Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi lehtar konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 29/09/2020 NUMARASI: 2018/19 (E) - 2020/520 (K) DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (Özel Sağlık Sigortası Poliçesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 13/04/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık, özel sağlık sigorta poliçesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk ve Ceza Daireleri arasında yapılan iş bölümüne ilişkin 25/06/2020 gün ve 2020/564-586 sayılı kararı gereğince, uyuşmazlık konusu olan riziko mahalli konut ve işyeri olan mal ve sorumluluk sigortası sözleşmesi ile taşıma hukukundan doğup doğmadığına bakılmaksızın can-hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu (rücu dâhil) verilen hüküm ve kararların istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. ve 45....

    İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tüketici hakem heyeti tarafından incelenmesi ve karara bağlanması gerekmekteyken görev itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, 13/09/2019 tarihli duruşma zaptının 2 nolu ara kararının ihsas-ı rey yasağının ihlali niteliğinde olduğunu ve HMK'nun 36. maddesine göre hakimin reddi sebebini doğurduğunu, murisin hayat sigorta poliçesinin bulunmadığını, müteveffanın hesabından kullanmış olduğu krediye ilişkin olarak hayat sigortası tahsilatı yapılmadığını, müteveffanın hayat sigortası yaptırmasının ihtiyari olduğunu, müteveffa tarafından hiçbir zaman hayat sigortası yaptırılmadığını, hayat sigortası poliçesi imzalanmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisi sigortalının sigorta öncesinde kanser hastalığının bulunduğunu ve bu hastalığa bağlı olarak vefat ettiğini, sigortalıdan sigortaya giriş öncesi sağlık durumu ile ilgili beyan formu alındığını ve sigortalının "kanser hastalığı bulunmadığını, buna ilişkin herhangi bir tedavi görmediğini ve sigorta öncesinden gelen kanser hastalığının teminat dışında olduğunu bildiğini" beyan ettiğini, sigorta poliçesi üzerinde yazıldığı üzere sigorta öncesinden gelen kanser hastalığına bağlı vefatın teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, "...Davalı sigorta şirketinin düzenlenen hayat sigortası poliçesinde davacıların mirasbırakanının tedavi gördüğü kanser hastalığını beyan etmemesi sebebi ile gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu gerekçesi ile davacıların hayat sigortası bedeline ilişkin taleplerini ret ettiği anlaşılmaktadır....

    Davacıların murisi 20.01.2011 tarihli belgeyle hayat sigortası beyan formunu imzalamıştır.Söz konusu bu belge davalı banka tarafından kabul edilmekle birlikte krediye konu hayat sigortasının davalı banka tarafından düzenlenmediği sabit olup, bu konuda davacıların murisinin sözlü olarak vazgeçmesi de yazılı belge karşısında ispat edilememiştir. Davacıların murisinin de hayat sigortasının yapılıp yapılmadığını kontrol etmeyerek kusurlu davrandığı sabittir. Bu durumda sigorta bedeli daha düşük bir miktardan akdedilmiş ferdi kaza sigortası yapılmış olup primde daha az ödenmiştir. Zararın oluşumuna davacıların murisinin eylemi de katkı sağladığından tüm sorumluluğun bankaya ait olduğu düşünülemez....

      Bankası'na ait Kredi Hayat Sigortası, Garanti Bankası yenileme garantili hayat sigortası sertifikası, mirasçılık belgesi ve tüm dosya kapsamı DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, davacının murisi ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen Hayat Sigortası Poliçeleri kapsamında alacağın ödenmesi talebine ilişkindir. TTK'nın 1487. maddesi gereğince, hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması halinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlendiği hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla; sigorta şirketinin, poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumluluğu sözkonusudur. ... 2. Noterliği'nin ... tarih ve ... yevmiye numaralı veraset ilamının incelenmesinde, davacının 13/11/2013 tarihinde vefat eden müteveffanın mirasçısı olduğu ve 3/28 oranında miras payı bulunduğu anlaşılmıştır....

        saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL hayat sigortası teminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....

          Emeklilik A.Ş’den hayat sigortası poliçesinin yapıldığını, 3. kişi lehine yapılan hayat sigortacısı lehine ... Sigorta A.Ş’nin kendi menfaatini yani davacıların murisi ...’ı riziko işçisi olarak kendi lehine sigorta ettirdiğini, ...’ın 09.04.2010 tarihinde vefat ettiğini, kredi borcu için müvekkillerinin 15.10.2010 tarihinden dava tarihine kadar toplam 8.441,45 TL ödeme yaptığını, bu nedenle hayat sigortası poliçesi kapsamında kalması nedeni ile 20.000,00 TL kredi borcundan dolayı ...’ye borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilleri tarafından ödenmiş bulunan 8.441,45 TL’nin ödeme tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

            A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi olan ,,, rahatsızlığı nedeniyle oğlu ...’a verdiği vekaletname ile davalı bankadan birkaç tane tüketici kredisi kullandığını, kredi kullanımı sırasında banka yetkililerinin ne murisin ne de müvekkillerinin haberi olmaksızın hayat sigortası yaptıklarının öğrenildiğini, banka yetkililerinin hayat sigortasına ilişkin hiçbir soru sormadıklarını ve müvekkilini bilgilendirmediklerini, murisin 27.05.2011 tarihinde vefatından sonra müvekkilinin hayat sigortası yapıldığını öğrendiğini, ancak davalı sigorta şirketinin murisin rahatsızlığının sigorta yapılırken beyan edilmediğinden bahisle sözleşmeden caydığını bildirdiğini ve ödeme talebini...

              Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain-i mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi keşideci konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin ... sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez....

                UYAP Entegrasyonu