Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı alacaklı vekili ;kira sözleşmesinde dökümü yapılan senetlerin müvekkiline teslim edilmediğini belirterek herhangi bir senet ibraz etmemiş , davalı borçlu vekili ise , ödenen senetlerin geri alındığını, geri alınan senetlerin saklama yükümlülükleri bulunmamasına rağmen müvekkilince saklandığını belirterek 05/06/2012 ödeme tarihinden başlayan davacı alacaklı namına düzenlenen 10 adet 500,00 TL bedelli sıralı ve 31/12/2012 ödeme tarihli,1.308,00 TL bedelli, 31/12/2013 ödeme tarihli ,1.680,00 TL bedelli senet asıllarını ibraz etmiştir. Davacı alacaklı vekili senetlerin arkasında yer alan 1. ciroda şirket kaşesi üzerine atılı imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmesi üzerine Mahkemece Grafoloji ve Sahtecilik uzmanı aracılığıyla imza incelemesi yapılmış, 1. ciro imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiştir....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeni ile tarafların borcun yenilenmesi ve yeniden yapılandırılmasına ilişkin olarak anlaşmaya vardıklarını ve müvekkilinin eski çek ve senetlere karşılık davalıya yeni çek ve senetler verdiğini ve eskiden verilmiş, tüm çek ve senetlerin geçersiz olduğu hususunda protokol imzalandığını, ancak davalının yeni çek ve senetleri almasına rağmen müvekkiline iade etmediği gibi, haksız olarak takibe geçtiğini, yenileme sözleşmesini imzalayan dava dışı ... ’nun davalının işlerini fiilen yürüten kişi olduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.11.2009 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin feshi, senetlerin iptali, tazminat ve istirdat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere Dairemizin bozmaya ilişkin ilam içeriği ve mevcut bilirkişi raporlarında davacının ancak Borçlar Kanununun 249/2 maddesindeki bedel indirim talebinde bulunabileceğinin saptanmasına, ancak davacının bedelde indirim istememesine, kira sözleşmesinde yazılan senetlerin kira bedeline karşılık verildiğinin anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...

        Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında düzenlenen 23/06/2012 tarihli sözleşmenin feshine, davacılar tarafından yersiz ödenen 82.744,36 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, senetlerin iptali isteminin ve istirdat yönünden fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-23.06.2012 tarihli sözleşmenin ......

          Tüketici Mahkemesinin 2019/1164 esas, 2020/969 karar sayılı ilamı ile satım sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine, senetlerin müvekkiline iadesine karar verildiğini, Garanti Koza Şirketinin haksız olarak senetleri ciro ile davalıya devrettiğini, davalı alacaklının senetlerin tüketici işleminden kaynaklandığını ve taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi bildiğini, senetlerin nama yazılı olması nedeni ile def'ilerin herkese karşı ileri sürülebileceğini, İstanbul İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, Küçükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olduğunu öne sürerek itirazlarının kabulüne, takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece, taraflar arasında aktedilen taksitli satış sözleşmesinin geçerli olup cayma halinde %25 oranında cezai şart belirlendiği, malların niteliği ve davacıya özel olarak üretilmediği belirtilerek BK’nun 161/1 maddesi uyarınca cezai şarttan %80 oranında indirim ile 567,50 TL cezai şart bedeli ödendiğinde sözleşmenin cayma nedeniyle iptaline, davacının sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin davacıya iadesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2012/2208-10144 2-4077 Sayılı TKHK.nun 6/A maddesinde ‘taksitle satış’ düzenlenmiş, buna göre taksitle satış, satım bedelinin en az iki taksitle ödendiği ve malın veya hizmetin sözleşmenin düzenlendiği anda teslim veya ifa edildiği satım türü olarak belirlenmiştir....

            KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 13.11.2011 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, tatil hakkını kullanabilmesi için bir davetiye gönderilmediğini, tarafına tatil hakkını kullanmak uzere yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile yapılan ödeme tutarı 250 TL. ile verilen senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, senetlerin davalı tarafından iade edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

              Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi ile senetlerin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 4.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; müvekkil tarafından müteahhit firmaya verilen senetlerin bedellerinin ödenmiş olması ve müteahhit firma tarafından geri verileceklerinin bildirilmesi ve teminat senedi olmaları nedeniyle icra takibine konu edilmeleri mümkün olmadığı ve senetlerde mücerretlik kavramı ortadan kalktığı için bu hususda davalı banka tarafından bilindiğini, davalı bankanın iyi niyetli hamil olarak değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, müvekkil ile dava dışı üçüncü kişi müteahhit firma ile arasında müteahhit firmanın Kozapark projesi içerisinde yer alan Bozcaada Blok 25.kattaki 444 numaralı daireyi satın almak için 05/02/2016 tarihinde satış sözleşmesi ile sözleşmenin eki olarak teminat olarak verilen senet imzalandığını, sözleşmenin imzalandığı gün senetlerin müteahhit firmaya teslim edildiğini, müvekkilin verdiği senetlerin teminat senedi olduğunu, 05/02/2016 tarihli sözleşme...

                O nedenle sözleşmenin 14. Maddesinin uygulanması imkanı yoktur. Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine ve verilen senetlerin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu