Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortakların ıskat işlemlerinin başlatılmasına dair alınan yönetim kurulu kararı ve karara bağlı gönderilen ihtarnamenin hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkin olup; ilk derece mahkemesince dava kabul edilmiş, bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçe ile kabul kararı kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, davacılara yapılan ihtarın, Kadıköy 2....

    ye olan ödenmemiş sermaye koyma borcu karşılığında yapıldığı, dekontlarda ödemenin kimin lehine yapıldığının yazılı olmadığı, ödemelerin dava dışı ... Şirketine ve ... Şirketine yapıldığı, ödemeyi yapan ...’nun da dava dışı şirketin ortağı olması, kendisinin de sermaye koyma borcunun bulunması nedeniyle kendi borcunu ödüyor olabileceği, davalının bu ödemeleri inkar etmesi karşısında davacının sunduğu dekontların tek başına iddiayı ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesindeki dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de davacı taraf, dava dışı ... Ltd....

      Diğer yandan, davalı yanca davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediği, kendisine Noter aracılığıyla sermaye koyma borcunu yerine getirmesi için çekilen ihtarların ve temerrütün 6102 Sayılı TTK'nun yürürlüğe girmesinden önce çekilerek gerçekleştiğinden somut olayda 6762 Sayılı Kanunun uygulanması gerektiği iddia edilmiştir....

        Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, şirket ana sözleşmesinde ortakların müşterek imzaları ile yapabilecekleri işlemler ve münferit imza ile yapabilecekleri işlemlerin tek tek düzenlenmiş iken, davacının 06.10.2011 tarihinde vekili aracılığıyla şirketin konusunu teşkil eden iş yeri açma ve çalışma ruhsatını dava dışı üçüncü kişiye devir ettiği, davacının noterlik kanalı ile davalıya sermaye koyma borcunu yerine getirmesi için yapmış olduğu ihtarların 30.09.2011 ve 18.10.2011 tarihli olduğu, şirket konusunu üçüncü kişiye devir eden davacının davalı ortaktan sermaye koyma borcunu yerine getirmesini istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, şirketin durumunun kötüleşmesine sebep olan kişinin davacı olduğu, kusurlu olan ortağın haklı nedenlere dayanarak şirket feshini isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın davalısı tarafından sermaye koyma borcunun 12.500,00 TL olmasına rağmen 1.000,00 TL olarak ödendiği, süresi içinde yatırılmayan sermaye koyma borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu gerekçesiyle itirazın kısmen iptaline, 11.500,00 TL asıl alacak ve 126,50 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına, asıl alacağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının asıl davanın davalısından tahsiline, şirketten çıkmaya yönelik haklı sebebin oluştuğuna dair delil olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davanın davalısı birleşen davanın davacısı vekili temyiz etmiştir....

            "İçtihat Metni" KARAR Dava konusu uyuşmazlık, davacı şirketin davalıların ortağı olduğu dava dışı şirketten olan alacağının ödeneğeceğinin bildirildiği halde, davalıların sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi nedeniyle alamadığından bahisle alacağının tahsiline ilişkin olup, mahkemenin tavsifi de dikkate alındığında, uyuşmazlığın temyizen incelenmesi görev 11. Hukuk Dairesine aittir. Nevarki bu dairece de görevsizlik kararı verildiğinden görevi uyuşmazlığı doğmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay 1.Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              in 320.000 paya karşılık 8.000.000,00 TL ile ortaklık kaydının gösterildiği, 10/05/2017 tarihli sermaye arttırımı sonrasında sermaye yapısında değişikliğe ilişkin ... Müdürlüğüne bir başvuru bulunmadığı gibi sermaye yapısında değişikliğe ilişkin bir mahkeme kararının da bulunmadığı, bu nedenle davalı ... Müdürlüğünce en son tescil edilen ortaklık kaydı gözetilerek 24/08/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısının hazirun cetvelinde ...'in pay miktarının düşürülmüş olması nedeniyle gerçeği yansıtmadığı ve kararların TTK'nın 418. maddesinde öngörülen karar nisabı ile alınmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirket ortağı fer'i müdahil ...'...

                TTK'nın 482. maddesi gereğince sermaye koyma borcununu süresinde yerine getirilmemesi hâlinde ihtara gerek kalmaksızın temerrüt faizinin ödenmesi gerekir. Genel kurul kararında 31.12.2013 tarihine kadar bakiye sermaye borcunun ödenmesi gerektiğinden, 01.01.2014 tarihi itibariyle temerrütün oluştuğu kabul edilmelidir. İlk derece mahkemesince işlemiş faiz miktarının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de buna ilişkin bir hesaplama gerekçede yer almadığı gibi, bilirkişi raporunda da işlemiş faize ilişkin bir hesap bulunmamaktadır....

                  Sulh Ceza Mahkemesinin 200/473 sayılı değiş iş sayılı kararı ile 02/04/2009 tarihi itibariyle el konulup, el koyma tarihinde davacının hesabında işlem yapamaz hale geldiği, Şişli Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/1008 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında, 07/08/2009 tarihin de el koyma tedbirinin kaldırıldığı, davacının bahse konu dosyada sanık statüsünde bulunmadığı görülmekle birlikte, tazminata esas dosya üzerinde verilen beraate ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan, yargılamaya devamla, davacının tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi, 2-Hükme esas alınan borsa ve sermaye piyasası uzmanı ... tarafından düzenlenen 12/07/2016 tarihli raporun 6. sayfasındaki tabloda 01/04/2009 tarihinde davacının portföyünde ... TL değerinde hisse senedi bulunduğu, bu raporun sonuç bölümünde ise aynı tarihte ......

                    Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı şirket ortaklarından olup, sermaye koyma borcunu yerine getirmediği, davalı şirket ana sözleşmesinin 7.maddesinde sermaye koyma borcunun ödeme usulünün açıkça belirtilmiş olması sebebiyle TTK'nın 406. maddesi gereğince pay bedellerinin ilan sureti ile istenilmesine gerek bulunmadığı ve davacının sermaye ödeme borcu konusunda temerrüde düştüğü, davalı tarafından gönderilen ihtarnamede yaptırıma ilişkin herhangi bir bilgi bulunmadığı, bu nedenle ihtarnamenin TTK'nın 408.maddesindeki koşulları taşımadığı, ayrıca davacının hissesinin nama yazılı hisse olması nedeniyle davacıya söz konusu davet ve ihtarın taahhütlü mektupla yapılması gerektiği, bunun da yerine getirilmediği, bu itibarla geçerli bir ıskat işleminin varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu