Çocuğun soyadı, ad konulmasından tamamen farklıdır. Çünkü, soyadı aile içerisinde yer alan bireyleri birbirine bağlayan ve o aileyi diğer ailelerden ayırmaya yarayan bir simgedir. Bu bağlamda, çocuğa soyadı konulmasından değil çocuğun soyadı kazanmasından söz edilir. Zira, ana ve babanın velayet hakkı kapsamında çocuğa soyadı koyma hak ve yetkileri yoktur. Çocuğun soyadını, soybağı belirler. Çocuğun hangi soyadını alacağı konusunda Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 28. maddesinde Soyadı Nizamnamesi'nin 15. maddesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'te düzenlemeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre; çocuk soyadını, evlilik birliği içinde doğmuş ise, ailenin yani babanın, evlilik birliği dışında doğmuş, babayla soybağı kurulmamış ise ananın, soybağının ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma yahut mahkeme kararıyla, yani babalık hükmüyle kurulmuş ise babanın soyadını almaktadır....
Mal Müdürlüğü'ne tebliğine ilişkin belgede bir imza bulunmakta olup; mevcut olan bu imzanın kime ait olduğu anlaşılmadığı gibi, tebligat kalemde yapılmış ise kalem personelinin adı, soyadı ve tebliğ tarihi de yazılmamıştır. Temyiz süresinin hesaplanması için belirtilen nedenler ve tarih önemli olduğundan kendisine tebliğ yapılanın adı, soyadı, sıfatı ve tebliğ tarihinin tebligatı yapan personelin adı ve soyadı ile ünvanının belgelere uygun olarak yazılarak ve nedeni de açıklattırılarak gönderilmesi, 2-Ayrıca, dava konusu 140 ada 3 nolu parsele ilişkin tapu kaydı ve varsa tüm tedavüllerinin Tapu Müdürlüğü'nden getirtilerek dosyaya eklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye İADESİNE, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı değiştirilmesi istemine ilişkin davada İstanbul 1. Aile ile 7. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, soyadı değişikliği istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının bir süredir boşandığı eşinin soyadını kullandığı, ancak, eldeki dava ile soyadını değiştirip kızlık soyadını kullanmak istediği gözlenmektedir. Davacının istemi T.M.Y.'nın 27. maddesinden kaynaklanmakta olup, T.M.Y.'nın 173. maddesi kapsamında değirlendirilemeyeceği anlaşılmakla yalnızca soyadı değişiklliğine ilişkin uyuşmazlığın genel hükümlere göre, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 7....
D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfusta soyadı değişikliği istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince, Soyadı Kanunun 3. maddesi gereğince, yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı, Soyadı Kanununa aykırı olduğu gerekçesiyle soyadı değişikliği talebinin reddine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 09/01/2019 tarih 2015/2944 karar sayılı soyadı değişikliği talebinin reddedilmesi nedeni ile özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiası ile yapılan başvuru sonucu, Anayasa mahkemesince, davacının soy adını değiştirmek istemesi sebebi ile asliye hukuk mahkemesine dava açtığı, mahkemece davacının soy adı değişikliği talebinin kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından Soyadı Kanunun 3....
Dolayısıyla bu tür davalarda ispatı gereken husus soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı değil çocuğun üstün yararına aykırı olup olmadığı hususudur ki bu durumda da ispat yükü soyadının değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına aykırı olduğunu iddia edecek olan tarafa düşer.Çocuğun soyadı ve üstün yararı sözkonusu olmakla mahkemece de soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına aykırı olup olmayacağı re'sen değerlendirilebilir.Açıklananların aksinin kabulü davayı 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35 ve müteakip maddelerinde yer alan haklı sebeple isim-soyisim değişikliği davasından farklı kılmayacaktır ki bu durumda da görevli mahkeme aile mahkemesi olmayacaktır.Ayrıca soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına olup olmadığının ispatı zorunluluğu hukuki ihtilafın sadece bu üstün yarar noktasında araştırılmasını,velinin kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarından olan velayet hakkından kaynaklanan haklarının araştırılmasını ve değerlendirilmesini de fiilen ortadan...
HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "Soyadı Tashihi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Erbaa Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.04.2009 gün ve 2009/64 E.-2009/367 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 05.04.2010 gün ve 2010/1285 E.-2010/5200 K. sayılı ilamı ile, (...Davacı, dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile nüfus kütüğündeki "D....." olan soyadı ile çevrede tanınıp bilinmediğini, "M....." soyadı ile tanındığını bildirerek soyadının "M....." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmüne göre haklı nedenin varlığı halinde, soyadın değiştirilmesi mümkün olup Yargıtay uygulamalarında, kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı soyadı ile anılmayı ve onu kayden de taşımayı istemesinin haklı neden teşkil edeceği kabul edilmiştir....
Soyadı değişikliğinde ... bu kişinin eş ve ergin olmayan çocuklarının soyadını da düzeltir." Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden özellikle aile Nüfus Kayıt Tablosu içeriğinden; Davacının babası Hüseyin'in Ankara Asliye 5. Hukuk Mahkemesine açmış olduğu dava sonunda verilen 20.6.1995 gün ve 1995/400-484 sayılı kararla "Geyikkeçi" olan soyadının "Geyik" olarak değiştirildiği, bu hüküm tarihinde ergin bulunmayan davacı ...'nün soyadının da "Geyik" olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır. Soyadı aile adıdır. Türk Medeni Kanununun 321. maddesi uyarınca çocuk doğduğu anda ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. Babanın soyadının değişmesi ile ailenin o kimsenin kendisi ile birlikte eşinin ve ergin olmayan çocukların da) soyadı düzeltilir....
'in) ölüm tarihleri soyadı kanunundan önce olduğu halde eski cildin soyadı bölümünde yer alan ve şöhret/lakabı temsil eden Andonyadis'i dikkate alarak sehven ....,.... 'in soyadı tamamlama işlemini de yaptığı ve kayıtlara işlediği, ertesi gün ..... Nüfus Müdürlüğü görevlilerinin .... ve 08/10/2008 günü düzeltilmiş şekliyle .... 'in soyadı kanunundan önce öldüğünden soyadı tamamlama işlemi yapılamayacağını bildirdikleri, ayrıca ....,.... 'nın baba adının ".... olması gerektiğini söyledikleri, bu kez şüpheli ...'ın 09/10/2008'de eski kayıtlara yani Osmanlıca kayıtlara baktığı, orada kurşun kalemle eski Türkçe okuyucusu tarafından Yuvakim şeklinde yazılan yazıya istinaden .......
Soyadı değişikliği davasında, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Gerçekte davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Ancak davacı eşinden boşandığını ve velayeti altındaki çocuğunun soyadının babasının soyadı yerine kendi soyadı ile değiştirilmesini talep etmiş baba ...’a da husumet yöneltmek suretiyle davalı olarak göstermiştir. Bu nedenle, 6100 Sayılı HMK'nın 382/2-a-2 kapsamında olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu kişiler nüfusa 04.12.1934 tarihinde tescil edilmişlerdir. 2525 sayılı Soyadı Kanunu, 21.06.1934 tarihinde kabul edilmiş, 02.07.1934 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmış ve neşri tarihinden altı ay sonra (02.01.1935 tarihinde) meriyete girmiştir. Kanun, 4/1. maddesinde soyadı seçme vazifesi ve hakkını evlilik birliğinin reisi kocaya vermiş, koca ölmüş ise bu hak ve vazifeyi kadına vermiştir. Kanuna göre mümeyyiz olan reşit kişiler soyadını seçmekte serbesttirler. (m.5) Yasal düzenleme böyle olmakla birlikte, Hatice ve kızları Kadriye ile Cemile'nin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra iki yıl içinde kendiliklerinden bir soyadı seçmedikleri de görülmektedir. Kanun, neşri tarihinden itibaren iki yıl içinde soyadı seçmeyenlere soyadı takmak selahiyetini ana kütüğün bulunduğu yerin en büyük mülkiye memuruna vermiştir. (m.8) Adları geçenlere, kayıtlı oldukları yerin en büyük mülkiye memuru tarafından da bir soyadı takılmamıştır....