"İçtihat Metni" Hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan sanık ...'ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 510, 522, 523/1, 59/2. 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4 ve 6. maddeleri uyarınca 363.450.000 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine dair Pülümür Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2003 tarihli ve 2002/70 esas, 2003/49 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlünün yaptığı adlî sicil ve arşiv kaydının silinmesi talebinin kabulü ile arşiv kaydının silinmesine ilişkin aynı Mahkemenin 06/01/2011 tarihli ve 2011/1 değişik ... sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 07/05/2012 gün ve 2011/7883/27100 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.05.2012 gün ve 2012/132612 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu....
"İçtihat Metni"Hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan sanık ...'ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 510, 522 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 6. maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine dair Selçuk Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2002 tarihli ve 2001/203 esas, 2002/248 sayılı kararını müteakip, sanık tarafından arşiv kaydının silinmesi kararı verilmesi talebinde bulunulması üzerine, arşiv kaydının mülga 3682 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun 8. maddesi gereğince silinmesine ilişkin aynı Mahkemenin 22/01/2010 tarihli ve 2010/13 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26/03/2013 gün ve 2012//4689/20015 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/04/2013 gün ve 2013/109756 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu....
Dava, açıklanan niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, bilerek yanlış oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282. ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 Ve 22. maddeleri gereğince ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının 26/05/2017 tarihinde Kocaeli-Kandıra'dan Silivri'de bulunan infaz kurumuna nakli sırasında dosyasındaki "Darbeci" kaydının halen durduğunu görmesi üzerine, "Darbeci" kaydının silinmesi ile masumiyet karinesinin ihlal edildiği ve kişilik haklarının zedelendiğinden bahisle 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle işbu dava açılmıştır....
ün aile kaydından silinmesi ile gerçek anne ve babası olan ... ile ...'ün nüfusuna kaydedilmesi istenmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, gerçeğe aykırı olarak hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirtilmemesi, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığının kabulünü gerektirmez. Dava dilekçesinin sonuç talep kısmıyla birlikte, içeriği de birlikte değerlendirilerek, davanın kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açıldığının tespit edilmesi gerekmektedir. Dava dilekçesinin sonuç talep ve açıklama kısmında, davacı vekili davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını açıkça belirtmemiş ise de, dava dilekçesinin açıklama kısmında, davalı sigorta şirketinin gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğu, hasar bedeli likit alacak olmadığından ve yargılamayı gerektirdiği için fazlaya ilişkin hakları saklı tutulduğu belirtilmiş olduğundan, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının kabulü gerekmektedir. Zarar miktarının belirlenmesi için yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yapılması gerekmiş olmakla, zamanaşımı süresi dolmadan açılan davada, arttırılan kısım için de zamanaşımı gerçekleşmemiştir....
Hatipoğlu’ndan satın aldığı, taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını, orman rejimi dışına çıkarılmadığını, tapu kaydına “orman sınırları içinde kalmıştır” şerhinin konulduğunu 6831 sayılı yasaya muhalefet suçundan Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmasıyla birlikte öğrendiklerini, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması ve tapu kaydının beyanlar hanesindeki orman şerhinin silinmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın devamı sırasında; çekişmeli taşınmazla ilgili orman kadastro komisyonunca yapılan orman sınırlarının, 2/B madde uygulamasının hatalı olduğunun , tapu kaydının beyanlar hanesindeki orman şerhinin kaldırılmasının gerekli olduğunun tespitine karar verilmesi istemiyle dava dilekçesini ıslah etmiştir....
Aile Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mükerrer nüfus kaydının silinmesi istemine ilişkindir. Davacı, .. kızı olarak nüfusta kayıtlı bulunduğu halde, sonradan mükerrer olarak ağabeyi ... kızı olarak da nüfusa kaydedildiğini iddia ederek, mükerrer olan ikinci kaydın iptalini talep etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince, "Davanın soybağı davası olduğu ve uyuşmazlığın aile mahkemesinin görevine girdiği" gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemesi tarafından ise, "Davanın, nüfus kayıt düzeltim davası olduğu" gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Karar tarihinden önce 11.04.2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 2 nci maddesi ile değiştirilen, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 12 nci maddesinin birinci fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarının yeniden düzenlendiği ve aynı Kanun'un geçici ikinci maddesi uyarınca arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılacağının hükme bağlandığı dikkate alındığında, 11.04.2012 tarihinden itibaren adli sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin münhasıran Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılması gerektiği gözetilmeden adli sicil arşiv kaydının silinmesine karar verilmesi, Kanun'a aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür. III. KARAR 1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE, 2. ... 6....
Mahkemece, davacının tespit istemekte hukuki yararının bulunmadığı, eda davası açmasının gerekli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İncelenen dosya kapsamından 1090 parsel sayılı taşınmazın müşterek maliklerinden Mukaddes ...’ün Orman Yönetimini taraf göstererek tapu kaydındaki şerhin silinmesi davası açtığı, Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/254-2003/401 sayılı ilamıyla taşınmazın 1944 tahdit haritası içinde kaldığı, 1744 Sayılı Yasanın 2. madde ve 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamalarıyla da orman rejimi dışına çıkarılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, 20. Hukuk Dairesince onanarak 15.10.2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dava, tespit niteliğindedir....