Davalı vekili, davacının sözleşmede belirlenen peşinatı geç ödediğini, öte yandan hem ihraç kayıtlı satış ile ilgili gümrük çıkış beyannamelerini düzenlememesi hem de kur farkından doğan borcunu ödememesi nedeniyle temerrüde düştüğünü, sözleşmenin taraflarca yürümeyeceğinin anlaşılması üzerine alacak ve borçların sıfırlandığını, davacının alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, yanlar arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği, davalı yanca sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ispat edilememiş ise de, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğradığını ispat edemediği, kur farkından doğan bir alacağının belirlenemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve alacak istemine ilişkin davada ... 1.Asliye Hukuk ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sözleşmenin iptali ve alacak istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, taşınmazın ... olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Asliye hukuk Mahkemesi ise,sözleşmeye göre ... Mahkemeleri yetkili kılındığından söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava taşınmazının aynına yönelik olmayıp, ödediği paranın iadesine ve uğradığı zararın giderilmesine ilişkindir. HUMK.nun 9. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesidir....
İşlemlerini yapmak" üzere anlaştıklarını ve 20.02.2017 tarih ve 2017/4977/11- S/1 numaralı sözleşmeyi imzaladılarını,Sözleşmenin 7.maddesi ile sözleşme süresi 01.01.2017- 31.12.2017 olarak kararlaştırıldığını taraflarca süresi bitmeden 15 gün önce yazılı olarak fesih bildirimi ile sonlandırmadıkları takdirde sözleşmenin ücret dışında, aynı şartlarla ve bir yıl süre ile kendiliğinden yenilenmiş sayılacağının kararlaştırıldığını, 8.1.maddesi uyarınca tarafların haklı nedenlerle ve tek taraflı olarak aralarındaki sözleşmeyi her zaman feshedebilecekleri, ancak sözleşmenin iş sahibi tarafından haklı sebep olmaksızın feshi halinde, kalan süre bedelinin iş sahibince meslek mensubuna ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme süresinin bitiminden 15 gün önce yazılı olarak fesih bildirimi ile sözleşmenin sonlandırılacağı bildirilmediğinden, 01.01.2018- 31.12.2018 dönemi için sözleşmenin kendiliğinden yenilendiğini,ancak davalının 30.01.2018 tarihinde, "Sayın T1 sizinle yapmış olduğumuz müşavirlik...
Şti ile davalı şirket arasında ve ... ve Ticaret A.Ş, ... Tekstil Gıda Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş, ... A.Ş, ... ve ...'...
Tekstil ve Turizm Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı Bakanlığın temyiz itirazına gelince; davanın dayanağını 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 22. maddesi ile taraflar arasındaki 08.09.2006 tarihli sözleşmenin 42.5.2 maddesi oluşturmaktadır. Belirtilen kanun maddesi ve sözleşme maddesi uyarınca sözleşmenin feshi halinde kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların alındığı tarihten gelir kaydedildiği tarihe kadar aylık toptan fiyat eşya endeksine göre güncellenmesinden sözedilmiştir. Mahkemece kanundaki ve sözleşmedeki düzenlemelere göre davacı Bakanlığın güncelleme nedeni ile olan alacak istemi kural olarak kabul edilmiş, ancak teslim edilen 79.000 adet eşofman nedeniyle 66.000,00 TL teminat tutarının güncellenemeyeceği sonucuna varılarak, sadece 13.178,00 TL ek teminat nedeniyle güncelleme alacağı kabul edilerek hüküm oluşturulmuştur....
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, her iki davacının 25/96 payı oranında alacakları ve aralarında paylaşacakları toplam irad bedelinin 4.542,11 TL olarak belirlendiği, bu rakamın hak ve nesafete uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Meclisi kararı ile su ve ... su bedellerinin tahakkuk ve tahsili yetkisinin davalı birliğe devredildiği hususları taraflar arasında ihtilaflı değildir.Dosya kapsamından davacının davalı tarafından verilen su ve ... su hizmetlerinin abonesi olup taraflar arasında ... hukuktan kaynaklanan sözleşme ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır.Öyle olunca taraflar arasındaki ihtilaflarda ... hukuk hükümleri uygulanması ve çıkacak ihtilaflara da adli yargı mahkemelerinde bakılması gerekir.Dava konusu faturanın düzenlenmesi ve davacı tarafından bu faturaya itiraz edildiği olayda idari bir işlem ve karar yoktur.Mahkemece tarafların delillerinin toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
--------------oluşturulan bilirkişi heyetinden aldırılan raporda; davacı ile davalı arasında ---- tarihinde üç yıl süreli olarak atipik iş görme sözleşmesi akdedilmiş olduğu, sözleşmenin ----- detayı belirtilen ---- tutarındaki demirbaş yatırımını davacının yapmasının kararlaştırıldığı, ---- sonunda işbu yatırımın mülkiyetinin davalıya bedelsiz olarak devredileceğinin ve sözleşmenin herhangi bir sebeple süresinden önce feshedilmesi halinde kalan ------bedeli hesaplanarak davalı tarafından davacıya ----- içinde ödeneceğinin düzenlendiği, dosyaya sunulan e-posta yazışmalarının incelenmesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin fiilen ----tarihinde davalı tarafından sonlandırılmış olduğu, sözleşmenin yukarıda belirtilen hükmü uyarınca sözleşmenin kim tarafından sona erdirildiğinin ---- tutarının ödenmesi yönünden bir öneminin bulunmadığı, bu duruma göre davacının sözleşmenin fiilen sona erdiği ---- tarihinden sözleşmenin normal olarak sona ermesi gereken süreye...
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, incelenen yönetim planı içeriğinden; anılan yönetim planının 27. maddesine göre her bloka ait yönetici veya yönetim kurulu üyeleri arasından seçilecek birer üyenin iştiraki ile 16 kişiden oluşacak bir site yönetim kurulunun oluşturulacağı ve bu yönetim kurulunun siteyi ilgilendiren ortak kararlar alacakları ve bu kararları uygulayacakları belirtildiği öte yandan aynı yönetim planının 17. maddesine göre de kat malikleri kurulunun anataşınmazdaki bütün bağımsız bölüm maliklerinden oluşacağı ve anataşınmazın bu kurul tarafından yönetileceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, anataşınmazdaki 16 kişilik üst kurul, niteliği itibariyle bir yönetim kuruludur. Kat Mülkiyeti Kanununda ve anataşınmazın yönetim planında böyle bir oluşumun kendi başına yönetici ve denetçi seçip ataması mümkün değildir....
Ancak; Mahkemece bozma öncesi verilen ilk kararda davacı tarafın talebi aşılmak suretiyle taşınmazın tamamının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu ilk kararın geçersiz tebligat ile kesinleştirilerek tapuda infaz edildiği tüm dosya kapsamı ile sabit olup, bozma öncesi verilen ilk kararın ortadan kalktığı gözetilerek, dava konusu taşınmazın kamulaştırma dışında kalan ve yolsuz olarak imar uyarlaması sonucu Hazine adına tescil edilen kısımlarının davalılar adına tapuya tescilini sağlayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, bu yönde bir karar verilmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....