Biyogüvenlik Kanunu, 2. maddesinde, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO), GDO’lardan elde edilen ürünler, GDO ve ürünleri, işleme, piyasaya sürme gibi önemli teknik terimlere dair tanımlara yer vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Düşme Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir....
GDO ve ürünleri: Kısmen veya tamamen GDO’lardan elde edilen, GDO içeren veya GDO’lardan oluşan ürünleri, İşleme: GDO ve ürünlerinin, gıda, yem veya diğer amaçlarla kullanılmasını sağlamak için yapılan ve ürünün ilk halini önemli ölçüde değiştiren herhangi bir faaliyeti, Piyasaya sürme: Bu Kanun kapsamındaki her türlü ürünün bedelli veya bedelsiz olarak piyasaya arzını ifade etmektedir. 5977 sayılı Kanun kapsamındaki ürünlerin ithali, üretimi, işlenmesi, çevreye serbest bırakılması gibi faaliyetler insan, hayvan ve çevre sağlığı bakımından dolayı önemi sebebiyle bir rejime tabi tutulmuş ve bu sisteme aykırı fiiller ise suç veya kabahat olarak tanımlanmıştır....
, davalının müvekkiline 'seni istemiyorum, eski eşimi alacağım, seni imtihana çekeceğim bakalım yine beni sevecek misin' şeklinde saygısız söylemlerde bulunduğunu, daha sonra 'eski eşini nikahına alacağını, bunun için müvekkilin iznini almayacağını, müvekkili istese de istemese de bunu yapacağını, eski eşinin bu durumu kabul ettiği gibi söylemlerle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve davalının 2018 yılının Şubat ayında müşterek konutu terk ederek eski eşi ile birlikte yaşamaya başladığını, bu nedenlerle TMK 161 maddesi gereği zina, 162 maddesi gereği hayata kast pek kötü ve onur kırıcı davranış, 163. maddesi gereğince suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ve 166. maddesi gereğince evlilik birliğinin sarsılması nedenleri ile boşanmalarına, müşterek konutun dava sonuna kadar müvekkiline tahsisine, müvekkili lehine aylık 500- TL nafakaya, 100.000- TL maddi, 100.000- TL manevi tazminata karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5977 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Biyogüvenlik Kanunu, 2. maddesinde, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO), GDO’lardan elde edilen ürünler, GDO ve ürünleri, işleme, piyasaya sürme , bulaşan gibi önemli teknik terimlere dair tanımlara yer vermiştir....
TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. ./.. -2- Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre; davacının öğretmen olduğu, aylık 2500 TL maaş aldığı, lojmanda yaşadığı ve bekar olduğu; davalının ise Vestel firmasında işçi olarak çalıştığı, aylık 1000 TL maaş aldığı, 3-4 kişi ile birlikte kişi başı 250 TL kirada oturduğu, bekar olduğu anlaşılmıştır. Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir....
erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının KABULÜ ile, tarafların TMK nın 166/1 maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle BOŞANMALARINA, Davalı- birleşendavacı erkeğin zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebeplerine dayalı boşanma davasının ayrı ayrı REDDİNE, Davalı- birleşendavacı erkeğin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile taktiren 5.000,00 TL maddi tazminatın davacı- birleşen davacı kadından alınarak davalı- birleşen davacı erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalı- birleşendavacı erkeğin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile taktiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı- birleşen davacı kadından alınarak davalı- birleşen davacı erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, "karar verilmiştir....
Md ye göre '' Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse'' boşanma davası açabilir denilmekte olduğunu, şayet yüz kızartıcı suç işlendiğini fakat ortak hayat çekilmez hale gelmediğini, davanın reddedilmesi gerektiğini, somut olaya bakıldığında suçun 2014 yılında işlenmiş olup buna rağmen çok uzun bir süre ortak yaşamın devam etmesi ortak hayatın davacı için çekilmez hale gelmediğini gösterdiğini, bu hakkın kullanılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin evlilik birliği süresince davacı ve müşterek çocuklar ile ikamet ettiği konutun babaannesinin konutu olduğunu, ekonomik koşullarının iyi olmayan Müvekkili ve ailesine zor durumda kalmadan ve kira ödemeden kalmaları için müvekkilinin ailesi tarafından tahsis edildiğini, müvekkilinin babaannesinin vefat ettiğini, ve yasal mirasçısı olan Müvekkilinin babası hayatta olduğu için müvekkilinin konut üzerinde mülkiyet hakkı...
HGK'nun 07.10.1988 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür(eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasına ve oluş ve kabule göre; davacının pazarcı olduğu ve aylık 700.00TL geliri bulunduğu, babasına ait evde kira vermeden oturduğu, davalının ise Belediye'de asgari ücret ile çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, davalının aldığı maaşın onu yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek ve davacının nafakanın kaldırılması talebinin içinde nafakanın indirilmesininde bulunacağı dikkate alınarak ve TMK 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi uyarınca bir karar verilmelidir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.12.2011 gün ve 2010/634 Esas ve 2011/959 sayılı Kararı ile boşandıkları ve davalı lehine 500 TL tedbir nafakasına ve bu nafakanın kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren de yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği ve bu kararın henüz temyiz aşamasında olup, henüz kesinleşmediği dosya içeriği ile anlaşılmaktadır.Yoksulluk nafakasının başlangıcı boşanma davası içinde boşanma kararının kesinleştiği tarihtir.Bu nedenle boşanma ilamı kesinleşmeden takdir edilen bu nafakanın kaldırılması ayrı bir dava konusu yapılamaz. Her dava açıldığı tarihteki koşula göre incelenir....