve davalı ... şirketi vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir....
Davalı, davaya cevap vermemiş, son celse vekili, sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının edimlerini gününde yerine getirdiği, ancak satıcı davalı şirketin davacıdan eksiksiz tahsilat yaptığı halde edimlerini yerine getirmediği, gayrimenkulü 30.09.2012 tarihinde teslim etmesi gerekirken dava tarihi itibari ile teslim etmediği, davacı tarafın toplam 10.400,00 TL kira kaybına ilişkin cezai şart talebinin uygun olduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin aynen devam ettiği ve sözleşmenin feshedilmediği, bu nedenle senetlerin iptalinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 237.(818 sayılı mülga BK'nun 213.) madde hükmü uyarınca ''Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.'' hükmünü içermektedir....