Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın Ortaca Aile Mahkemesinin 15.08.2011 gün ve 2011/376-307 sayılı kararı ile boşandıkları, çocuğun velayetinin davacı anneye verilerek baba ile arasında şahsi ilişki tesisine karar verildiği anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4.maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi Soyadı Kanununun, ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı...

    in....Aile Mahkemesinin 22.07.2010 gün 2009/724-2010/537 sayılı kararı ile boşandıkları, mahkemece dava dışı baba ile çocuk ... arasında şahsi ilişki tesisine karar verildiği, Abdulkadir'in velayetinin yaşı henüz anne bakım ve şefkatine muhtaç olması nedeniyle davacı anne Gülsüm Karakaş'a bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4.maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi Soyadı Kanununun, ilk defa soyadı alınması ile ilgili...

      Somut olayda; Velayet hakkına sahip anne, anneyle çocuğun soyadının farklı olması nedeniyle resmi işlemlerde sıkıntı yaşadığını belirterek çocuğun soyadının annenin soyadı olan Eğirgen soyadıyla değiştirmek istediğini beyan etmiştir. Çocuğun soyadının annenin soyadıyla değiştirmesi nedeniyle çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği,çocuğun duruşmadaki beyanları,toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği anlaşılmaktadır....

      Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır. 2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7.maddesinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiştir. Bir kişinin adı, haklı nedenlerin varlığı halinde değiştirilebilir ise de onun yerine uygun yeni bir ad konulmadıkça her ne sebeple olursa olsun doğrudan değiştirilmesi istenemez. Soyadı aile adıdır....

      in kendisi ile birlikte yaşadığını, anaokuluna giden kızı ile arkadaşlarının sürekli soyadı nedeni ile alay ettiklerini, bu nedenle sorunlar yaşandığını bildirerek kızı ...'in ... olan soyadının ... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacının ... ... ile evliliğinden 25.01.2006 tarihinde ...'un doğduğu, babası ...'in 21.06.2006 tarihinde öldüğü, davacının 09.12.2010 tarihinde tekrar evlenerek "..." soyadını aldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin anne de olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'...

        Yeter ki bu soyadı 2525 Sayılı Soyadı Yasasının 3. ve Soyadı Tüzüğünün 7. maddeleri hükümlerine aykırı olmasın. Somut olayda davacının değiştirmek istediği "Karaosmanoğlu" soyadı ile tanındığı saptandığına ve bu soyadının yukarıda sözü edilen Yasa ve Tüzük hükümlerinde belirtildiği şekilde rütbe ve memuriyet, aşiret, yabancı ırk ve millete özgü olmadığı gibi genel edeplere uygun düşmeyen veya iğrenç ve gülünç bir nitelik de taşımadığına göre; istemin kabulü ile davacı ...'un nüfus kütüğündeki "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesine hükmedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Müdürlüğünün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir 2- Dosya içinde bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden kayıt maliki ... oğlu ... ’ın 1913 yılında öldüğü anlaşılmış olup, bu tarih itibariyle soyadı yazımlı bir nüfus kaydı uygulaması mevcut değildir. 2525 sayılı Soyadı Kanunu 21.06.1934 tarihinde kabul edilerek 02.07.1934 tarihli resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Davacının miras bırakanı ... oğlu ... Soyadı Kanunundan önce ./.. 2009/11372-12045 -2- ölmekle, bu kişinin soyadı kullanması olanaksız bulunduğundan ve bu nedenle de nüfus kayıtlarına soyadları yazılmadığından davacının miras bırakanı ... oğlu ... ’ın soyadının tapudaki kütük bilgilerine ilave edilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

            Ancak; 2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7.maddesinde de “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiş olup, davacının almak istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzüğün sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, "..." olan soyadının “...” olarak değiştirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/898-1295 sayılı kararı ile soyadının değiştirildiği, ikinci kez soyadı değişikliği yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairenin ...sayılı ilamı ile, mahkemenin davanın reddine dair karar gerekçesinin dayanağı yasa maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden soyadının ikinci kez düzeltilebileceği, bu nedenle mahkemenin davanın reddine dair gerekçesinin yerinde olmadığı; öte yandan Soyadı Nizamnamesinin 6. maddesinde "soyadı ya yalnız olarak veyahut "oğlu" ile birlikte kullanılır" hükmü yer aldığı, mahkemece açıklanan bu hususlar dikkate alınarak bir karar verilmelidir gerekçesi ile karar bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak davacıların soyadlarının "..." davacılar vekilinin tavzih istemi üzerine "..." olarak düzeltildiği, tavzih kararının davalı ... tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır....

                "İçtihat Metni"Davacı ... vd. ile davalı ... aralarındaki soyadı tashihi davasına dair İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2005 günlü ve 2005/192-332 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 2.3.2006 günlü ve 2006/658-1637 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava dilekçesinde davacı baba ... ...'nin tanıma yoluyla diğer davacı kadından doğma, ... adlı kız çocuğunun 1998 doğumlu olarak babanın nüfusuna annenin soyadı ile kaydedildiği bildirilerek çocuğun soyadının babanın soyadı olan "..." olarak değiştirilmesi istenilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu