Davacı yüklenicinin iş bu davada, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğradığı kar kaybını, menfi zarar kapsamında geçici, kesin ve avans teminat mektupları için bankaya ödediği komisyonları, sözleşme için ödenen harç ve masrafları, personel, şantiye kurulumu, makine, ekipman ve malzeme alım giderlerini talep ettiği anlaşılmış olup, yapılan yargılama sırasında üç ayrı bilirkişi kurulundan rapor alındığı, mahkemece ikinci rapor doğrultusunda sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği, bu nedenle davacı yüklenicinin sözleşme gideri 126.112,50 USD, belgelemiş olduğu masraflardan kira bedeli 68.833,34 USD ve kesin teminat mektubu komisyon bedeli olarak da 21.959,76 TL’yi talep edebileceğini belirterek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Mahkemece toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucu davalı iş sahibinin sözleşmeyi haksız olarak fesih ettiği anlaşılmış olup, mahkemenin bu yöndeki kabulüne rağmen kâr kaybı isteyemeyeceği yönündeki tespitinde isabet yoktur....
Bu nedenle sözleşme sonunda kiracı tarafından sözleşmenin ne şekilde sona erdirileceğini düzenleyen maddenin, sözleşmenin tek taraflı olarak süresinden önce feshi halinde uygulanacak makul süre kira bedelinin belirlemesi ile ilgisi bulunmamaktadır. Mahkemece, kiralananın aynı bedel ve şartlarla ne kadar sürede kiraya verilebileceği mahallinde bilirkişi aracılığı ile keşfen tespit ettirilip, tespit edilen bu sürenin (makul süre) tahliye tarihine eklenmesi ile ulaşılacak tarihe kadar kiracının makul süre kira parasından da sorumlu tutularak karar verilmesi gerekirken bu süre belirlenmeden doğrudan 3 aylık kira bedeli tutarında makul kira alacağına karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....
Tüketici Mahkemesi'nce, sözleşmenin feshi talepli davada, feshedilen sözleşmenin sonucu olarak tapunun eski hale getirilmesi gerekeceği, kurulacak hükmün taşınmazın aynına yönelik hükümleri de içereceği, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin HMK'nın 12/1. maddesi uyarınca kesin yetkili olduğu ve iadesi gereken taşınmazın da Yalova ilinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nce ise, davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı bu sebeple kesin yetkinin de söz konusu olmayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devremülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanunu'nda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Tüketici Mahkemesi'nce, sözleşmenin feshi talepli davada, feshedilen sözleşmenin sonucu olarak tapunun eski hale getirilmesi gerekeceği, kurulacak hükmün taşınmazın aynına yönelik hükümleri de içereceği, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin HMK'nın 12/1. maddesi uyarınca kesin yetkili olduğu ve iadesi gereken taşınmazın da Yalova ilinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nce ise, davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı bu sebeple kesin yetkinin de söz konusu olmayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devremülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi ile senetlerin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 4.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
BK'nın 365. maddesi gereğince götürü bedel kararlaştırılan işlerde yüklenici yapılacak şeyin kararlaştırılan fiyata yapmaya mecbur olup, yapılacak şey tahmin edilen miktardan fazla emek ve masrafı gerektirse bile yüklenici bedelin artırılmasını isteyemez ise de aynı maddenin 2. fıkrası gereğince evvelce tahmin olunamayan veya tahmin olunup da taraflarca dikkate alınmayan haller, işin yapılmasına engel olur ve yapılmasını son derece zorlaştırırsa hakim haiz olduğu takdir hakkı dolayısıyla ya kararlaştırılan bedeli artırır veya mukaveleyi feshedebilir. Somut olayda, sözleşmenin yapıldığı tarihte ruhsat alınması için Belediyeye ait 35,23 m2'lik arsanın alınması zorunluluğu bulunmadığı gibi inşaat izni 7 kat iken sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra 5 kata düşürülmüştür....
AŞ. arasında 16.01.2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin düzenlendiğini, diğer davalıların da sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalıların kira borçlarını ödemeleri üzerine ihtarname çekilerek (60) günlük süre verildiğini, davalıların kira bedelini ödemedikleri gibi kiralama konusu malı da iade etmediklerini, sözleşmenin feshi şartlarının gerçekleştiğini belirterek sözleşmenin feshine, vadesi gelmiş 18.075 TL kira bedeli ile vadesi gelmemiş 204.951 TL kira bedelinin tahsiline ve kiralamaya konu malın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ...Sağlık AŞ., ... ve ... vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, sözleşmedeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, sözleşme tarihinde müvekkilinin yurtdışında olması sebebiyle sözleşmeyi imzalamasının fiilen imkansız olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....
Maddesine göre taraflardan herhangi birinin sözleşmeyi fesih hakkı bulunduğu buna göre alıcının satış bedelini kısmen ödediği, satıcının ise sözleşmeye uygun şekilde taşınmazı inşa ederek teslim edemediği ve sözleşmenin buna göre feshi ile tarafların ödemiş olduğu bedel ve ifaları geri isteyebilecekleri bu kapsamda asıl dava bakımından taraflar arasındaki Bakırköy 3....
Dava konusu olayda da feshi istenen sözleşme noterde düzenleme şeklinde yapılmış olduğundan geçerli olduğu gibi aksi düşünülse bile, sözleşmede tapuların tamamının devri öngörülmüş olup, 28.02.1997’de tapular davalıya devredilmiş olduğundan sözleşmenin geçerlilik kazandığının kabulü gerekir. Esasen davalı bu sözleşme uyarınca bir bedel ödediğini savunmamış, genel kurulun kabul etmemesi sebebiyle inşaat sözleşmesinden cayıldığını ve bedeli ödenmek kaydıyla satın alındığını belirtmiş ise de, sözleşmenin imzalandığı tarih ile tapunun devredildiği tarih dikkate alındığında bu savunmaya itibar edilemeyeceği de ortadadır. Kaldı ki, davalı yanca, dava dışı inşaat şirketi ile imzalanan 11.04.1997 tarihli inşaat sözleşmesinde de arsaların kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca devir alındığı teyit edilmiş durumdadır....
belirtilen onbinde beş sözleşme bedeli kesintisinin iadesine ilişkin ilgili mevzuattan herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğini, ayrıca işbu bedelin iadesi için huzurdaki dava açılmadan önce kuruma herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, 4734 sayılı Kanun'un 53.maddesinin (j) bendinin (1) nolu bendindeki hüküm gereğince yükleniciden tahsil edilecek sözleşme bedelinin onbinde beşi oranındaki sözleşme bedeli kesintisi idare ile yüklenici arasında imzalanan sözleşme nedeniyle doğmuş olup, daha sonra bu sözleşme hükmünden yararlanılmaması ya da sözleşmenin hükümsüz kalması halinde kurumca ödenen sözleşme bedeli kesintisinin iade edilmesinin gerekmediğini, bahse konu sözleşmenin tarafının T3 değil ihaleyi yapan idare olduğunu, 2577 sayılı Yasa'nın 11.ve 12.maddeleri dikkate alındığında dava açılmadan önce hak kaybına uğranıldığı iddia edilen işleme yönelik işlemi tesis eden idarenin üst makamına, üst makam olmaması durumunda ise işlemi tesis eden idareye başvurulması gerektiğini belirterek...