Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Muhalif) MUHALEFET ŞERHİ Dava, taraflar arasındaki dava vekalet sözleşmesinden doğan ihtilaf nedeniyle açılmıştır. Eski Borçlar Kanununun 126/4 maddesi ile yeni T.B.K nun 147/5 maddesi gereğince vekalet sözleşmelerinden doğan alacaklar 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Buna göre bu zamanaşımı süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağı önemlidir. Dairemizce benimsenen görüşe göre müvekkilin vekalet sözleşmesinden doğan alacakları için; vekilin yaptığı işten dolayı müvekkiline hesap verme zorunluluğu bulunduğundan zamanaşımının hesaplanmasında vekilin müvekkiline karşı hesap verme yükümlülüğünün yerine getirildiği tarihten itibaren hesaplamaya başlanması gerekmektedir. Ancak vekilin sözleşmeden doğan haklarını talep etmesi halinde zamanaşımı 2013/28023-31651 başlangıç süresinin işin bitim tarihi olarak kabulü gerekir....

    Aynı kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin icra edileceği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Somut olayda, davalının ikametgâhı...’da bulunduğundan genel yetki kuralı uyarınca... mahkemeleri yetkilidir. Ne var ki, az yukarda açıklandığı üzere HUMK.nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalarda, sözleşmenin icra edileceği yer mahkemesinin de yetkili olacağına ilişkin özel bir yetki kuralı getirilmiştir. Davacının talebi sözleşmeden doğan para alacağına ilişkin oluğuna göre, BK. 73.maddesi gereğince de aksi kararlaştırılmadıkça borcun, alacaklının ödeme zamanında ikamet ettiği yerde ödenmesi gerekir. Somut 2010/19322-2011/5311 Uyuşmazlıkta; para borcunun ifa yeri, alacaklının ikametgâhı ...dır. Öyle olunca, alacaklının ikametgâhı olan, sözleşmenin ifa edileceği ...da da icra takibi yapılıp dava açılabilir....

      Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da ... yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını ... veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan para alacağının ödetilmesini talep etmiştir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için yetkili olan kendi ikametgahında da dava açabilir. Dava konusu olayda da alacaklı sözleşmeden doğan para alacağının ödenmesi için kendi ikametgahı mahkemesinde dava açmıştır....

        Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklanan para alacağının ödetilmesi talebine ilişkin olup, Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için yetkili olan kendi ikametgahında da dava açabilir....

          Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel 2010/5840-13101yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden, alacaklı bu para borcunun ödenmesi için yetkili olan kendi ikametgahında da dava açabilir....

            Aynı kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin icra edileceği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da ... yetkiye ilişkin bir düzenlemedir.Somut olayda, davalının ikametgahı ...’da bulunduğundan, genel yetki kuralı uyarınca ... mahkemeleri yetkilidir. Ne var ki, az yukarda açıklandığı üzere HUMK.nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalarda, sözleşmenin icra edileceği yer mahkemesinin de yetkili olacağına ilişkin ... bir yetki kuralı getirilmiştir. Davacının talebi sözleşmeden doğan para alacağına ilişkin oluğuna göre, BK. 73.maddesi gereğince de aksi kararlaştırılmadıkça borcun, alacaklının ödeme zamanında ikamet ettiği yerde ödenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; para borcunun ifa yeri, alacaklının ikametgahı ...’dir. Öyle olunca, alacaklının ikametgahı, sözleşmenin ifa edileceği ...’de de icra takibi yapılıp, dava açılabilir....

              Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan 2010/15529-2011/4748 para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için yetkili olan kendi ikametgahında da dava açabilir....

                Davacı eldeki dava ile, üçüncü şahısla imzalanan devir protokolü kapsamında sözleşmeden doğan hakları devraldığını ileri sürerek konutun geç teslim edilmesi nedeni ile yüklenici davalıdan kira tazminatı talebinde bulunmuş davalı ise; davacı ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığını savunarak husumet nedeniyle davanın reddini dilemiş, mahkemece taşınmazın teslimden sonra davacıya devredilmesi nedeni ile husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde mevcut Davacı ile dava dışı .... arasında tanzim edilen 13/04/2009 tarihli devir sözleşmesine göre; Dava dışı ...’nun sözleşmeden doğan her türlü hak ve yetkilerini davacıya devrettiği anlaşılmaktadır....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/426 E, 2012/557 K. sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporuyla 25.108,00 TL’si sözleşmeden doğan tazminat, 34.122 TL’si nakliyeden doğan zarar tutarı olmak üzere davacı alacağının kesinleştiği, sözleşmeden doğan alacak kaleminin 7.000 TL’sine kesinleşen karar ile hükmolunduğundan davacının 18.108,00 TL sözleşmeden doğan tazminat ve 34.122,00 TL nakliyeden doğan zarar tutarlarını davalıdan talep etmekte haklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, bu tutarların toplamını oluşturan 52.230,30 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı vekilinin nakliyeden doğan tazminat bedeline yönelik...

                    dan 1998 yılında satın aldığı ve satın almadan sonra eski malikin ....03.1998 tarihli sözleşme ile taşınmaz üzerinde bulunan bütün hak ve vecibelerini, ayrıca davalı ile imzalanan gayrimenkul satış vadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan tüm haklarını davacıya temlik ettiği, davacının aldığı temlikname doğrultusunda, sözleşmeden doğan her türlü haklarını kullanmaya yetkili olduğu ve eski malikin davacı ile yaptığı sözleşmeden doğan geç teslime ilişkin kira kaybı ile ilgili davalıdan talepte bulunma hakkının olduğu, davalının sözleşmeden doğan edimlerini zamanında yerine getirmediği sözleşmede belirlenen süre içerisinde inşaatı tamamlayıp teslim etmediği ve davacının da malik ve temlik alan sıfatıyla geç teslimden doğan kira kaybını talep etme hakkının olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak ....000.000-TL kira kaybı alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu