Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı 30.06.2007 tarihli sipariş sözleşmesine göre davalıya onar bin adetten toplam 6 kalem mal siparişinin üretimini üstlenip ilk parti malı teslim ettiğini, bunlarla ilgili olarak 1.850,00 TL'lik çek aldığını, bakiye 373,92 TL'lik alacağı kaldığını, ikinci parti malı ürettiği halde ihtara rağmen malların davalı tarafından teslim alınmadığını belirterek ilk parti maldan bakiye alacak ile birlikte 3.762,69 TL'nin davalıdan tahsiline ve malların davalı tarafından teslim alınmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı savunmasında sözleşmedeki imzanın yetkili temsilcilerine ait olmadığını, teslim alınan malların bedelini de ödediklerini iddia etmiştir....

    in, parti başkanlığını yaptığı parti bürosunun asma kilidine, mağdur ...'ın vurarak zarar verdiğini çevreden duyması üzerine, mağdurdan kaynaklanan haksız hareketin hiddeti altında atılı eylemi gerçekleştirdiği gözetilerek sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK.nın 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davadışı “...” adlı firma arasında toplam 919.000 USD bedelli demir alım anlaşması imzalandığını ve davalı bankaya akreditif açılması yönünde talimat verildiğini ve 02.09.2004 tarihinde akreditifin açıldığını, akreditif metninde malın sigortasının davalı yanca yapılmasının kararlaştırıldığını ve ilk parti 379.195 USD bedelli demirin sorunsuz olarak teslim alındığını, ikinci parti malın yüklenmesinden sonra bedelinin alıcıya 12.01.2009 tarihinde ödendiğini, ancak yükü sevk eden geminin 17.01.2009 tarihinde batması üzerine davalıdan sigorta poliçelerinin talep olunduğunu, fakat davalının yükü sigorta ettirmediğinin anlaşıldığını ve davacının sigorta yaptırmaması nedeniyle, zararın sigorta yolu ile karşılanmasının mümkün olamadığını iddia ederek uğranılan maldan doğan zarar ve kar kaybı olarak toplam 517.027 USD’ nin tahsilini talep ve dava etmiştir....

        K A R A R Davacı, davalı tarafından açılan tıbbi malzeme ihalesini kazanarak, 14.7.2006 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, sözleşmeye konu tıbbi malzemelerin 3 parti halinde tesliminin kararlaştırıldığını, l.parti mallarını süresinde teslim edildiğini, 2.parti malların 5.10.2006 tarihinde teslim edilmesi gerekirken 16.10.2006 tarihinde 11 günlük bir gecikme ile teslim edilebildiğini, 3. parti malların süresinde teslim edildiğini, davalı tarafından 2.parti malların 11 günlük geç teslimi nedeni ile sözleşme konusu edilen tüm malların bedeli üzerinden günlük % 5 oranında toplam 15123,83 YTL cezai şart hesaplanarak hak edişlerinden mahsup edildiğini" oysa ki koşulları oluşmadığından cezai şartın talep edilemeyeceğini, aksinin kabulü halinde ise, 11 günlük gecikme ile teslim edilen malların toplam bedeli 89.667 YTL olduğundan gecikme cezasının da ancak 4950 YTL olması gerektiğini ileri sürerek, öncelikle mahsup yoluyla tahsil edilen 15123,83 YTL cezai şartın, kabul edilmediği takdirde ise...

          YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına tescilli muhtelif tarihli serbest dolaşıma giriş beyannameleriyle … tarih ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında geçici olarak ithal edilen eşyanın bir kısmının ihraç edilmediğinden bahisle tahakkuk ettirilen katma değer ve dampinge karşı vergiye vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : TCK'nın 152/1-a, 62/1, 50/1-a. 52/4. maddeleri uyarınca 300 gün karşılığı 6.000 TL adli para cezası Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, silahla ateş ederek parti binasına zarar verme şeklindeki eyleminin mala zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabülde isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın eyleminin parti binasına zarar verme şeklinde olduğunun kabul edilmesine rağmen TCK'nın 152/1-f maddesi yerine anılan Kanunun 152/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması sonuç ceza itibarıyla bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 07/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              değil de yüzdesel bir aralık şeklinde ifade edilmesi nedeniyle ihracatının gerçekleşemediği anlaşıldığı, davacı ve davalı tarafça ürünleri parti numaralarına dair bir bilgi ya da belge ibraz etmediği, ilgili kamu otoritesince tek bir parti olarak değerlendirilen ----- mevzuata uygun olmadığının tespit edilmesi ve ürünlerin farklı partilerdeki kalan kısmının ya da başka firmalarca aynı ülkeye ihracatının yapılmış olmasında hayatın olağan akışına aykırı bir durum bulunmadığı, bilirkişi raporunda ihraç kayıtlı olarak satılmış olan ve ihraç edileceği ülke resmi otoriteleri tarafından ambalaj etiket yönünden------ürünlerin etiket yönüyle kusurlu üretim olarak değerlendirilmesi gerektiğinin tespit edildiği, mahkememizce bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak ihraç edilemeyen ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edildiği, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı bakımından ise ürünlerin ---- iade edildiği ------- yevmiye numarası ile keşide edilen --------...

                'in fotoğrafını çektiğini, bu fotoğrafın kendisince çok beğenilerek imzalanıp hatıra olarak davacıya verildiğini, bu fotoğrafın piyasa değerinin 50.000 USD olduğunu ve alelade bir fotoğraf olmadığını, müvekkilinin hususiyetini taşıdığını, estetik bir değere sahip olduğunu, bu fotoğrafın daha sonra partililerce simgesel hale getirildiğini, söz konusu fotoğrafın büyük ihtimalle arşivinden alınarak 2001 yılından itibaren parti reklamı yapılması amacıyla müvekkilden hiçbir izin alınmadan tişört üzerine baskı, flama üzerine işleme yeniden işlenerek karakalem resim çalışması ve afiş üzerine kullanıldığını ve halen kullanılmakta olduğunu, bu şekilde müvekkilinin mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, FSEK'nın 68. maddesi uyarınca şimdilik 300 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının muhtemel tecavüzlerinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi...

                  KARŞI OY Tabip üsteğmen olarak görev yaptığı Şemdinli'den yüzlerce km. mesafedeki siyasi bir parti tarafından kardeşlik temalı olarak Elazığ ilinde düzenlenen mitinge sivil olarak katılan, organizasyonda görevi olmayan, kız arkadaşıyla sosyal bir faaliyet olarak gören sanığın suç kastının bulunmadığı ve manevi unsuru itibariyle suç oluşturmayan fiilinden dolayı mahkemece hüküm gerekçesinde yer verilen sebeplerle verilen beraat hükmünde Kanuna aykırılık görmediğimden, sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 19/06/2019...

                    Davalı vekili; davacının malların ayıplı olduğunu iddia ederek akdi ilişkiyi çekişmeli hale getirdiğini, dolayısıyla talep edilen alacağın para alacağı olduğundan söz edilemeyeceğini, bu durumda akdin ifa mahalli olan İstanbul icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, ortada geçerli bir icra takibi olmadığını, ayrıca müvekkilinin siparişe konu ilk parti malı 27.08.2009 tarihinde kargo ile teslim ettiğini, 01.09.2009 tarihinde ikinci siparişin verildiğini, ancak davacının dava dışı bir firma ile sorun yaşadığını belirterek ikinci parti malın bir süre gönderilmemesini talep ettiğini, ancak davacının 24.02.2010 tarihli ihtarnamesi ve yazışmalarından kötüniyetli hareket ettiği anlaşılarak malların derhal kargo ile gönderildiğini, ancak davacı tarafça teslim alınmadığını, ayrıca müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, zira gecikme varsa da buna dava dışı bir firmanın neden olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu