Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne , davacıya kızlık soyadı olan" NESLİ" soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Akdeniz T2 vekili özetle; 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinde;" Soyadı seçme vazifesi ve hakkı evlilik birliğinin reisi kocaya aittir." düzenlemesinin mevcut olduğunu ,Nüfus Hizmetleri Kanununun uygulanmasına ilişkin yönetmelikte evlenen kadının kocasının soyadını alacağını, TMK.'nun 187.maddesine göre ise; " Kadının evlenmekle kocasının soyadını alır ancak evlendirme memuruna veya daha sonra Nüfus İdaresine yapacağı yazılı başvuru ile, kocasının soyadı yönünde önceki soyadını da kullanabilir. "hükmünün olduğunu, bu ilgili kanun maddelerinin halen yürürlükte olup bu konuda yeni bir düzenleme yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır” şeklini almıştır. O halde, Türk Medeni Kanununa göre çocuk, ana ve baba evli ise, ailenin soyadını alacaktır. Aile soyadı ise, babanın soyadıdır. Bu maddede yer alan düzenleme, emredici nitelikte olup, taraflarca aksi kararlaştırılamaz ve uyulması zorunludur. Aynı hüküm, Soyadı Nizamnamesinde de yer almaktadır....

TMK'nın ön gördüğü “haklı sebep” bu kapsam için de değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri, ileri sürülen sebebin ve yeni alınmak istenen adın veya soyadının makul, toplum değerlerine ters düşmeyen ve özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikler bulunduğunun saptanması ile sınırlı olmalıdır. 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nun 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesi'nin 7.maddesinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, 10.maddesinde "umumi edeblere uygun olmıyan veya gülünç veya iğrenç olan veya hakaret anlatan soyadları kullanılamaz ve yeniden takılamaz" yine aynı Nizamname'nin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiştir. Mahkemece soy adı değişikliğine dair haklı neden bulunmadığı gerekçesiyle bu talep reddedilmiştir....

Asliye Hukuk Mahkemesine ad ve soyad değişikliği talebi olarak tevzi edilmiş, ilgili mahkemenin 2016/1097 Esas ve 2017/279 Karar sayılı ilamı ile dava konusu çocuğun Ümmühan olan isminin Belinay olarak değiştirilmesine, soyadı değişikliği talebinin ise reddine karar verilmiş, karar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2017/873 Esas ve 2018/70 Karar sayılı ilamıyla soyadı değişikliğinin Aile Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK 353/1- a-3 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp, dosya Mahkemesine gönderilmiştir. Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesince soyadı değişikliği talebi yönünden dosya tefrik edilmiş, 2018/235 Esas sırasına kayden yapılan yargılama sonucunda soyadı değişikliğine ilişkin istem hakkında görevsizlik kararı verilerek, dosya Afyonkarahisar 1....

Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını benimsemeyen kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır....

Mahkemece davacının almak istediği soyadının Türkçe olmaması sbebeiyle talebin yasal mevzuata uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; Bakanlar Kurulunun 24.12.1934 tarih ve 2/1739 sayılı kararı ile yürürlüğe giren 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır....

nin soyadının müvekkilinin soyadı olan ... olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalılar cevap dilekçesi vermemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında çocuğun üstün yararına bakıldığı, eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebileceği, her ne kadar dinlenen tanık beyanlarından ortak çocuk ...'nin kendi babasının kendisi ile ilgilenmediği, ortak çocuğun neden benim soyadım farklı diye sorular sorduğu, davacının yeni eşi ile ...'nin arasının iyi olduğu anlaşılmışsa da incelenen nüfus kayıt örneğinden ...'nin soyadı olarak değiştirilmesi talep edilen ... soyadının davacı kadının evlenmeden önceki soyadı değil yeni eşinin soyadı olduğu, annenin kızlık soyadını çocuğuna verme hakkı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    in gayrı resmi birlikteliklerinden dünyaya geldiğini, bu nedenle annesinin nüfus kaydına ve annesinin soyadı ile tescil edildiğini, ancak halk arasında ... soyadı ile de bilindiğinden kayden paydaş olduğu ve babasından intikal eden taşınmazlarda soyadının babasının soyadı olan '...'' olarak yazıldığını ileri sürerek, malik olduğu taşınmazlardaki ''...'' soyadının ''...'' olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....

      ye bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4.maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi Soyadı Kanununun, ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı istinai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir....

        nın, Mersin 3.Aile Mahkemesinin 06.02.2007 gün ve 2006/861 esas 2007/93 sayılı kararı ile boşandıkları, mahkemece Burak'ın velayetinin davacı anne Tuğba Kıllı'ya bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4.maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi Soyadı Kanununun, ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı istinai...

          UYAP Entegrasyonu