Otomotiv Akaryakıt San. ve Tic. Ltd. Şti.’den 02.06.2010 tarihinde satın almış olduğunu, şirketin satış temsilcisinin benzin tüketerek işleyen bu otomobilin arzu edilmesi halinde LPG sistemi ile işler hale getirilebileceği vaad ve taahhüdü üzerine otomobili satın almaya karar verildiğini ve satıcı eliyle gerçekleştirilen bu otomobilin ruhsat ve muayene işlemleri de yine satıcı şirket çalışanlarınca yerine getirilmek suretiyle aracı fiili ve hukuki olarak tam ve eksiksiz şekilde teslim aldığını, kullanımında olan dava konusu otomobilin ilk muayene süresinin hitamına kısa süre kala yeni dönem muayenesi için başvurmuş olduğu davalı ... Araç Muayene İstasyonları İşletim ve Tic....
Maddesi uyarınca “Borcunu ifa etmeyen alıcı, satıcının bu yüzden uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.” kanun maddesinde herhangi bir duraksamaya yer olmadan anlaşılacağı üzere alıcının haklı bir sebep göstermeden sözleşmeden dönme hakkını kullanması durumunda satıcının uğrayacağı zararı gidereceğini düzenlediğini, T3 borçlanmış olduğu edim sıradan basit bir ürün olmayıp aracın ispanya menşeli bir ürün olması ve tedarik aşamasında bir çok külfete katlanmak zorunda kaldığını, müvekkilinin bu zararlarının bir kısmını davacı tarafından ödenen kapora bedelinden karşıladığını, nitekim davaya konu araç siparişinin iptali nedeniyle müvekkili şirketin stoğa düşen araç nedeniyle stok maliyetine katlandığını, müvekkilinin, iptal edilen sipariş nedeniyle başka bir müşteriye satılmak adına emsal araç siparişi vermek zorunda kaldığını ve o araç için de emsal araç stok maliyetine katlandığını, 2020 yılı hedeflerinin satış iptali nedeni ile hedefin altında kalmasından dolayı bu araç için satış priminden...
Taraflar arasındaki hukuki ilişki,24.03.1997 tarihli “anlaşma senedi” başlıklı harici sözleşmeye dayanmaktadır.Sözkonusu sözleşmeye dayalı olarak dava konusu taşınmazın tapu kaydı 02.05.1997 tarihinde davacı adına tescil edilmiş,bilahare davalının kardeşi tarafından açılan tapu kaydının iptali talepli ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/618 esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucu davacı adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmiş ve bu karar 08.10.2001 tarihinde kesinleşmiştir. BK.125.maddesi gereği zamanaşımı süresi sözleşmeden doğan davalarda 10 yıldır. Tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece, davanın sözleşmeden doğduğu gözetilmeden ve davanın hukuki niteliği yanlış değerlendirilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "taraflarca imzalanan sözleşmenin, sözleşme tarihinde mevcut olan objektif imkansızlık sebebiyle BK’nın 20. maddesine göre batıl olduğundan ve hukuki sonuç doğurmayacağından ifasının talep edilmesinin mümkün olmadığı; ifa imkânsızlığının borcu sona erdiren nedenlerden olduğu; BK. md. 117/1 'e göre davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması ve yükleniciye devrettiği tapunun iadesini istemesi karşısında, davalı müteahhitlerin inşaat faaliyetlerine başlamayarak temerrüde düştüğü, aradan geçen çok uzun süreye ve tahammül sınırlarını fazlasıyla aşmasına rağmen inşaatın halen başlamadığı, başlanmamasının ise Yargıtayın istikrarlı içtihatları uyarınca geriye etkili fesih (dönme) koşullarını sağladığı anlaşılmakla davanın davacı vekilince sınırlanan tescil ve fesih talepleri yönünden kabulü gerektiği; davacının sözleşmeyi feshetmesinin bilirkişi heyeti tarafından haksız olduğu şeklinde mütalaa...
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve Dairemiz bozma ilamı ile tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaza inşa edilen binanın tümden kaçak olması nedeniyle üzerinde kat irtifakı tesis etmenin mümkün olmadığı, davacının terditli talebi olan öncesinde malik olduğu dava konusu taşınmazın iadesine yönelik sözleşmeden dönme iradeli talebinin ise sözleşmenin ifa imkansızlığı nedeniyle batıl olduğu tüm dosya kapsamından sabit olduğundan davalılar ... ile ...'...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2020/129 ESAS, 2022/416 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Bağıştan Rücu Hukuksal Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sözleşmeden dönmesinin kötü niyetli olduğu, müvekkili şirketin dava konusu bağımsız bölümün teslime hazır durumda olduğunu davacıya Beşiktaş 16.Noterliği'nin 20/04/2018 tarih ve 11115 yevmiye no'lu ihtarnamesi ve e-mail yoluyla bildirdiğinden bu bildirimin davacıya ulaştığı tarihten itibaren artık davacının sözleşmeden dönme beyanında bulunması dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davacının ödediği 355.455,80 TL'ye 21/05/2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile müvekkilinden talep etmesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğu, davacı tarafın sözleşmeden dönme beyanının geçersiz olduğu beyan edilmiş ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince; "...Davanın kabulü ile; 1- Taraflar arasında yapılan İstanbul Beşiktaş 16....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin istinafa konu edilen 04/02/2022 tarih ve 2022/44 E ara kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; ayıplı mal (arsa vasıflı taşınmaz) satışı iddiası nedeniyle, sözleşmeden dönme, sözleşmeden dönme nedeniyle ödenmiş olan bedelin, tapu harçlarının, ihale karar ... Bedelinin vs, bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş faiziyle birlikte davalıdan tahsilini (şimdilik 1.000,00 TL), sözleşme nedeniyle ödenecek olan taksitlerinin dava tarihinden itibaren ihtiyati tedbiren durdurulmasını talep etmiştir....
Davada TBK'nın 227/4. maddesinin uygulanabilmesi için davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması gerekip, davacı satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirip sözleşmeden dönme hakkı yerine, aracın misli ile değiştirilmesini talep ettiğinden, mahkemenin 227/4 maddesi gereğince müdahalesi mümkün olmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir. 8-Davanın kabulüne karar verildiği taktirde, davacı elindeki aracın müvekkiline iadesi yönünde hüküm kurularak, araç iadesine bağlı olarak; araç uzun süre kullanıldığından Türk Borçlar Kanunu’nun 192. maddesindeki; ‘Satış sözleşmesinden dönen alıcı satılanı ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür.’ hükmü uyarınca kullanım bedeli ile araçta (kayıtlı veya kayıt dışı) varsa gerçek değer kaybının düşülmesi gerektiği, dava konusu araç üzerinde bulunan/sonradan ortaya çıkabilecek ve yükümlüsünün davacı olduğu; rehin, haciz, vergi borcu ve sair tahditlerin...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir....