Borçlanmanın varlığı ile birlikte, tahsis koşullarının varlığı da, buna göre değerlendirilmeli ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir. 2- Öte yandan, sigortalıların yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmayacakları, aylığa hak kazanmada hangi mevzuat hükümlerine ve şartlarına tabi olacakları hususu, yaşlılık aylığı başvuru tarihinki koşullara göre saptanabilecekdir.Diğer bir ifadeyle, tahsis talep tarihi itibarıyla, sahip olunan yaş, prim gün sayısı, kabul edilen geçerli sigortalılık statü ve süreleri gibi donelerin birlikte değerlendirilmesiyle sonuca ulaşılabilecektir.Bu anlamda, başkaca bir sigortalılık süresi bulunmaksızın , sadece sigorta başlangıç tarihine göre ve geleceğe yönelik olarak sigortalının, belli bir mevzuat hükmüne göre tahsise hak kazacağını belirlemek mümkün olmayacağından; Mahkemenin, buna aykırı yaklaşımı yerinde görülmemiştir....
Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....
Nitekim 5510 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması hâlinde bu niteliğin kazanıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren başlatılacağına ilişkin düzenleme ile de her zaman sigortalının ölümü ile hak sahipliğini kazanma tarihlerinin aynı olmayacağına vurgu yapılmıştır. 16. Gelinen bu noktada belirtilmelidir ki, ölüm sigortasından aylık bağlama koşulları değerlendirilirken hak sahipliği sıfatının kazanıldığı başka bir anlatımla hak sahipliği hakkının doğduğu tarihteki mevzuat hükümleri ile düzenlenen şartların dikkate alınması gerekmektedir. Hakkın doğması ise hak sahipliği sıfatına yönelik tüm şartların sağlanması olarak anlaşılmalıdır. 17....
Davalıların hak sahipliğinin belirlenmesi yönünden adı geçen tapu malikine ait mirasçılık belgesinin ilgilisinden temin edilerek dosyaya konulması ve davalılardan başka mirasçıları da bulunduğu takdirde onlara da mahkeme kararı ve idarenin temyiz dilekçesinin tebliğ ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
yürürlüğe girdiği 01.10.2008 gününden önce Kuruma başvurularak bir kısım askerlik borçlanması primlerinin yatırılmış olması göz önünde bulundurulduğunda aylık tahsis koşulları bakımından söz konusu 32. madde yerine 506 sayılı Kanunun 66. maddesinin uygulanması gerektiği, bu kapsamda 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinde her türlü borçlanma süreleri ile birlikte toplam 922 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısı bulunan muris üzerinden hak sahibi davacının aylığa hak kazandığı belirlendiğinden davanın kabulüne ilişkin mahkemenin kararları usul ve yasaya uygun olmakla Dairemizin bozma ilamının ortadan kaldırılıp direnme hükmünün onanması gerekmektedir....
Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Somut olayda davacının en son 2.9.1974 tarihinde prim ödemesinde bulunduğu 1.2.1987 tarihinden sonra prim ödemediği görülmektedir....
nun 06.04.2005 tarihli, 2005-10-183 Esas, 2005-241 Karar nolu kararı da bu yöndedir.Bu durumda aylık bağlama hakkını doğuran olayın sözü edilen yasa değişikliği olduğu gözetilerek şartlar oluşuyor ise ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise aylığın ölüm tarihini takip eden aybaşından, ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce ise aylığa 01.09.2003 tarihinden itibaren hak kazanılacağının kabulü gerekir. Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan tahkikat sonucunda olayın iş kazası olarak kabul edildiği ancak davacı hak sahibi annenin gelir bağlanması yönünden Kuruma yaptıkları başvuru üzerine Kurum tarafından sigortalının sağlığında düzenli biçimde anne ve babasının geçiminin sağlanmadığı ve baba ...’un Kurumdan ... tahsis numarası ile yaşlılık aylığı aldığı ve davacı anneye bakmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle annenin gelir bağlanması istemlerinin reddedildiği anlaşılmaktadır....
Davanın temel yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 68. maddesi olup hak sahibi kız çocukları yönünden maddenin (I) numaralı bendinde aylık bağlama koşulları, (VI) numaralı bendinde aylık kesme nedenleri açıklanmış, (VI) numaralı bentte, sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıkların, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya, buralardan gelir veya aylık almaya başlamaları veya evlenmeleri durumunda kesileceği belirtilmiş, anılan Kanuna, 09.07.2005 günü yürürlüğe giren 5386 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen geçici 91. maddede de, 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıkların; bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları hariç olmak üzere geri alınmayacağı, bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıklarının, kesme veya durdurma tarihi itibarıyla...
Temel aylığın belirlenmesi SGK tarafından yapıldığından, temel aylığa getirilen %25 nakdi tazminat ilavesi de temel aylığa göre yapılır. Burada temel aylığın belirlenmesi işlemi esas alınarak, 506 sayılı Kanuna göre belirlenecek ölüm gelirine eklenecek ilave hakkında açılacak davaların iş mahkemelerinde görülmesi gerekecektir. 16. Somut olayda SSK sigortalısı iken iş kazası ile vefat eden sigortalının, hak sahibi olan davalıya bağlanacak ölüm geliri belirlenmiş, bu gelire 2330 sayılı Kanun m.4 gereğince nakdi tazminat ilavesi de yapılarak aylık ödemeler yapılmıştır. Bilahare SGK hak sahibine nakdi tazminat ilavesi yapılmaması gerektiği sebebiyle yersiz ödeme çıkarmış ve 5510 sayılı Kanun m.96/A bendine dayanarak bu davayı açmıştır. Uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girmemesi sebebiyle İİK m.42 ve geçici 13 hükümlerinin uygulanma alanı bulunmamaktadır. 17....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/09/2018 NUMARASI : 2018/27 Esas - 2018/270 Karar DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi Hüseyin Yılmaz'ın SGK 'dan meslek hastalığı maluliyetinden dolayı maaş almakta iken 29/07/2004 tarihinde vefat ettiğini, Kdz Ereğli SGM'ne 27/10/2017 tarihli dilekçesi müvekkiline muris eşinin meslek hastalığı maluliyeti maaşının bağlanması için müracaat edildiğini, ancak aradan yaklaşık 105 gün geçmesine rağmen kurumun taleplerine cevap vermediğini, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa 'nın 20/3 maddesindeki düzenlemeye göre iş kazası meslek hastalığı nedeniyle iş göremezlik geliri almakta iken vefat edenlerin hak sahiplerine ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın hak sahiplerine gelir bağlanır hükmünün yer aldığını, Sgm'ye müracaat tarihi olan 27/10/2017'den geriye doğru...