Ne var ki davacı senedin teminat olarak verildiğine dair ... Pazarlama başlığı taşıyan taksit ödeme belgesine dayanmıştır. Davalı (alacaklı) 30.04.2003 tarihli celsede bu belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir. Sözkonusu belgede davalı alacaklıya borcuna karşılık açık senet verildiği yazılıdır. Bu belge içeriği ile davalının borca karşılık açık senet aldığı sabit olduğuna göre davalı icra takibine ve bu davaya konu senedin kendisine teminat olarak verilen açık senet olmadığını, davacı imzasını içeren açık bir senedi ibraz suretiyle kanıtlayabilir. Davalı halen elinde açık bir senet bulunduğunu iddia ve kanıtlayamamıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda dava konusu senedin teminat senedi olduğunun kabülü gerekir. Davacı senedin teminat senedi olduğu iddiasını kanıtlamıştır, ispat yükü kendisine düşmediği halde mahkemenin hatırlatması üzerine davacının davalıya yemin teklif etmesi ve davalının da yemini eda etmesi hukuki sonuç doğurmaz....
Teminat senetleri için ise bir takım zorunlu unsurlar/şekil şartları söz konusu değildir. Normal koşullarda teminat senedi üzerine senedin teminat senedi olduğuna ilişkin bir takım ifadelerin usulüne uygun olarak yazılması veya senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu açıklayan yazılı bir belge (sözleşme, protokol vs.) ile birlikte düzenlenmesi yahut da kredi sözleşmesinde söz konusu senedin teminat olarak verildiğinin düzenlenmesi ve senedin bilgilerinin açıkça yazılmak suretiyle belirtilmesi gerekmektedir. Teminat amaçlı verilmekle birlikte senet üzerinde veya senedin asıl düzenlenme nedeni olan hukuki ilişkide senedin teminat amaçlı verildiğine ilişkin herhangi bir ifade geçmediği durumlarda; borçlu, senedin teminat amaçlı verildiğini, senette belirtilen borcun kayıtsız şartsız olmaması yani bir hukuki ilişkinin teminatı olması sebebiyle kambiyo senedi vasfını taşımadığını, dolayısıyla böyle teminat senediyle kambiyo takibi yapılamayacağını ileri sürebilir....
İİK'nın 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Borçlunun İİK'nın 169/a maddesi kapsamında, senedin teminat senedi olarak verildiğinden bahisle takibin iptalini talep etmesi halinde bu iddianın aynı madde kapsamındaki yazılı belgelerden biri ile ispatı zorunlu olup, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre senedin kredi sözleşmesi kapsamında teminat için verildiğinin iddia edilmesi halinde, kredi sözleşmesinde takibe konu bonoya açıkça atıf yapılmış olması zorunludur. Dar yetkili icra mahkemesince takip dayanağı senedin müşteri senedi olmadığı ve taraflar arasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç dışında başka bir borcun olmadığı, bu nedenle teminat senedi olduğu iddiası İİK'nın 169/a-1. maddesi kapsamında yazılı belgelerle kanıtlanmadıkça dikkate alınamaz....
- K A R A R - Dava, davalının takibe koyduğu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı yan, borcun ödenmemesi üzerine senedin takibe konulduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının dava konusu senedin teminat senedi olduğu iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu senet; 11.04.2005 tanzim, 12.04.2005 vade tarihli, borçlusu ... (davacı), lehtarı ... (davalı) olup 30.000 TL. bedellidir. Senedin dosya içerisinde yer alan tasdikli suretinde; ön yüzünde teminat olduğu yazılı olduğu gibi arka yüzünde de “31 YB 742 plakalı massey forgusen 240 traktörün devri için teminat olarak verildi. ... 11.04.2005” ibareleri yazılı olup altında davacı imzası yer almaktadır....
Mahkemece toplanan delillere göre; bono bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olup kural olarak ispat yükünün senedin teminat senedi olduğunu savunan davacı tarafa ait olduğu, takibe konu senedin üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığı, davacının delil olarak sunduğu 15/06/2012 tarihli "teminattır" başlıklı belgede tarafların isim ve imzalarının yer almadığı, dolayısıyla söz konusu belgenin taraflar yönünden bağlayıcı olmadığı,davalının yanlar arasında bir anlaşma olmadığına dair yemin ettiği, takibe konu senedin teminat amacıyla verildiğinin ispatlanamadığı, ayrıca davacının, davalının senedi kötüniyetli olarak iktisap ettiği yönündeki iddiasına ilişkin yazılı delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
(davalı), ... ve ...ye (davacılar) 15.000 USD borç vermiş, karşılığında senet almış kaçtane senet aldığını alınan senedin teminat senedi olup olmadığını bilemediğini, ancak kardeşinin ... ve ...den aldığı senette kendisini alacaklı gösterdiğini...’in ... ve ... hakkında takipte olan iki dosya olduğunu, bir tanesinin Yüksel adına, diğerinin kendisi adına tanzim edildiğini, senedin teminat senedi olup olmadığını bilemediğini, ... ve ... ile alışverişinin olmadığını, bu nedenle senedi...’e (davalı) temlik ettiğini…” şeklinde beyanda bulunmuş olup, davacıların borç olarak almış oldukları bedeli faiziyle birlikte davalıya ödedikleri anlaşıldığından ve senedin bedelsiz olduğu, bir başka anlatımla teminat amacıyla verildiği ancak teminat fonksiyonunun borcun ödendiğinden kalmaması nedeniyle hükmün bu sebeplerle bozulması gerekirken, ilamda yazılı gerekçelerle onandığı anlaşıldığından davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin oğlu davadışı ...’un davalının ortağı olduğu davadışı ... Kardeşler Ltd. şirketinin muhasebeciliğini yaptığını, şirket hesapları nedeni ile müvekkilinin oğlu ile davalı taraf arasında ihtilaf çıktığını ve davalı tarafın müvekkilinin oğlunun kendilerini zarara uğrattığı iddiası ile müvekkilinden teminat senedi istediklerini, bunun üzerine, dava konusu senedin düzenlenip sol üst kısmında teminat senedi olduğu hususunun yazılıp, senedin davalının babası ve davadışı şirketin diğer ortağı ...'ya teslim edildiğini, ancak bu teminat senedinin alacaklı kısmına davalının adı yazılıp, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin kısmının da kesilmek sureti ile senedin takibe konulduğunu, senedin bedelsiz olduğunu bir borç ilişkisini içermediğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil duruşma sırasında davacının oğlu davadışı ...’un davadışı ......
Dava konusu senet arkasındaki yazı içeriği ve davalının beyanı birlikte değerlendirildiğinde senedin teminat senedi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Teminat senedi verilmesi durumunda teminat altına alınan hususun gerçekleşmesi halinde senet takip konusu yapılabilir. Mahkemece senedin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği, iadesi gerekip gerekmediği üzerinde durulup varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Bu yönler gözetilmeden yazılı gerekçeyle hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 550.00.YTL duruşma vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, davaclara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şti nin yapmış olduğu protokol kapsamında takip konusu senedin teminat olarak verildiğini ve protokol hükümlerinde senedin emaneten verildiğinin, ödeme yapıldığı takdirde iade edileceğinin belirtildiğini, bu doğrultuda teminat senedi olduğu ve protokol gereğince verildiği, tahsilinin gerekmediği hususları araştırılmaksızın yerel mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, senedin teminat senedi olduğu hususunun açık olduğunu, muayyen bir bedeli ödeme vaadi taşımayan senedin iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak ciro edilmesiyle kambiyo vasfını kazanmasının mümkün olmadığını, takip konusu teminat senedinin lehtarı olan Palmiye Ambalaj T1....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından başlatılan icra takibine dayanak senedin teminat senedi olduğunu belirterek Korkuteli İcra Müdürlüğünün 2014/1412 Esas sayılı dosyasından müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkil tarafından kendisine verilen vekaletnameyi kötüye kullanarak taşınmaz satışı nedeniyle müvekkilini zarara uğrattığını bu nedenle borcuna karşılık icra takibine konu senedin verildiğini, senedin teminat senedi olmadığını, savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda,davacının takip konusu senedin teminat senedi olduğu iddiasını ispat edemediği ve davalının da senedin teminat maksatlı düzenlenmediğine dair yeminli beyanda bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....