Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, --- sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı cezai şart tazminat alacağı ve mahrum kalınan kar talepli alacak davasıdır....

    Bu güne kadar devam eden bayilik sözleşmemiz ne yazık ki piyasa koşullarında rekabet edemediğimiz için görmüş olduğum lüzum üzerinde şirketinizle imzalanan Akaryakıt Bayilik Sözleşmesini 11.03.2019 tarihinde tek taraflı olarak feshediyoruz.) gerekçe gösterilmeksizin tek taraflı olarak haksız şekilde fesh edildiği, 5 yıllık sözleşmenin süresinin bitim tarihinden önce feshi nedeni ile davalının 96.542,17 TL kar mahrumiyeti zararının oluştuğu, fesih haberini alan davalının 11.03.2019 tarih 19986 sıra numaralı 46.148,88 TL bedelli fatura ile davacı şirkete ait akaryakıt istasyonuna yapılan yatırımlardan kaynaklı alacaklar için ariyet bedeli olarak , 11.03.2019 tarih 19987 sıra numaralı 96.542,17 TL bedelli fatura ile sözleşmenin süresinden önce feshi ve ifa imkanı kalmaması sebebiyle uğranılan kar mahrumiyetine dayalı zararı için faturalar kesip taraflar arasındaki anlaşma uyarınca bedellerini DBS sistemi üzerinden tahsil ettiği, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 9. maddesi gereği...

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/48 Esas sayılı dava dosyasında, Asıl dava, taraflar arasındaki sözleşmenin, davalı tarafından haksız feshi ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşme ile ön görülen cezai şart ve yoksun kaldığı kar ve zararının tahsili, karşı dava ise davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacının 3.şahıs nezdinde ki alacağının, mahsup koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, 7500 tl alacağının tahsili istemine ilişkindir ve mahkemece 15/05/2018 tarihinde "Davacının asıl davasının kısmen kabulüne; Asıl davada, borçlar kanunun 182/son maddesi dikkate alınarak taktiren 50.000 TL cezai şartın dava tarihinden işleyecek reeskont avans ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı karşı davacının, 7.500 TL alacağının davacı alacağından mahsubu ile taleple sınırlı 3.000 TL yoksun kalınan alacağın dava tarihinden işleyecek reeskont avans ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karşı davanın reddine " karar verilmiştir....

      TL bedelli çekleri de iade etme talebinde bulunduğunu, nitekim davacı taraf da bu çeklerin tamamını davalıdan iade aldığını, salt bu hususun dahi davalının iyi niyetinin göstergesi olduğunu, bir diğer yandan, davacı tarafın mahrum kalınan kar talebinin de hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın müvekkilden cezai şart ve mahrum kalınan kar bedellerini talep etmesi haksız ve kötü niyetli olup, açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve savunma etmiştir. BİRLEŞEN DAVADA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ......

        Sayılı Kararında; "Davacı tarafın Davasının KISMEN KABULÜ İLE; 27.375.TL. Mahrum kalınan Kar Tazminatın 12/03/2013 dava Tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine; 2.928.TL. (13 günlük haksız fesihten doğan Kar kaybı) Tazminatının 12/03/2013 dava Tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine; 5.000.TL.( ... Plakalı araca kesinlen ceza) Tazminatının 12/03/2013 dava Tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine; Davacı tarafın diğer taleplerinin Reddine" dair hüküm kurulmuştur. Mahkememiz kararını taraflar temyiz etmiştir. Yargıtay 11....

          Yoksun kalınan kar hesabında davacının geçmiş yıllardaki kazançlarından hareketle ortalama aylık geliri veya ortalama yıllık gelirinin dikkate alınması gerekmekte olup, davacının 2016 yılı zararı dikkate alınmayarak yıllık ortalama karının 26.229,88 TL olduğu tespit edilmiş olduğundan fesih tarihi ile sözleşmenin sona ereceği tarih arasındaki bir yıllık süre için davacının yoksun kaldığı karının 26.229,88 TL olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı sözleşmenin devam edeceği inancı ile yapmış olduğu masraflarını da müspet zararı kapsamında davalıdan talep edebilecektir. Sözleşmeye olan güvenin boşa çıkması ve süresiz fesih nedeniyle davacı ödemiş bulunduğu 240.000 TL kira bedelini ve kiralamış olduğu iş yerine yapmış olduğu 214.000 TL'lik tadilat bedelini davalıdan talep edebileceği anlaşılmıştır....

            Mahkemece, dosya içerisindeki anılan tespit dosyası davalı beyanı, davacı iddiası ve bayilik sözleşmesi hükümleri değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken tanık beyanlarına dayanılarak davalı yanın akdin feshinde haklı olduğunun kabulü ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, sözleşmenin davalı yanca haksız olarak feshedildiği, buna göre davacının davalıya vermiş olduğu tüpleri geri isteme, mahrum kalınan kar ve cezai şart talepleri açısından davasının subuta erdiği, davalı tarafın ekonomik durumu dikkate alınarak mahvına neden olmayacak miktar cezai şarta hükmedildiği, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında imzalanan akdin davalı tarafça feshinin haksız olduğunun tespitine, 5.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, (davalı ...'...

              Hükme esas alınan bilirkişi raporunun diğer delillerle birlikte değerlendirilerek yapılan incelemesi sonucunda; Asıl dosyada davacının; İmalat bedelinden doğan iş bedeli alacağı (hakediş alacağı) olarak şimdilik 50.000 EURO’nun 30.03.2015 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini, haksız fesih nedeniyle ortaya çıkan yoksun kalınan kar kaynaklı zarar iddiasına karşılık şimdilik 20.000 EURO’nun 30.03.2015 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini, tespit dosyalarında sarf edilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tespit dosyalarında verilen karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, 20.05.2014 düzenleme tarihli 488.900,00 Euro bedelli teminat senedinin iadesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile bakiye hakkediş alacağını 402.307,20 Euro ve haksız fesih nedeni ile müspet zarar kapsamında mahrum kalınan kar alacağını 1.821.083,76 Euro olarak ıslah etmiştir....

                Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden (eda ve inşai dava) biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Buna göre eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Eldeki davada da, davacı tarafından sözleşmenin haksız feshedildiğinin, maddi zararların ve sözleşmenin haksız feshi nedeni ile mahrum kalınan kârın tespiti isteminde bulunulmuş olup, davacının eda davası açmasının mümkün bulunmasına göre, tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

                  Her ne kadar mahkemece davacının mahrum kalınan kar dolayısı ile zararını kanıtlayamadığından bahisle bu talebin reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği mahkemece tespit edilmiş olup bu husus taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Davacı sözleşmenin feshi sebebiyle erken sona ermesinden kaynaklanan kar mahrumiyeti talebinde bulunduğuna göre, mahkemece bu hususta uzman bilirkişilerce inceleme yaptırılmak suretiyle sözleşmenin kapsam ve mahiyeti nazara alınarak hesaplanmasının mümkün olup olmadığının tespit edilmesi, zararın gerçek miktarının tespitinin mümkün olmaması halinde ise mülga 818 sayılı BK'nın 42. maddesine (6098 sayılı TBK.'nın 50. maddesi) göre uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu hususlar nazara alınmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle birleşen davada davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu