WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

na giriş tarihinin Türkiye'de de sigorta başlangıç tarihi olduğunun kabulü gerekir. Ancak, 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi ile değişik 3201 sayılı Kanunun 1'inci maddesi uyarınca sigortalı 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen borçlanmaya esas süreleri borçlanabileceğinden, sigorta başlangıç tarihinin belirlenmesinde de 18 yaşını ikmal ettiği tarihin nazara alınması; bir başka deyişle ...'na 18 yaşından önce girse dahi sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği tarih olarak belirlenmesi gerekirken, anılan tarih öncesini de içerecek şekilde tespit hükmü kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    Ne var ki; anılan hüküm sigortalı sürelerin aylığa yetmemesi durumunda ikamet sürelerinin de sigortalı sürelerle çakışmaması koşuluyla aylıkta nazara alınabileceğine ilişkin bir düzenleme olup, Türkiye Cumhuriyeti ile Danimarka Krallığı arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nde, Danimarka ülkesinde çalışmaya başlanılan veya Danimarka Emeklilik Sigorta Rejimine tabi olunan ilk tarihin Türkiye'de sigorta sigorta başlangıcı sayılması gerektiğine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle; davacının sigorta başlangıç tarihinin 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesine göre Türkiye'deki sigorta başlangıç tarihinden borçlanılan süre kadar geriye gidilmek suretiyle belirlenmesi gereği nazara alınmaksızın eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

      Belirtilen açıklamalar ışığında, mahkemece; Türkiye Cumhuriyeti ile Danimarka Krallığı arasında akdedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesinde, Danimarka ülkesinde çalışmaya başlanılan veya Danimarka Emeklilik Sigorta Rejimine tabi olunan ilk tarihin Türkiye'de sigorta başlangıcı sayılması gerektiğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığı gözetilerek, davacının, sigorta başlangıç tarihine ilişkin istemi yönünden; sigorta başlangıç tarihi, 3201 sayılı Kanunun 5'inci maddesine göre belirlenmeli, davalı Kurumca kabul edilen sigortalılık başlangıç tarihi araştırılmalı, sonucuna göre davacının, sigortalılık başlangıç tarihini tespit istemi konusunda hukuki yarar bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli; davacının, 3201 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında borçlanma istemi hakkında, davacının 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma işleminin borçlanma bedeli ödendiği tarihte tamamlanmış olduğu gözetilerek, davacının borçlanma bedeli ödemeden önceki Türkiye’de sigortalılığı bulunup bulunmadığı araştırılıp...

        Somut olayda, 10/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 64. maddesi gereği SGK hizmet tespiti davalarında feri müdahil konumunda olup, bu tarihten önce açılan davalara bu kanunun uygulanması mümkün değildir. Ayrıca sigorta başlangıç tespiti davalarında yerleşik içtihatlar gereği davalıya husumet yöneltmek zorunlu olmayıp, Kurum davalı sıfatına haizdir. Anılan yasal düzenleme davanın açılış tarihi olan 31/12/2012 tarihinden sonra, yürürlüğe girdiğinden ve davanın mahiyeti gereği Kurum feri müdahil konumunda olmadığından, Kurumun davalı olarak gösterilmesi gerekirken, aksi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

          Hukuk Dairesi Dava, sigorta başlangıç tespiti istemidir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I-İSTEM Davacı, 10.03.1985 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. II-CEVAP Davalı Kurum, dava açmadan önce kuruma müracaat edilmemesi nedeniyle davanın reddini istemiştir. III-MAHKEME KARARI A-İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesince, davanın hukuki yararı yokluğundan reddine dair hüküm kurulmuştur....

            Öte yandan,1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı kavramına dayalı olup, istemde hukuki yarar bulunup bulunmadığının açığa kavuşturulması yönünde bu konuya kısaca değinilmesi yerinde olacaktır. Sigortalılık başlangıç tarihi, talep eden açısından Kanun kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirecek biçimde ilk defa çalışmaya başladığı tarih olmakla birlikte, sigortalı açısından önemi "sigortalılık süresi" yönünden taşıdığı değerdir. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davası bir (1) günlük çalışmanın tespiti niteliğinde olduğundan hizmet tespiti davasının bir türüdür....

              Ancak, Türkiye'deki sigorta başlangıcı olan 11/08/2015 tarihinden borçlanılan 5525 gün geriye gidilir ise sigortalılık başlangıç tarihi 06/04/2000 olacaktır. Bu tarih de kurumun kabul ettiği sigorta başlangıç tarihi 21/05/2001 tarihinden daha önceki bir tarih olduğundan sigorta başlangıç tarihinin bu tarih olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Sigorta başlangıcının 06/04/2000 tarihi olarak kabul edildiğinde, 506 sayılı kanunun 60. Maddesi ve 5510 sayılı kanunun geçici 9. Maddesine göre yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için, 25 yıl sigortalı olup 4500 gün prim ödemesi yapmak ve 58 yaşını doldurması veya 7000 prim ödemesi yaparak 58 yaşını doldurması gerektiğinden davacının yaşlılık aylığı şartlarını taşımadığı , kurum işleminin yerinde olduğu sabittir....

              Bu durumda davacının yurt dışında sigortalı çalışmasının bulunmaması halinde borçlanılan gün sayısı kadar geriye gidilmek sureti ile tespit edilecek sigorta başlangıç tarihinin 06.01.1996 tarihinin gerisine gidemeyeceği açıktır....

                K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının yurt dışında çalışmaya başladığı 01.02.1982 tarihinin Türkiye'de sigorta başlangıcı olarak kabulü gerektiğinin ve 01.01.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile birikmiş aylıklarının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece,davacının Almanya 'da çalışmaya başladığı 01.02.1982 tarihinin Türkiye'de sigorta başlangıcı olarak tespitine ,davacının 01/01/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile birikmiş aylıklarının ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Somut olayda, mahkemece davacıya yurtdışı borçlanmasını gerçekleştirdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına hükmedilmiştir. Oysa tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanmalıdır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, sigortalı hizmet başlangıç tarihinin 01.04.1986 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde davanın usulden reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, sigorta başlangıç tarihinin tespiti talebine ilişkindir. Mahkemece, dava açılmadan önce kuruma başvurulmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. 11/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 64 maddesi ile 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7....

                    UYAP Entegrasyonu