"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Erkek tarafından açılan davada kadının sadakatsiz olduğu ve haysiyetsiz yaşam sürdüğü vakıalarına dayanılmış, kanıt olarak da kadının el yazısı ile tuttuğu günlük gösterilmiştir. Mahkemece bahsi geçen günlük içeriğindeki beyanların davalı kadının evli iken haysiyetsiz yaşam sürdüğü ya da eşini aldattığına yönelik delil olarak kabul edilmemesine karşın, kadının günlükteki ifadelerinin erkeğin güvenini sarstığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların boşandıklarını ve davalı yararına aylık 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının boşandıktan kısa bir süre sonra başka bir erkek ile gayriresmi evlilik yaptığını ve bu evlilikten bir çocuğu olduğunu, halen de dava dışı..... ile birlikte yaşadığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve davalının evlendiği 18/01/2014 tarihinden dava tarihine kadar ödediği 8.750 TL haksız nafakanın sebepsiz zenginleşme hükümleri nedeniyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesi ile; davalı eski eşinin bir işte çalışması ve fiilen evliymiş gibi biriyle ilişkisinin olması nedeniyle boşanma ilamıyla davalı eski eşine bağlanan aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk ...'a bağlanan aylık 300 TL iştirak nafakasının kaldırılmasını aksi takdirde nafakaların aylık 250 TL'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... davaya cevap vererek asgari ücretle sadece yaz aylarında çalıştığını, bir erkek arkadaşı olduğunu ancak seviyeli bir ilişkisinin olduğunu, fiilen beraber yaşama gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyleyerek davanın reddini savunmuştur....
erkeğin uzaklaştırma kararı ile müşterek konuttan uzaklaştırıldığı, eşyaların kadının uhdesinde kaldığı, her ne kadar kadın tarafından altınların nev'i ve miktarı konusunda düğün fotosu ya da CD sunulmamış ise de, davalı tarafça cevap dilekçesin'de altınların nevi ve miktarı konusunda itirazda bulunulmadığı, bilirkişi raporu düzenlendikten sonra itiraz edildiği, tanık müşterek çocuk Şennur'un beyanına göre ziynetlerin ev için bozdurulduğu ve erkek tarafından iade edilmemek üzere bozdurulduğunun ispatlanamadığı" gerekçesiyle, davacı-davalı kadının pek kötü ve onur kırıcı davranış ile haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle açtığı davanın reddine, asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı erkek lehine 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalının eşya talebinin reddine, davacı-davalının ziynet alacağı talebinin kısmen kabulü...
(TMK m. 176/4) İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. (TMK m. 176/3) Davacı taraf, yargılama sırasında ; davalının zengin bir ailenin kızı olduğunu , davalıya babasının ölümü nedeniyle yüklü bir miras kaldığını ve bir takım gayrimenkullerin intikal ettiğini , davalının lüks aracının bulunduğunu bildirerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını istemektedir. Kadıköy 5. Aile Mahkemesi'nin 2 2005/329 Esas , 2007/551 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına ve davalı lehine aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma kararı ile davalı lehine hükmedilen aylık 150 TL yoksulluk nafakasının; davalının, Devlet Hastanesindeki müteahhit firmada işçi olarak çalışması ve asgari ücret seviyesinde gelir elde etmesi nedeniyle, kaldırılmasına karar verilmesi istenilmiştir.Davalı davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; “…toplanan delillerden bu dava tarihi itibariyle davalı kadının 937 TL üzerinden gelir elde eden çalışması bulunduğu; nafaka borçlusu davacının ise, babasına ait evde annesi ve çocuğu ile ikamet ettiği, çiftçi olduğu, yılda 8000 TL civarında gideri olmakla birlikte sabit bir gelirinin tespit edilemediği, bu şekilde davalı olan nafaka alacaklısı kadının nafaka borçlusuna nazaran eş düzeyde gelir elde ettiğinden yoksulluk durumunun ortadan kalktığı sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili; davalının herhangi bir malı, mülkü veya gelirinin olmadığını, evinin kira olduğunu, ölen eşinden aldığı maaşın asgari ücretin altında olduğunu ve onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığını, paranın alım gücündeki düşme ve fiyat pahalılığı nedeniyle davalının ekonomik açıdan çok zor durumda olduğunu, davacının hükmedilen nafakayı ödemekte maddi sıkıntısının olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir....
da bir adrese taşındığının bildirilmesine rağmen davalının yeni adresinde davalı hakkında sosyal ekonomik durum araştırması yapılmadığı anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında mahkemece, davacının en son bilinen adresinde sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılarak davacının gelir düzeyi belirlenmeli ayrıca davalının aldığı maaşın onu yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek ve davacının nafakanın kaldırılması talebinin içinde (çoğu isteyen azı da ister) nafakanın indirilmesininde bulunacağı dikkate alınarak TMK 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi uyarınca bir karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durum, ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosyanın incelenmesinde; davacı – birleşen davalı N.. Ç.. hakkında kolluk görevlileri tarafından adresin sorumluluk sahasında bulunmaması nedeniyle sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılamadığı, sigortalılık kaydına göre 16/06/2014 tarihinde işe başladığı ve 31/12/2014 tarihinde işten ayrıldığına ilişkin belirtilen tarihler arası çalışma kaydının bulunduğu; Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından gönderilen maaş bordolarında ise, 2015 yılı Ocak ayına ilişkin ücret hesap pusulasının yer aldığı anlaşılmaktadır. Davalı – birleşen davacı hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında ise; polis memuru olup aylık 2850,00 TL gelirinin bulunduğu, aylık 700,00 TL kira ödediği, 2010 model traktörünün olduğu görülmektedir....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadın hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasında indirim yapılması gerekli ise de, davalı hakkında mahkemece yapılan indirimin az olması nedeniyle hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının daha fazla oranda indirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle az oranda yoksulluk nafakasında indirime gidilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....