Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge adliye mahkemesince; mülkiyet hakkının, taşınmaz üzerinde inşaat yapılması hakkını da kapsadığı, dava konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıtlarında herhangi bir takyidat bulunmadığı, davacının taşınmazın imar durumunu ve sit alanı içerisinde olup olmadığını araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı, taşınmazın ayıplı olarak davacıya satıldığının ve davalının ayıplı taşınmaz satışı nedeniyle davacıya karşı sorumlu olduğu, bu nedenle davacının ayıplı taşınmaz satışı nedeniyle seçimlik haklarından olan sözleşmeden dönme hakkını kullanarak taraflarca kabul edilen 82.000,00 TL satış bedelinin iadesini istemekte haklı olduğu gerekçeleriyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne, ... ili ......

    Buna göre Mahkemece, 6502 sayılı Kanunu 83/1 maddesinin yollaması ile TBK'nun 227. maddesi uyarınca somut olayın özelliğinin davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını haklı göstermediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilerek onanması HUMK 438/son maddesi gereğidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.12.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde satış bedelinin ve cezai şartın tahsili istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kabulü ile 3.000,00 TL cezai şart ile 4.908,35 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı ... vekili ve ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi (dönme), tapu iptâli ve tescil istemlerine ilişkindir. Davacı arsa sahibi, her ne kadar dava dilekçesinin talep kısmında açık biçimde fesih talebinde bulunmamış ise de, davada devredilen tapuların iptâl ve tescili BK.nun 108. maddesi uyarınca istendiğine göre, bu talebin içerisinde, sözleşmeden dönme talebinin de bulunduğu açık olduğundan, mahkemece fesih hakkında bir hüküm kurulmadan tapuların iptâl ve tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, davalılardan Hakan, 4/8 arsa payını dava dışı ...’den satın almıştır....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2019 NUMARASI : 2018/6 ESAS, 2019/382 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanım reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Sabiha SAVAŞÇI tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin 17/08/2017 tarihinde ithalatçı doğuş otomotiv servis ve ticaret A.ş....

          ye satın aldığını, evdeki gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediğini beyanla; davalıya ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, binadaki su basma probleminin 2 yıl gibi uzun bir zaman geçtikten sonra bildirildiğini, dairenin sığınak eklenerek yapılmış olmasının hem projede hem de banka eksper raporunda açıkça yazılmış olduğunu ve tapuda da daire olarak göründüğünü, dairenin teknik alt yapısını tam ve ayıpsız olarak davacıya teslim ettiğini, su bastığı iddia edilen yerde davacı tarafından yapılan tadilatın drenaj yapısını bozmasından kaynaklandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanması dolayısıyla taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 110.000,00 TL'nin iadesine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Araç kaydının iptali ve tescil ... ile ... aralarındaki araç kaydının iptali ve tescil davasının reddine dair .... Aile Mahkemesinden verilen 11.06.2010 gün ve 361/538 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına 31.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı şirket, 15.11.1996 tarihli noterde yapılan resmi satış sözleşmesi ile davalılardan ...’tan şirket adına satın almış oldukları BMW marka aracı, şirket adına trafikte tescil ettiremediklerini, davalı ...’in diğer davalıya olan borcundan dolayı başlatılan takip sonrasında ise aracın davalı ...’e satılıp onun adına tescil edildiğini, oysaki aracın mülkiyetinin kendisine ait olması nedeniyle üçüncü kişinin borcundan dolayı araç üzerine haciz konulamayacağı gibi, üçüncü kişi adına tescil de edilemeyeceğini ileri sürerek, araç üzerindeki trafik kaydının iptali ile davacı şirket adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Tescil ve Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... vekili, davacının dava konusu ... ada... parsel ... nolu bağımsız bölümü davalı adına satın aldığını, davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davalının TBK 295/2 maddesi gereğince kanundan kaynaklanan yükümlülüğünü ihlal ettiğinden bağıştan dönme şartları oluştuğunu belirterek tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....

                  Taraflar arasındaki hukuki ilişki,24.03.1997 tarihli “anlaşma senedi” başlıklı harici sözleşmeye dayanmaktadır.Sözkonusu sözleşmeye dayalı olarak dava konusu taşınmazın tapu kaydı 02.05.1997 tarihinde davacı adına tescil edilmiş,bilahare davalının kardeşi tarafından açılan tapu kaydının iptali talepli ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/618 esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucu davacı adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmiş ve bu karar 08.10.2001 tarihinde kesinleşmiştir. BK.125.maddesi gereği zamanaşımı süresi sözleşmeden doğan davalarda 10 yıldır. Tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece, davanın sözleşmeden doğduğu gözetilmeden ve davanın hukuki niteliği yanlış değerlendirilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                    UYAP Entegrasyonu