WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ili ... ilçesi 101 ada 220 parsel ile 102 ada 208 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında soy adının yer almadığını, nüfus kayıtlarında soy adının ''...'' olduğunu, yine mirasbırakan anneannesi ... ...'in maliki olduğu ... ili ... ilçesinde bulunan 8, 17, 19, 69, 165, 209, 226, 242, 338, 370, 373, 410 ve 549 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında soy adının sehven '' ... '' olarak yazıldığını, ancak nüfus kayıtları uyarınca mirasbırakana anneannesinin soy adının '' ... '' olduğunu ileri sürerek, 220 ve 208 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında annesi ...'nin soy adının '' ... '' olarak eklenmesine, 8, 17, 19, 69, 165, 209, 226, 242, 338, 370, 373, 410 ve 549 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise tapu kayıtlarında anneannesi ...'nin '' ... '' olarak yazılan soy adının '' ... '' olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

    Buna göre, davalının bağıştan rücu için ayrı bir dava açmasına gerek olmadığı, bunu süresinde verdiği cevap dilekçesi ile defi olarak da ileri sürebileceği, hal böyle olunca davalı tarafından süresinde verilen cevap dilekçesi ile defi olarak ileri sürülen bağıştan rücu iddiasının değerlendirilmesinde isabetsizlik olmadığı gibi soy bağının reddi davasının davalı tarafça 27/10/2020 tarihinde açıldığı, soy bağının reddi davasındaki iddianın sabit olup olmamasının, bağışlamanın geri alınması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında belirleyici olacağı, bu nedenle 1 yıllık hak düşürücü sürenin soy bağının reddi davasının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı, hal böyle olunca davalının bağışlamadan rücu definin hak düşürücü süre içerisinde ileri sürüldüğü, soy bağının reddi davasında verilen karar ile davacının henüz evlilik birliği sonlanmadan başka bir erkek ile birlikte yaşamak sureti ile sadakatsizlik yaptığının sabit olması sebebi ile bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğu, bu gerekçe...

    ın kız kardeşi Cevza Tülin ile oğlu ...açtıkları dava sonucu nüfus kayıtları, tapu kayıtları tercüme-i hal evrakları ile şecere kayıtları birlikte değerlendirilerek sunulan bilirkişi kurulu raporu ile davacılar ile vakfeden Hacı Ahmet Paşa arasında soy bağı kurulduğu ve davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın Dairemizin 2017/8358-2018/14985 sayılı ilamı ile mahkeme kararının onandığı, 2018/14838-20352 sayılı ilamı ile de karar düzeltme istemi reddedilerek hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır. Dolayısı ile davacı ... ile vakfeden arasında da kesinleşen bu ilam gereği soy bağının mevcut olduğunun kabulü gerekmektedir....

      soy bağının reddi davasının kabulü ile ...'...

        Vakfı adına tesciline karar verildiğini ileri sürüp ... oğlu ...’ın varisleri olduğunu tespiti ile mahluliyet kararının iptalini ve Vakıf adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir. Davalı, taşınmazların mutasarrıfı ... oğlu ... ile davacıların soy bağı bulunmadığını, eski malikin mirasçı bırakmadan öldüğünün hükmen sabit olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 445,50....

          Aile Mahkemesi'nin 2014/655 E. sayılı dosyasında Mete Selvi ve Aslı Selvi’nin Ahmet Selvi’nin çocukları olmadığı iddiası ile soy bağının reddi davası açıldığı, soy bağının reddi davası tapuda ki maliklerde değişiklik yaratacağını, mülkiyet hakkının değişmesi ihtimal dâhilinde olduğundan soy bağının reddi davasının sonucunun beklenmesi gerektiği yönünde 16.12.2015 tarihli dilekçelerinde talepte bulunmalarına rağmen bu güne kadar bu konuda hiçbir ara kararı tesis edilmediğini, soy bağının reddi davasının kabul ile sonuçlanması durumunda diğer davalılar Mete Selvi ve Aslı Selvi’nin mirasçılık hakları sona ereceği, onların miras payları müteveffa Ahmet Selvi’nin annesi ve kardeşlerine intikal edeceği, mülkiyet hakkının değişmesi ihtimal dâhilinde olduğundan soy bağının reddi davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, hem T7 hem de Bayram Selvi davalı olarak gösterildiği ve paylaşımın bu şekilde yapıldığı, oysaki T7 vefat etmiş olup buna göre çocuklarına pay dağıtımı yapıldığını, açıklanan...

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/235 Esas, 2000/107 Karar sayılı ilamı gereği Şeyh Ali ile Ayşe arasında resmi nikah olmadığını bu sebeple soy isminin Guvci olarak düzeltilmesine karar verildiğini, müvekkili T1 anneannesi olan T15'nin T40 ve Mevlüde Guvci'nin kızı olduğunu, Şaban Korkut ve Şükriye Korkut'un annesi olduğunu, Şaban Korkut isimli çocuğun evlenmeden vefat ettiğini, murisin kızının T15 olduğunu ancak 20/08/2018 tarihli nüfus kayıt örneğinde müvekkil T1 annesinin annesi olarak T15'nin görülmediğini, Şükriye Guvci'nin annesinin kayıt altına alınmadığını, bu nedenle anne ile çocuğu arasında doğumla kurulmuş olan soy bağının kurulamadığını, miras bırakanın kızı T15 ile kızı arasında doğumla kurulmuş olan soy bağının nüfus kayıt örneklerinde görülmediğini belirterek T15 ile kızı olan Şükriye Avşar arasında doğumlu kurulmuş olan soy bağının tespitini ve nüfus kayıtlarında düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; 2013 yılında boşandıklarını, davalının başka bir erkekle birlikteliğinden Ali ve Kenan isimli dünyaya gelen ikiz çocukların nüfusta üzerine kaydolduğunu, bu konuda savcılığa şikayetçi olduğunu, yeni eşi ile bu konuda sorun yaşadığını, soy bağının reddi ile birlikte 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....

          Soy bağının reddi ve babalık davaları şahsa sıkı sıkıya bağlı hakların kullanımıdır. Bu nedenle soy bağının reddi ve babalık davalarını takip yetkisini içeren özel vekaletname olmadığı görülmüştür. Taraf vekillerine özel vekaletname sunmaları için süre verilmeli sunmaları halinde vekil aracılığı ile yargılamanın tamamlanması, sunulmaması halinde asillerin katılımı ile yargılamanın tamamlanması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan sebeplerle belirlenen eksikliklerin giderilerek tamamlanması akabinde esastan hüküm kurulması zorunluluğu nedeniyle resen karar kaldırılarak dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir....

          ın babasının ... ... olduğunun tespiti ile nüfus kaydında babalık bağının kurulmasını talep etmiş olup dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup TMK'nın 282 vd. maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili olan bu davanın aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kilis Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25.01.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu