Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan deillere göre talebin kısmen kabulü ile ... yönünden 46.401,03 TL tazminat tutarının 12.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, müteveffanın kardeşi ... yönünden talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince yapılan itiraz üzerine davalının itirazının kabulü ile desteğin evlenme ihtimali değerlendirilerek yapılan hesaplamaya göre eksik ödenen tzminatın bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    ’nın 251. maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1/c bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi, Sanık hakkında aralarında resmi evlenme olmaksızın evlenme dinsel törenini yapma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Hükümden sonra Anayasa Mahkemesinin 27.05.2015 gün ve 2014/36 Esas, 2015/51 sayılı Kararı ile müsnet suçun düzenlendiği 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 230. maddesinin beş ve altıncı fıkralarının iptal edilmesi karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal etme, Resmi evlenme işlemi olmadan evlenme için dinsel tören yapma HÜKÜMLER : Mahkumiyet KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; A....

        Mahkemece; "Taraflar T1 ve Hatice Gül'ün 21/07/1994 tarihinde evlendikleri, müşterek çocuk Zülfiye Silay'ın 25/08/1995 tarihinde evlilik birliği içerisinde doğduğu, çocuğun 04/12/1195 tarihinde nüfusa tescil edildiği, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas dairesinin 51226379- 2020/6632- 1460 sayı ve 30/03/2021 tarihli raporu ile çocuk T4 ile baba olduğu iddia edilen T1 ile biyolojik bağının kurulamadığının tespit edildiği anlaşılmış olup bu nedenle açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Açılan davanın kabulü ile, Rize ili Pazar İlçesi Başköy Mah Cilt No 18, Hane no 2, Bsn 86'da nüfusa kayıtlı Cemil ve Hatice Gül'den olma 25/08/1995 Pazar doğumlu TC nolu T4 ile aynı yer Bsn 64 numarada nüfusa kayıtlı Mustafa ve Hüsniye'den olma 01/04/1972 Pazar doğumlu, TC kimlik numaralı T1 arasındaki soybağının iptaline" karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Somut olayda, Mahkemece, nüfus kaydındaki evlenme tarihi esas alınarak mal rejiminin tasfiyesi yapılmış ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, davacının 07.08.1984 tarihinde köy muhtarlığında evlendiklerini ancak bildirimin geç yapılması nedeniyle evlenme tarihinin nüfusta 15.11.1990 olarak gözüktüğünü iddia ettiği, sunduğu 19.07.1990 tarihli muhtar imzalı mernis evlendirme bildiriminde de evlenme tarihinin 07.08.1984 olarak yazılı olduğu anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, davacı tarafa nüfus kaydı ile dayanak belge olduğu iddia edilen evrak arasındaki farklılığın giderilmesi için nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik süre ve imkan verilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre zararın toplam 198.774,07 TL, poliçe limitinin 175.000 TL olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile, 131.174,32 TL'nin ...'e, 15.026,13 TL tazminatın ...'e ve 28.799,37 TL tazminatın ...'e, 18/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile velayeten ...'e ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. Somut olayda, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, kaza tarihinde 26 yaşında ve 18 yaşından küçük çocuğu bulunan davacı eşin evlenme ihtimali %7 olarak belirlenmiştir. ...'ın yerleşmiş uygulamaları ile benimsenen ilkeleri uyarınca, sağ kalan eşin evlenme ihtimalinin belirlenmesinde AYİM tarafından hazırlanan tablolara itibar edilmekte ve uygulamada yeknesaklık sağlanmaktadır....

            Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi roporunda davacı ... yararına destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat hesaplanırken yanılgılı değerlendirme ile bir kadının her zaman evlenme ihtimali olacağı görüşünden hareketle %5 oranında indirim yapılmış olması bu tazminatın hesaplanmasında genel kabul gören .. yeniden evlenme tablosuna ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına aykırı olmuş, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı ... yararına BOZULMASINA, davalı ile davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın tüm, davacı ...'ın öteki temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen sebeplerle reddine ve davacı ...'dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Türk Medeni Kanunu'nun 145/2. maddesindeki sebeple evliliğin iptaline karar verilebilmesi için, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir nedenle ayırt etme gücünden yoksun bulunması halinin her türlü şüpheden uzak sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi gerekir. Mahkemece, tarafların evlenme tarihinde davalı kadının fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde yapılan araştırmanın yeterli olmadığı da gözetildiğinde, davalı kadının evlenme tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı veya evlenmeye engel derece akıl hastası olup olmadığı hususunun, davalının, dosya içerisindeki tüm tedavi kayıtları ve raporlarla birlikte bir kez de Adli Tıp Kurunuma sevk edilerek Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alınmak suretiyle tespit edilmesi; buna göre mutlak butlan sebebi mevcutsa butlana karar verilmesi; davalı iyileşmiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 147/2. maddesi hükmü de nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....

                nin dosyada mevcut evlenme ihbarında tanık olarak geçen kişiler ve belg... ... ... Köyü Evlenme İşleri Memuru sıfatı ile imzalayan kişinin sağ olup olmadıkları araştırılarak sağ ise olayla ilgili bilgi ve görgülerine de başvurularak davanın kanıtlanması durumunda ... ... nüfus kaydındaki evlenme ve boşanma şerhinin ... ... kaydına taşınmasına da karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan ekisik inceleme ve araştırma ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kabulüne 46.909,67 TL tazminatın 28/09/2010 gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-)Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir. Davacı, trafik kazasında karısının ölümü ile 32 yaşında 3 çocuklu olarak dul kalmıştır. Mahkeme, davacının %30 evlenme şansı olacağını kabul eden bilirkişi raporunu esas alarak hüküm kurmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu