Hisse devrinin geçersizliğinin tespiti, olmadığı takdirde hisse devrinin bedelinin tahsiline ilişkin davada; A) Her ne kadar davacı tarafça hisse devrinin geçersizliğinin tespiti olmadığı takdirde bedelinin tahsili amacıyla açılan davada davalı şirkette taraf olarak gösterilmişse de, davalı şirketin söz konusu sözleşmede hisseleri devredilen şirket olduğu, hisse devri sözleşmesinin davacı ... ile davalı ... arasında akdediliği, sözleşmelerin nispiliği gereği söz konusu sözleşmenin ve bu sözleşmede devri yapılan hisse devirlerinin geçersizliğinin tespiti ya da devir bedelinin tahsiline ilişkin davada ancak sözleşme tarafları olan ... ve ...'...
Koşul gerçekleşmemesi nedeniyle sözleşme ilişkisi hüküm ve sonuçlarını doğuramayacağından davacının sözleşme kapsamında davalıya verdiği senetler nedeniyle davalıya borcu da bulunmamaktadır. Davanın kabulüne karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; DAVANIN KABULÜ İLE; 1-Taraflar arasında imzalanan 25/12/2022 tarihli sözleşmenin 4. Maddesindeki koşulun gerçekleşmemesi nedeniyle sözleşme hükümlerinin ortadan kalktığının tespitine, 2-Bu sözleşme kapsamında verilen Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2021/... Esas 2021/......
Noterliğinde 29.04.1997 tarihinde düzenledikleri ölünceye kadar bakma sözleşmesi uyarınca bakım borcunu yerine getirdiğini, bakım borcu karşılığı tarafına devri gereken 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının devredilmediğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir. Davalılar karşı davalarında, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, sözleşmenin iptalini veya saklı payları için şimdilik 7.000 TL bedelin ödenmesini istemişlerdir. Mahkemece, asıl davanın reddine; karşı davanın kabulü ile sözleşmenin iptaline karar verilmiştir. Hükmü, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; karşı dava sözleşmenin iptali veya saklı paya karşılık bedel istemlerine ilişkindir....
İhbar tazminatı hesabında davacının tüm çalışma süresi dikkate alınarak 8 hafta üzerinden hesaplama yapılmış ise de davacının 1.dönem çalışması 01/09/2008 tarihinde emeklilik nedeniyle feshedilmiş olup ihbar tazminatına hak kazanamadığından 2008 öncesi çalışma süresinin 2010 sonrası çalışma süresi ile birleştirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle ihbar tazminatı hesabında sadece ihbar tazminatına hak kazanılan 01/01/2010-14/09/2011 tarihleri arasındaki 2.dönem dikkate alınmalıdır. Yıllık izin hesabında da .... Şirketi işyeri devri bulunmadığından daha önce davacının kendisine bağlı hizmeti yoksa sadece 2010 sonrası 2.çalışma dönemi süresindeki yıllık izin alacağından sorumlu olacaktır. Davacının 1.dönem emekli olarak ayrıldığı ve 2.dönem işyeri devri bulunmadığı dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir....
Somut olayda, davacı ile dava dışı T5 arasında düzenlenen Dargeçit Noterliğinin 24/07/2018 tarih ve 1260 yevmiye sayılı alacağın devri sözleşmesiyle, T5 Artuklu İlçe Jandarma Komutanlığında bulunan 39.000,00 TL tutarındaki alacağını davacıya yazılı şekilde devrettiği, bu sözleşmenin davalıya 30/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ ile alacağın temlik edildiğinden haberdar olunmasına rağmen söz konusu alacağın davacıya ödenmediği ve alacağın temlik edenin hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır....
CEVAP Davalılar vekili, alacak davasının bir yıllık zamanaşımı süresi bulunduğunu, davacı tarafça sunulan sözleşmeye göre 04/11/2011 tarihinde akdedilen sözleşmenin altına şerh düşülerek teslim edildiğini, yine davacı vekilinin delillerinden olan ihtarnamenin 24/01/2012 tarihli olup dava tarihinin 16/04/2013 olduğunu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, müvekkili ...’in sigorta aracılık hizmetleri konulu bir firmanın sahibi olarak ticari faaliyette bulunduğunu, diğer davalı ... ile ...'...
Noterliğinin 13/12/2016 tarih ve 9817 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde miras payının devri sözleşmesi ile bu hissesini 60.000,00 TL'ye devrettiğini hür iradesiyle beyan ettiği dikkate alındığında hissesine düşen meblağ ile devretmeyi kabul ettiği meblağ arasında pek bir fark olmayıp bedel yönünden işlemin muvazaalı olduğunu beyan etmenin mümkün olmadığını, aynı zamanda sırf müvekkil ve davalının kardeş olmaları sebebiyle sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığını söylemenin mümkün olmadığını, müvekkilinin baba malını almak istediğini, olup bedelini de ödediğini, dolayısıyla yapılan sözleşme muvazaalı olmayıp tarafların gerçek iradelerini yansıttığından dolayı davalarının kabulü gerektiğini bildirerek kararın kaldırılmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava; miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, asli müdahale talebine konu dava ise miras payının devri sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir....
Davacı, 01.09.2014- 31.03.2018 tarihleri arasında davalı idareden hizmet alım sözleşmesi ile iş alan yükleniciler nezdinde iş yeri devri hükümlerine göre çalışmıştır. 4857 sayılı Yasa'nın 2/6. maddesi uyarınca davalı kurum asıl işverendir. Aynı madde uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işverenle birlikte (müteselsil) sorumludur. Husumet itirazı yerinde görülmemiştir. İş yerinin tamamının veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devri iş yeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı Kanunun 6. maddesinde, iş yerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir....
Diğer bir ifadeyle, sözleşmenin devri halinde devralan asıl sözleşmenin tarafı konumuna geçer ve asıl sözleşmenin tüm hükümleri kendisini bağlayıcı hale gelir. Sözleşmenin devrinin geçerliliği devredilen sözleşmenin şekline bağlıdır (TBK'nın 205/3. Maddesi)..." şeklinde olup, davacı tarafından da sözleşmeden kaynaklanan alacakların temlik edildiği ya da sözleşmenin dava dışı kooperatif tarafından kendisine devredildiğine dair bir iddiada da bulunulmamış olup, sözleşmeninde ifa ile son bulduğu gerekçesiyle davacının aktif dava ehliyeti olmadığı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve alacak hukukuna ilişkin davada İstanbul 2. Tüketici ile 5. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 05.06.2003 günlü dilekçede yükleniciden yazılı sözleşme ile konut aldığını, ancak davalının edimini yerine getirmediğinden sözleşmenin feshini ve ödenen paranın iadesini talep etmektedir....