Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik karar ve içtihatları uyarınca sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerektiği, seçimlik hak kullanıldıktan sonra bundan dönülmesi ve sözleşmeden dönen davacının tapu iptâl ve tescil talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, temyiz eden davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur..." denilerek, sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdirme iradesinin sözleşmeden dönme olduğu ifade edilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununda hemen hiçbir yerinde "dönme" sözcüğü kullanılmayarak, bütün dönme hükümleri "fesih" kelimesiyle çevrilmişti....
Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik karar ve içtihatları uyarınca sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerektiği, seçimlik hak kullanıldıktan sonra bundan dönülmesi ve sözleşmeden dönen davacının tapu iptâl ve tescil talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, temyiz eden davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur..." denilerek, sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdirme iradesinin sözleşmeden dönme olduğu ifade edilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununda hemen hiçbir yerinde "dönme" sözcüğü kullanılmayarak, bütün dönme hükümleri "fesih" kelimesiyle çevrilmişti....
feshi ile semenin iadesi talebi mahkememizce haklı görülerek sözleşmenin geçmişe etkili olarak feshi ile birlikte ifa kuralı gereği , ayıplı malın iadesi karşılığında , ayıplı mala ödenen bedelin istirdadına ve yine ------- vurgulandığı üzere faiz başlangıcını teslim tarihi olarak belirlenmesine,----- olarak ödenen paranın iadesi talebinin de haklı olduğu kanaati ile 4287,51 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı---- verilmesine dair, ayıplı ürenden elde edilen semerelerin ispat edilememesi de gözetilerek aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir....
Dava, devremülk sözleşmesi nedeni ile sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi ve tapunun davalı adına tescili talebine ilişkindir. Dava önce İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesi'ne açılmış bu mahkemece Yalova Asliye Hukuk Mahkemesi'ne görevsizlik kararı verilmiş kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 21/12/2017 tarih, 2017/2683 Esas, 2017/1704 Karar sayılı ilamıyla istinaf talebinin reddine karar verilerek esas yönden yargılamanın yapılması için dosyanın İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş ve bu mahkemece esas yönden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Fuarının iptal edildiğinin resmi olarak açıklandığını, sonuç olarak davalı tarafından düzenlenmesi planlanan ... fuarının hiç bir şekilde düzenlenmediğini, dolayısıyla davacı tarafından yapılan ödemenin karşılığının da alınmadığını, bu nedenle taraflar arasında imzalanan 26.04.2019 tarihli fuar katılım sözleşmesinin 2. maddesine göre davacı tarafından davalı şirkete ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iadesi gerektiğini belirterek davacı tarafından davalıya ödenen bedelin reeskont faiziyle birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili Denizli ATM'nin ......
Dava konusu araç gizli ayıplı olarak satıldığı için davacının talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, dava konusu aracın davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şeklide hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir."(Yargıtay 13. HD. 09/03/2016 tarih ve 2015/900 E.-2016/7367 K.) Somut olayda, davacının, davalı T3'dan davaya konu aracı 27.200,00 TL bedelle satın aldığı, aracın devrini aldıktan kısa bir süre sonra, araç muayenesinin yapıldığı sırada aracın kilometresinin düşürüldüğünü öğrendiği, TBK'nın 223. Maddesi kapsamında uygun bir süre içerisinde durumu satıcı davalıya bildirerek sözleşmeden dönmek istediğini beyan ettiği, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının, TBK'nın 227. Maddesi kapsamında, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanarak aracın iadesi ile bedelini isteme hakkının bulunduğu sabittir....
D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, dolaptaki arızanın bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, bu nedenle davalı tarafa ödenen 50.000,00 TL ve 1.061,80 TL ihtarname masrafının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı vekili yanıt dilekçesinde özetle; Davanın görevli mahkemede açılamadığını, zamanaşımı itirazını ileri sürdüklerini, davacının ayıp ihtarını süresinde yerine getirmediğini, dolabın arızalı olduğu iddiasının da doğru olmadığını, davacının tamir için gönderilen ustalara dolabı göstermediğini, davacının ürünün tamiri ve eksikliklerin giderilmesini talep etmeksizin akitten dönme isteminin hukuka uygun olmadığını ayrıca arabuluculuğa yetkisiz yerde başvurulduğunu, davacı talebinin haksız olduğunu ve davanın reddini istemiştir. GEREKÇE : Dava; gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir....
. - K A R A R - Davacı vekili, ... marka aracın 27.11.2012 tarihinde satın alındığını, 13.12.2012'de müvekkili şirkete teslim edildiğini, araçta sürekli arızalar meydana gelmesi nedeniyle servise götürülerek tamir ve bakımının yaptırıldığını, ancak sorunun devam ettiğini, aynı tarihte alınan aynı model araçta da sorun yaşadıklarını, müvekkili şirketin iş kaybının meydana geldiğini ileri sürerek, ödenen araç bedelinin iadesi ile zararın tazminini talep ve dava etmiştir. Davalı .... vekili, davacının yasal süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığını, araçta üretimden kaynaklı sorun olmadığını, davacının ilk şikayetinin 19 ay sonra gerçekleştiğini, uzman incelemesi yaptırıldığını ve kullanım hatasından kaynaklı arızaların oluştuğunu, sözleşmeden dönme kabul edilecekse davacının kazançlarının da dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir....
Maddesi gereği seçimlik hakkını kullanarak sözleşmeden döndüğü, dönme hakkını kullanmakla birlikte ödediği ücretin iadesini talep edebileceği, davalı üniversitenin Klinik Psikolojisi alanında yüksek lisans eğitim verme hakkını davacının sözleşmeden dönmesinden sonra 29/03/2017 tarihinde aldığı anlaşılmakla yazılı gerekçe ile ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak davalının vakıf üniversitesi olması nedeniyle 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 56/b maddesi ve 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi gereğince harçtan muaf olmasına rağmen karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması, maddi tazminat davasının reddedilmesine rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalıdan 26.02.2022 tarihinde dava dosyasına sunulmuş olan faturada belirtilmiş olan ürünleri satın aldığını, daha sonra vekili aracıyla ürünlerin değiştirilmesi veya ürünlerin iadesi ve ücretinin bedelinin iadesinin talep edildiğini, davalının ürünlerin muayenesi için kendisine teslimini talep ettiğini, ancak davacının ürünlerin muayenesinden kaçınmış olduğu, arabuluculuk aşamasında da ürünlerin tesliminin talep edildiği ancak bu aşamada ürünlerin davacı tarafından gösterilmemiş olduğunu, huzurdaki davada ürünlerin değiştirilmesi veya 6.000,00 TL bedelin iadesinin talep edildiği, ancak dava dosyasında bulunan faturadan dava konusu iki ürünün fiyatının talep edilen bedelin çok altında olduğunu, kanunen yerine getirilmesi gerekli olan muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresi içerisinde yerine getirmeyen ve sözleşmeden dönme talebini TTK 18/3'te belirtilen ispat şekillerinden birisi ile yerine getirmeyen davacının ayıba karşı tefekkül hükümlerinden...