Noterliğinden 04.04.2017 tarihli ihtarname gönderildiğini, davalı Sendikanın 18.04.2017 tarihinde verdiği cevapta davacının şube başkanı olarak görev yaptığı Giresun Şubesinde 18.12.2016 tarihinde Genel Kurul yapıldığını, bu genel kurulun iptali için açılan davaların derdest olduğunu, davacının delege bulunduğu genel kurulda yeniden aday olmaması nedeniyle yeni seçilen yönetim kurulunun görevde olduğunu, şube başkanlığı görevinin 18.12.2016 tarihinde kesin olarak sona erdiğini, geçici ihraç döneminde sendikada çalışmadığından hak ettiği ve ödenmeyen alacağının bulunmadığının belirtildiğini, davalı Sendika Genel Merkez Yönetim Kurulunun davalı sendikanın 18.11.2016 tarihinde ve 25.11.2016 tarihinde delege seçimi yapacağını ilan ettiği ve 25.11.2016- 30.11.2016 tarihlerinde Giresun Şubesinin delege seçimini yaptığını, Giresun İli Şube Başkanı olmasına rağmen delege listesinde adının yazılı olmadığını, 01.12.2016 tarihli dilekçe ile Giresun Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına başvurduğunu...
İş Mahkemesinde (2017/218 E.) itiraz davası açmış, davası reddedilmiş, çoğunluk tespitine itiraz davası devam ederken; hem çok sayıda işçi sendikadan istifa ettirilmiş, hem de davacı işçi ve diğer bir çok sendika üyesi işçi işten çıkarılmış olduğunu, dosyadaki bilirkişi raporu ile de tespit edildiği gibi davacı işçinin işten çıkarılmasından önceki ve sonraki 6 aylık dönemde sendika üyesi 166 işçiden 126'sının sendika üyeliğinden istifa ettirilmiş olduğunu, bu durumun görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir işveren baskısının kanıtı olduğunu, Sendikanın TİS'i imzalamasından sonra üye sayısının tekrar 316 kadar çıkması, sonrasında sendika üyesi olmayanlara TİS ile sağlanan hakların verilip sendika üyesi olmayanların fiilen sendika üyelerinden fazla ücret almalarının sağlanması üzerine yeniden üye sayısının 224'e kadar gerilemesi, davalı işverenin nasıl bir sendika karşıtlığı içinde olduğunu kanıtlamakta olduğunu, sendika üyesi işçilerin yarısından çoğunun istifa ettirilmiş ya da işten çıkarılmış...
İş Mahkemesinin 2013/118 Esas 2013/434 karar sayılı ilamı ile davanın reddedildiği, bu itibarla davacının iş sözleşmesinin feshi ile işyerindeki sendikal faaliyetlerin aynı döneme rastladığına kanaat getirildiği, dinlenen davacı tanığı ...’in beyanında, 2013 senesinde aralarında davacının da bulunduğu yaklaşık 15 işçinin sırf sendika üyesi olması nedeniyle işten çıkarıldığını ve işten çıkarılan işçilerin tamamının sendika üyesi olduğunu belirttiği, davalı işyerinde sendikal örgütlenme ve Bakanlığın yetki tespit kararına itirazının reddi kararından kısa bir süre sonra 2013 yılı Kasım ayı içerisinde 19 işçinin sözleşmesinin feshedildiği ve bu işçilerden 11'nin sendika üyesi olduğu ve çıkarılan işçilerin ağırlıklı olarak sendika üyesi olmaları, sendikaya üye olan 5 işçinin yetki tespit kararının işverene tebliğinden itibaren kısa bir süre sonra sendikadan istifa etmeleri ve çalışmaya devam etmeleri, istifa eden işçilerin tamamının çalışmaya devam etmesi karşısında sendika üyesi olup istifa...
İş Mahkemesinin 2013/118 Esas 2013/434 Karar sayılı ilamı ile davanın reddedildiği, bu itibarla davacının iş sözleşmesinin feshi ile işyerindeki sendikal faaliyetlerin aynı döneme rastladığı, dinlenen davacı tanığı ...’in beyanında, 2013 senesinde aralarında davacının da bulunduğu yaklaşık 15 işçinin sırf sendika üyesi olması nedeniyle işten çıkarıldığını ve işten çıkarılan işçilerin tamamının sendika üyesi olduğunu belirttiği, davalı işyerinde sendikal örgütlenme ve Bakanlığın yetki tespit kararına itirazının reddi kararından kısa bir süre sonra 2013 yılı Kasım ayı içerisinde 19 işçinin sözleşmesinin feshedildiği ve bu işçilerden 11'nin sendika üyesi olduğu ve çıkarılan işçilerin ağırlıklı olarak sendika üyesi olmaları, sendikaya üye olan 5 işçinin yetki tespit kararının işverene tebliğinden itibaren kısa bir süre sonra sendikadan istifa etmeleri ve çalışmaya devam etmeleri, istifa eden işçilerin tamamının çalışmaya devam etmesi karşısında sendika üyesi olup istifa etmeyen işçilerin iş...
İş Mahkemesinin 2013/118 Esas 2013/434 karar sayılı ilamı ile davanın reddedildiği, bu itibarla davacının iş sözleşmesinin feshi ile işyerindeki sendikal faaliyetlerin aynı döneme rastladığına kanaat getirildiği, dinlenen davacı tanığı ...’in beyanında, 2013 senesinde aralarında davacının da bulunduğu yaklaşık 15 işçinin sırf sendika üyesi olması nedeniyle işten çıkarıldığını ve işten çıkarılan işçilerin tamamının sendika üyesi olduğunu belirttiği, davalı işyerinde sendikal örgütlenme ve Bakanlığın yetki tespit kararına itirazının reddi kararından kısa bir süre sonra 2013 yılı Kasım ayı içerisinde 19 işçinin sözleşmesinin feshedildiği ve bu işçilerden 11'nin sendika üyesi olduğu ve çıkarılan işçilerin ağırlıklı olarak sendika üyesi olmaları, sendikaya üye olan 5 işçinin yetki tespit kararının işverene tebliğinden itibaren kısa bir süre sonra sendikadan istifa etmeleri ve çalışmaya devam etmeleri, istifa eden işçilerin tamamının çalışmaya devam etmesi karşısında sendika üyesi olup istifa...
İş Mahkemesinin 08.09.2009 tarihli kararıyla, iptali talep olunan şube genel kurulunun, merkez yönetim kurulu kararıyla iptaline karar verildiği gerekçesiyle, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesis edilmiş, mahkeme kararı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.11.2009 tarihli kararıyla onanmıştır. Bu suretle, davacının üçüncü görevinin de, seçildiği genel kurulun 16.07.2009 tarihli merkez yönetim kurulu kararı ile iptal edilmesi neticesinde, bu tarihte son bulduğu anlaşılmıştır....
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, sendika genel merkez yönetim kurulu kararına karşı iptal davasının bir aylık hak düşürücü süre içinde açılması ve bu konuda mülga 743 sayılı Türk Kanuni Medenisi'nin 68’inci maddesinin uygulanması gerektiğini ifade etmiştir (YHGK., 2000/9-54 esası, 2000/43 sayılı kararı). Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalı sendika genel yönetim kurulunun 30/03/2018 tarih ve 337 sayılı kararının ikinci bendinin iptali talep edilmektedir. Dava konusu genel yönetim kurulu kararı 02/04/2018 tarihinde sendika ...Şubesi’ne tebliğ edilmekle birlikte, davacı ...Şube başkanı tarafından 01/06/2018 tarihinde dava açıldığından, somut uyuşmazlıkta davanın açılabilmesi için bir aylık hak düşürücü süre geçmiş durumdadır. Diğer taraftan dava konusu genel yönetim kurulu kararının yok hükmünde olması yahut mutlak butlanla hükümsüz sayılmasını gerektiren bir durum da söz konusu değildir....
den işe girişinin bildirildiğini öğrendiğini, ücretlerin ödenmemesi, istifasının istenmesi ve dolaylı olarak işten el çektirilmesi sebebiyle müvekkilinin tazminat hakkının doğduğunu belirterek kıdem-ihbar tazminatı ile ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar cevabının özeti: Davalılar, davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı T.... Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddine, davalı A... Ltd. Şti. hakkındaki davanın ve taleplerin ise kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
den işe girişinin bildirildiğini öğrendiğini, ücretlerin ödenmemesi, istifasının istenmesi ve dolaylı olarak işten el çektirilmesi sebebiyle müvekkilinin tazminat hakkının doğduğunu belirterek kıdem-ihbar tazminatı ile ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar cevabının özeti: Davalılar, davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı T. Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddine, davalı A. Ltd. Şti. hakkındaki davanın ve taleplerin ise kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
Dönem bordrolarının incelenmesinde sendikaya üye olduğu halde iş yerinde çalışmaya devam eden işçiler olduğu gibi, sendika üyesi olmadığı halde işten çıkarılanların işçiler de bulunmaktadır. Sendikal faaliyet fesihten çok önce başlamış, sendika tarafından 22.08.2017 tarihinde iş yerinde 46 işçinin sendika üyesi olduğu ve 15 kişinin istifa ettiğinin bildirildiği, halen iş yerinde 35 işçinin sendika üyesi olarak çalıştığını, iş yerinde yetki tespiti ve toplu iş sözleşmesi yapılmadığı, iş yerinde mevcut işçi sayısı, sendikalı işçi sayısı, işten çıkarılan işçiler arasında sendikalı olan ve olmayanların sayıları birlikte değerlendirildiğinde feshin sendikal nedene dayanmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davada işe iade kararı verilmesi doğru ise de, feshin sendikal nedenle yapıldığı iddiası ispatlanamadığından yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerindedir....