WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin simsarlık faaliyeti sonucunda hak ettiği ücret karşılığı davacı tarafından 8.000 TL ödeme yapıldığını, yazılı bir simsarlık sözlemesi bulunmadığına ilişkin iddianın dinlenemeyeceğini, simsarlık sözleşmesine istinaden müvekkilince düzenlenen 11.800 TL bedelli faturaya itiraz edilmediği gibi, fatura bedelinin büyük kısmının ödendiğini, müvekkilinin kiralama sözleşmesi kapsamında aldatıcı bir beyanının bulunmadığını, kira sözleşmesinden önce taşınmazın ve yapı kullanım izin belgesinin davacı şirket yetkililerince görüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...taraflar arasında simsarlık ilişkisinin söz konusu olduğu, bu sözleşmenin konusunun taşınmaz olması sebebi ile TBK m.520/2 de açıkça ifade edildiği üzere yazılılık şekline bağlı olduğu, şekle aykırılık sebebi ile sözleşmenin geçersiz olduğu anlaşılmıştır....

    Sözleşmede taşınmazın minimum satış bedeli 2.900.000,00- TL olarak gösterilmiş ve sözleşmenin 5.2 maddesinde simsarlık ücretinin, simsarlık sözleşmesinde kararlaştırılan tutar üzerinden hesaplanacağı açıkça kararlaştırılmıştır. Bu nedenle davacı, 2.900.000,00- TL'nin %1'i olan 29.000,00- TL +KDV olmak üzere toplam 34.220,00- TL simsarlık ücreti talep etmekte haklı olup, mahkemece dava dışı üçüncü kişiye yapılan satışın tapuda gösterilen değeri üzerinden simsarlık ücreti hesaplanması isabetsiz olmuş, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde bulunmuştur....

    ve yer göstermenin tek başına simsarlık ücretine hak kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      simsarlık ücreti, kalan %3'ün ise cezai şart olduğu anlaşılmakla mahkememizce 325.000,00 TL nin %3'ü ve cezai şart bedeli olarak da davacının sözleşmeden dolayı ceza soruşturmasına muhatap kalması, taraflar arasında darp eyleminin gerçekleşmesi, davalının sözleşme bedeline uymamaktan kaynaklanan kazanç tutarı göz önüne alınarak taktiren %2 olarak kabul edilmiş, sözleşmede kdv'nin de ücretin içinde olduğu kararlaştırılmış olmakla davacının toplam alacağının 15.340,00 TL olduğu" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

        Davacının pazarlama için yaptığı harcamaları belgelemesi halinde (taşınmaz için verilen ilan bedelleri, tabela yapılmış ise tabela bedeli vs.) yi davalıdan talep etmesi gerektiği, Hukuki görüş ve takdir Mahkemeye ait olmak üzere Davacının davalıdan alabileceği bir alacak bedeli olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır. Denilmekte Takdir Mahkemede olmak üzere Kök raporumuzdaki görüşümüz değişmemiş olup, davacının talep ettiği cezai şartın Taşınmaz bedeli: 1.950.000 TL olup, Sözleşmedeki cezai şart oranı: % 6 olup 1.950.000....

          ; davalının taşınmaz malikinin kızı olduğunun ve resmi satışın yapıldığının mahkemenin de kabulünde olduğunu; böylece simsarlık sözleşmesine konu taşınmazın müvekkillerinin yetkili olduğu dönemde, müvekkillerinin devreden çıkarılmak suretiyle 3.kişiye satıldığının kanıtlandığını; davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı bir şekilde taşınmazı, müvekkillerinin aracılığı olmaksızın sattığını; buna göre davalının taraflar arasındaki simsarlık sözleşmesinin 5.7.fıkrası uyarınca müvekkillerine cezai şart ödemesi gerektiğinin açık olduğunu, mahkemenin başarı koşuluna ilişkin değerlendirmelerinin hatalı olduğunu, Bu noktada davalının, simsarlık sözleşmesine konu taşınmazın maliki olmamasının sonuca bir etkisinin bulunmadığını belirtmeleri gerektiğini; simsarlık sözleşmelerinin ayni etkisi olmayan, tarafları arasında hak ve borç doğuran nisbi etkili sözleşmeler olduğunu; davalının simsarlık sözleşmesinin tarafı olabilmesi için illa taşınmazın maliki olması şartını arayan bir...

          Şirketi’ne satılması olduğu, dava konusu olayda yazılı bir simsarlık sözleşmesinin yapılmadığı, kaldı ki tek tarafın imzasını içeren bir simsarlık sözleşmesi dahi akdedilmediği, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu e-mail yazışmalarının, taraflarca imzalanmış yazılı sözleşme metni olarak kabulünün mümkün olmadığı, e-mail yazışmalarının taraflarca imzalanmış yazılı sözleşme metni olarak kabul edilebilecekleri farz edilse dahi söz konusu e-mail yazışmalarının içeriğinde, taraflar arasında simsarlık sözleşmesi kurulmasına yönelik bir irade uyuşması, yani simsarlık sözleşmesinin esaslı unsurları hususunda bir anlaşma yer almadığından, e-mail yazışmaları ile taraflar arasında simsarlık sözleşmesi akdedildiğinin kabul edilemeyeceği, TBK 520/f.3’de yer alan “Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz” şeklindeki düzenlemeye göre; taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmelerinin geçerli olması için, yazılı şekilde yapılmalarının şart olduğu...

            davacı tarafından ibraz edilen sözleşmeye göre;taraflar arasında düzenlenen simsarlık sözleşmesinde simsarlık ücreti olarak satış bedeli olarak %2 simsarlık ücretinin öngörülmüş olduğu kanaatine varıldığı, dosyada bulunan resmi akte göre davalının maliki olduğu sözleşmeye konu taşınmazdaki 1/2 hissesini 29/9/2014 tarihinde 1.000.000,00 TL'ye sattığı, toplanan delillere ve alınan tanık beyanlarına göre alıcı ile satıcıyı davacının bir araya getirdiği, bu sebeple davacının sözleşmeye konu simsarlık ücretini hak ettiği, satış bedeline nazaran simsarlık ücretinin 1.000.000,00 TL x 0,02 = 20.000,00 TL olduğu anlaşıldığından davalının bu miktar üzerinden itirazında haksız olduğu, davacının 40.000,00 TL asıl alacak için takip yapmış olması sebebiyle davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu 7....

            Hukuk Dairesi'nce verilen 01.06.2020 tarih ve 2019-139/450 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı satıcı ... ile diğer davalı ... arasında gayrimenkulün satışı için aracılık sözleşmesi imzalandığını, dava konusu gayrimenkulün satışı için davacı alıcı ile ... arasında imzalanan hizmet bedeli sözleşmesi ve diğer davalı ile ... arasında da imzalanan hizmet bedeli sözleşmesi uyarınca cayma bedeli olarak 150.000....

              Derecede akrabalarım kiraladığı takdirde, bir kira bedeli + KDV'sini hizmet bedeli olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum." şeklinde olduğunu, davalıların yer gösterme belgesinden kaynaklanan tellallık hizmet bedelini ödememeleri üzerine Samsun 1. Noterliğinin 29/12/2020 tarih, 46613 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hizmet bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, gönderilen ihtarnameye davalıların cevap vermediğini ve bedeli ödemediklerini belirterek, söz konusu işyerinin yer gösterme tarihindeki kira bedelinin tespiti ile bir kira bedeli + KDV'nin tahsili için şimdilik belirsiz alacak olarak 100,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu