"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı şirket, 15.11.1996 tarihli noterde yapılan resmi satış sözleşmesi ile davalılardan ...’tan şirket adına satın almış oldukları BMW marka aracı, şirket adına trafikte tescil ettiremediklerini, davalı ...’in diğer davalıya olan borcundan dolayı başlatılan takip sonrasında ise aracın davalı ...’e satılıp onun adına tescil edildiğini, oysaki aracın mülkiyetinin kendisine ait olması nedeniyle üçüncü kişinin borcundan dolayı araç üzerine haciz konulamayacağı gibi, üçüncü kişi adına tescil de edilemeyeceğini ileri sürerek, araç üzerindeki trafik kaydının iptali ile davacı şirket adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dilekçesinde yapmış olduğu üç talebin de mevcut raporlara göre kabul edilmesinin mümkün olmadığı, zira ayıbın değer kaybına sebebiyet vermediği, bundan dolayı davacının değer kaybı talebinin reddinin gerektiği, ayıbın esasa müessir olmaması nedeniyle sözleşmeden dönme ve misliyle değiştirme taleplerinin reddinin gerektiği, ancak burada mahkemece değerlendirilmesi gereken diğer bir hususun da TBK'nın 227/4.maddesi olduğu, söz konusu madde de "Alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde durum bunu haklı göstermiyorsa hakim satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir." şeklinde düzenleme bulunduğu, mevcut olayımızda davacının sözleşmeden dönme talebinin olmasına rağmen araçtaki ayıbın esasa müessir olmaması nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını haklı göstermediği, bu çerçevede hakimin satılanın onarılmasına ve satış bedelinin indirilmesine karar...
Davalı ... satış bayi olduğu ve sözleşmeden dönme iradesinin tek taraflı olarak davalı ... tarafından gösterildiği anlışılmakla davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Araç kaydının iptali ve tescil ... ile ... aralarındaki araç kaydının iptali ve tescil davasının reddine dair .... Aile Mahkemesinden verilen 11.06.2010 gün ve 361/538 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına 31.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle sözleşmede aşamalı devir öngörülmüş olsa dahi yüklenicinin sözleşmeye aykırı davranması ya da temerrüde düşmüş olması sebebi ile sözleşmeden dönme ve fesih davasının açılmasından sonra arsa sahibi TBK’nın 97....
A.Ş' den satın aldığını, diğer davalının aracın Türkiye distribütörü olduğunu, seyir halinde iken araçta üretim hatasından kaynaklı arıza meydana geldiğini, davacının araçtaki gizli ayıp sebebiyle sözleşmeden cayma hakkını kullandığını ileri sürerek, araç bedelinin iadesine ve aracın kullanılmaması nedeniyle doğan zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... A.Ş vekili, davaya konu araçtaki arızanın meydana geldiği kazada araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve arızanın kullanıcı hatasından meydana geldiğini, bu durumun garanti kapsamı dışında olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Davalı ...A.Ş vekili, araçtaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı, maliki olduğu 121 ada 65 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu tarafından yaşlılığından, okuma yazma bilmemesinden yararlanılıp hata ve hileye düşürülmek suretiyle elinden alındığını ileri sürerek tapu iptali - tescil talebinde bulunmuştur. II. CEVAP 1....
makinayı verilen eğitimlere ve talimatlara aykırı olarak kapasitesinin üzerinde kullandıklarını, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin güçler arası dengeye, hakkaniyete ve adalete uygun olmadığını, ayrıca sözleşmeden dönme şartları ve sonuçlarının çok ağır olup huzurdaki uyuşmazlıkta da mevcut bulunmadığını, dosya kapsamı, sözleşme ve teknik şartname ile savunmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde güçlü olan davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, sözleşmeden dönme şartları ve sonuçları çok ağır olup kabul anlamına gelmemek kaydıyla arızaların giderilebilir nitelikte olduğu, aracın reddini gerektirir nitelikte olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin verdiği kararında hüküm tesis edilmişse de iş bu hükmü hukuka aykırı olduğunu, davacı müvekkilin, 03/11/2016 tarihli dava dilekçesinde talebinde sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesinin kabul edilmemesi halinde ayıplı malın ayıpsız misliyle değiştirilmesini ve yaptığı 900,00 TL nakliyat ve yediemin masrafının bedelinin dava ve talep etmesine rağmen mahkeme talep dışına çıkarak ayıplı malın ücretsiz onarılması şeklinde hüküm kurduğunu, 25/03/2019 tarihli bilirkişinin kök raporu ve 02/10/2019 tarihli bilirkişi ek raporundan dava konusu aracın ayıplı olduğunun ispatlandığını, dava tarihi üzerinden 5 yıl geçtiğini ve araçın olduğu yerde halen beklemekte olduğunu, bu kadar uzun süreden sonra araç üzerinde yıpranmaların olacağının kuşkusuz olduğunu, hüküm tarihi itibariyle aracın ücretsiz onarılmasının davacı tüketicinin mağduriyetinin giderilmesi...
Dosya kapsamı ile alınan kök rapor ile ek raporun denetime açık olduğu ve hükme esas almaya elverişli bulunduğu kanaatine varılmıştır.Davacının dava konusu yapmış olduğu arızaya ilişkin olarak bu arıza nedeniyle aracın 2. el piyasasındaki değerini düşürdüğü, 6502 sayılı kanunun 11/3 maddesi de göz önüne alınarak davacının seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK "nın 2. Ve TBK "nın 227/3 maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olduğu, Onarım nedeniyle değer kaybının 15.000,00 TL olacağı, aracın kullanım süresi ve ayıbın niteliği dikkate alındığında sözleşmenin feshinin davalı satıcı açısından ağır sonuçlar doğuracağı ayrıca aracın ayıpsızı ile değişiminin de hakkaniyete aykırı olacağı bu nedenle ayıp nispetinde bedelin tenzilinin hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varılmıştır....