WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yani, davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, borç, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir. Ancak, aranacak ya da aldırılacak borçlarda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89.maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi uygulanmaz. Ne var ki, HMK.nun 10. maddesi hükmü, yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden kaynaklanan davalar, sözleşmenin ifa yerinde açılamayıp genel yetkili yer olan davalının yerleşim yerinde açılabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek “HUMK.'nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin yerine getirileceği yerin Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır....

    SAVUNMA: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşmeden doğan borçlarını davacıya karşı eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı şirketin mali açıdan zor durumda olduğunu bildirmesi nedeniyle müvekkilinin fazladan da ödeme yaptığını, davacının sözleşmeden doğan ceza koşulu borçları hariç toplam ---- müvekkiline borçlu durumda olduğunu, davacının sözleşmeden doğan borçlarını süresinde ifa etmediğini, sözleşme gereğince davacıya yapılan ödemelerden kesilen nakdi teminatların davacının müvekkiline olan borcuna mahsup edildiğini, müvekkilinin davacıya hakedişlerinden kaynaklı borcu bulunmadığını, teminat mektubunun davacının müvekkiline olan borçları nedeniyle nakde çevrildiğini,----- çalışmasını müvekkilinin onaylamadığını, davacının mükerrer yaptığı imalat bulunmadığını, davacının imalatlarına zarar verilmediğini, aksine davacının diğer alt işverenlerin imalatlarına verdiği zararın giderildiğini, sözleşme bedelinin götürü bedel olarak kararlaştırıldığını...

      Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre taraflar arasında yapılan sözleşmenin asli temel edimi biçerdöverin satışı karşılığında bedelin ödenmesi olduğu, davacı tarafın sözleşmeden dönme gerekçesi olarak gösterdiği, biçerdöverin mekanik malzemelerinin teslimi hususunun ikinci tali bir edim olup, borçlu tarafa sözleşmeden dönme hakkı veremeyeceği, bu itibarla sözleşmeden doğan borçlarının halen devam ettiği, ayrıca B.K.’nun 106. maddesi uyarınca davacı tarafın davalıya sözleşmeden doğan borcunu ifa etmesi için herhangi bir ihtarda da bulunmadığı, ihtar şartı yerine getirilmeden sözleşmeden dönülemeyeceği, tanık beyanlarından biçer döverin satıldığı gün ve sonrasında davalının biçerdöverin üzerinden çıkan orijinal mekanik aksamı davacılara sunduğu halde davacıların almadıklarının anlaşıldığı, davacı tarafın mekanik aksam teslim edilmediğinden biçerdöverden randıman alınmadığına dair beyanının doğru olmadığı, borçların ödenmesine yönelik olarak düzenlenen borçların...

        - K A R A R - Davacılar vekili, davalı tarafın icra takibine konu ettiği senedin, taraflar arasındaki 19.06.2006 tarihli yazılı anlaşma gereğince teminat olarak verildiğini, sözleşmeden doğan tüm edimlerin yerine getirilmesine rağmen bedelsiz senedin haksız olarak takibe konu yapıldığını ileri sürerek müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, takibe konu senedin ve takibin iptaline, % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların sözleşme edimlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin kalan 4.000 TL.alacağı için senedin icra takibine konu yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davacıların sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiğini ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) KARAR Dava, eğitim-öğretim giderine ilişkin sözleşmeden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir. 04.12.2014 gün ve 6572 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğe göre; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı kararı uyarınca “Taraflarının sıfatına bakılmaksızın, okutma, eğitim-öğretim ve yetiştirme giderleri ile ilgili olarak yasadan (657, 1416, 5535, 3466, 926, 5401, 4652, 2330, 2547, 3580 ve 3269 sayılı kanunlar ve benzerleri) veya sözleşmeden doğan her türlü davalar sonucu verilen hüküm ve kararların” temyiz inceleme görevi 01.02.2015 tarihinden itibaren Yargıtay 18. Hukuk Dairesine verilmiştir. ...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) KARAR Dava, eğitim-öğretim giderine ilişkin sözleşmeden doğan alacağın tahsili istemidir. 04.12.2014 gün ve 6572 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğe göre; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı kararı uyarınca “Taraflarının sıfatına bakılmaksızın, okutma, eğitim-öğretim ve yetiştirme giderleri ile ilgili olarak yasadan (657, 1416, 5535, 3466, 926, 5401, 4652, 2330, 2547, 3580 ve 3269 sayılı kanunlar ve benzerleri) veya sözleşmeden doğan her türlü davalar sonucu verilen hüküm ve kararların” temyiz inceleme görevi 01.02.2015 tarihinden itibaren Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'ne verilmiştir. ...

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, eğitim-öğretim giderine ilişkin sözleşmeden doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. 04.12.2014 gün ve 6572 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğe göre; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı kararı uyarınca “Taraflarının sıfatına bakılmaksızın, okutma, eğitim-öğretim ve yetiştirme giderleri ile ilgili olarak yasadan (657, 1416, 5535, 3466, 926, 5401, 4652, 2330, 2547, 3580 ve 3269 sayılı kanunlar ve benzerleri) veya sözleşmeden doğan her türlü davalar sonucu verilen hüküm ve kararların” temyiz inceleme görevi 01.02.2015 tarihinden itibaren Yargıtay 18. Hukuk Dairesine verilmiştir. ...

                Ne var ki HMK. nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalarda, sözleşmenin ifa yerinde dava açılamaz (sebepsiz iktisap gibi). Ancak genel yetkili yer olan davalının ikametgahında dava açılabilir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12–1162–1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek, “HUMK'nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda, tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır. Ancak bu gibi hallerde TBK'nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için de akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir....

                  Yani davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da, sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise, borç, alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenir. Ancak, aranacak ya da aldırılacak borçlarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89.maddesinin birinci fıkrasının birinci bendi uygulanmaz. Ne var ki, HMK.nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden kaynaklanan davalar (sebepsiz iktisap gibi), sözleşmenin ifa yerinde açılamayıp genel yetkili yer olan davalının ikametgahında açılabilir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek “HUMK.nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanunu'nun 73. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır....

                    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetkili mahkeme ve İcra Müdürlüğünün Acıpayam İcra Müdürlüğü olduğunu, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin alacak- borç ilişkisi olduğunu, müvekkil şirket ile davacının ticari faaliyetinin davacının Aligöz Mevkii Acıpayam/Denizli-Merkez adresinden yürütüldüğünü, bu nedenle sözleşmenin ifa yerinin Acıpayam olduğunu, hem sözleşmenin ifa yeri hem de sözleşmeden doğan para alacaklarında yetkili icra dairesi şirketin merkez adresi olan Acıpayam olduğunu, sözleşmeden doğan para alacakları için kanunda öngörülen bu özel yetki kurallarının, borçlunun ikametgâhının bulunduğu yerde takip yapılmasına engel teşkil etmeyeceğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık yetki itirazının kaldırılması istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu