Asıl davada davalılar vekili, müvekkilleri arsa sahipleri tarafından kısmen imal edilen inşaatın tamamlanması ve her türlü işin ifası için davacı yüklenici ile sözleşme imzaladıklarını, sözleşme öncesinde yapı denetim firmasından rapor alındığını, sözleşmeye göre inşaatın 31.05.2006 tarihinde teslim edileceğini, güçlendirme yapılacağının sözleşmede yazılı olduğunu ve yüklenici tarafından bilindiğini, teslim tarihi geldiği halde işin tamamlanmaması üzerine müvekkillerince ....02.2007 tarihinde ihtar çekildiğini, mahkemece yapılan keşif neticesinde inşatın hiç ilerlemediğinin tespit edildiğini, yüklenicinin işi terkettiğini, bunun üzerine sözleşmenin feshedildiğini, başka bir yüklenicinin işe başladığını, davacının feshe karşı çıkmadığını savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davasında ise sözleşmenin feshinin tespitine, bu kabul edilmez ise sözleşmenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....
olarak yerine getirmesinin imkansız olduğu durumlar sebebi ile sözleşmenin uzatılmasının gerektiği gibi hak edişlerin geç ödenmesinin de sözleşmenin uzatılmasına sebebiyet vereceği ayrıca hak edişlerin geç ödenmesi sebebi ile uğranılan zararın vade farkı ile tahsilinin talep edildiği görülmüştür....
Davacının dayandığı --------- incelendiğinde; sözleşmenin yalnızca davacı ve davalı----- tarafından imzalandığı, sözleşmenin altında davalı şirketin ve davalı ------- adlarının yazılı olmasına rağmen imza kısmlarının boş olduğu tespit edilmiştir.Sözleşme içeriği incelendiğinde de, ----- markasının kullanılmasından ve sözleşmede kurulması öngörülen şirket faaliyetlerinden elde edilecek gelirlerden davacıya 1/3 oranında pay verileceğinin belirtildiği tespit edilmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası marka hakkına sahip olan kişiler tarafından açılabilir....
D.iş sayılı dosyası üzerinden yapılan delil tespitinde davalının farklı cins ve hacimlerde davacı şirkete ait olmayan toplam 13 adet dolu nitelikte .... ve ... markası LPG tüplerinin tespit edildiği, bunun ise taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesine aykırılık teşkil ettiği açık olup davacının bu tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, haklı sebeple fesih nedeniyle müspet zararların ve bu nitelikte olmak üzere kâr kaybı (yoksun kalınan kâr) şeklindeki zarar isteminin yerinde olduğu, sözleşmenin 25.maddesinde kâr kaybının ne şekilde hesaplanacağının ifade edildiği, buna göre sözleşmenin fesih tarihinden geriye doğru 1 (bir) yıl içerisinde davacı şirketin davalı bayiye sattığı LPG'den sağladığı toplam karın belirlenmesi gerektiği, ancak taraflar arasında doğrudan ticari mal tedarikinin bulunmadığı, davacının bir başka tacir üzerinden davalıya satış gerçekleştirdiği, bu suretle taraflar arasındaki kâr mahrumiyeti alacağına ilişkin davacının talebi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin iptali, menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin iptali ve menfi tespit davasına dair karar Dairemizin 09.09.2013 gün ve 10062-12003 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı Yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 226.00.-TL para cezası ile aşağıda yazılı harcın karar düzeltme isteyenden alınmasın, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : CEYHAN SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/07/2013 NUMARASI : 2012/430-2013/568 Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, menfi tespit ve icra takibinin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, menfi tespit ve takibin iptali talebinin reddi, sözleşmenin iptali talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 267.20 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene...
Mahkemece;Taraflar arasındaki işletme devir hakkı sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle kiralananın kira alacağı nedeniyle davalı hakkında takip bulunduğu ve taraflar arasında sözleşmenin akdinden sonra kiralanandan sözleşmenin tarafı davalının tahliyesine karar verildiği, devre kiralayanın muvafakatının bulunmadığı, menfi Tespit davasına konu çekin davalıya teslim edildiği ve itirazın iptaline konu olan 39.500 TL 'lik nakit ödemenin yapıldığı yazılı sözleşme ile sabit olduğu, davalı tarafın yazılı sözleşmenin aksini ispat edemediği, kiralanandan davalının tahliyesi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmesinin ifa olanağının ortadan kalktığı, davalının edimini yerine getiremediği gerekçesiyle davacı tarafından açılan menfi tespit ve itirazın iptali davalarının kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde...
Dairesinin 31/03/2009 tarih 2008/1776-2009/1866 karar sayılı ilamı ile davanın tespit davası niteliğinde olduğu, eda davası açılması gerekirken tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından tespit davasının dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulması üzerine yerel Mahkemenin bozma ilamına uymasından sonra yine aynı daire tarafından onaylanarak kesinleşmiştir. Tüm dosyalar birlikte değerlendirildiğinde; davalı İdare tarafından davacı Vakfa taşınmazların ağaçlandırılmak üzere 20/02/2003 tarihinde 10 yıl süre ile bedeli karşılığında kiralandığı, taşınmazların 18/11/2003 tarihinde Vakfa teslim edildiği, teslim tarihinden itibaren bir yıl içinde ağaçlandırılma yapılması hususunun sözleşmenin özel şartlar 6.maddesinde belirtildiği, davalı idarenin bir yıl dolmadan 23/07/2004 tarihinde tek taraflı olarak sözleşmenin feshedildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Somut olayda; davalı tarafından hazırlanan ve davacı tarafından uygun görülen projeye kredi desteği sunulması amacıyla taraflar arasında 20.05.2013 tarihli sözleşmenin imzalandığı, proje kapsamında davalıya 26.06.2012 tarihinde 74.720.00- TL tutarında ön ödemede bulunulduğu, 25.12.2013 tarihli usulsüzlük raporu uyarınca T.C. T1 34. olağan yönetim kurulu toplantısında alınan 15. nolu karar uyarınca taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği sabittir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 1. maddesinde sözleşmenin amacı izah edilerek destek yararlanıcısı davalının, sözleşmenin dayanağı projeyi, kendi sorumluluğunda yürütmeyi ve 5449 sayılı Kanun ile davacı kalkınma ajansı tarafından düzenlenen kurallara uymayı taahhüt ettiği belirtilmiştir. Sözleşmenin 2. maddesi uyarınca projenin uygulama süresi 9 ay olup projenin bitiş tarihi 21.02.2014 tarihidir. Sözleşmenin 6. maddesinde sözleşmenin ekleri açıklanarak bu eklerin sözleşmenin ayrılmaz bir parçasını oluşturduğu belirtilmiştir....
Bayilik sözleşmelerinde sözleşmenin süresinin 1 yıl olarak belirlenmiş olduğu, sözleşmenin otomatik uzaması halinde sözleşme süresinin hiçbir şekilde 5 (beş) yıldan fazla olamayacağı hususlarının belirtilmiş olduğu, Sözleşmenin devamı sırasında ve sözleşmenin bitiminden sonra uygulanmış olan ceza ve prim kesintileri ile ilgili olarak dosya içerisinde yeterli belgeolmadığı, davalı tarafça uygulanmış olan cezalara ait faturaların dosya içerisinde yer almadığı, davacıya bahse konu cezaların ne şekilde tebliğ edildiğinin belli olmadığı, davacının taraflar arasındaki akdin devamı esnasında ödenen cezalar yönünden herhangi bir işlem yapmamış olduğu, Ceza faturalarından ve kar kaybından dolayı davacı tarafın herhangi bir alacağı olamayacağı hususları tespit edildiğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir....