WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava dilekçesinde dava “kadastro tespiti sırasında yapılan ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar sebebiyle tapu iptali ve tescil istemi” olarak nitelendirilmiş olup, talep sonucuna göre de dava konusu olup davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-1.maddesi uyarınca Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılarak 2018 yılında kesinleşen sayısallaştırma çalışmasına itiraza ilişkin olduğu; Dairemiz önüne gelen uyuşmazlığın ise davacı vekilinin ihtiyati tedbir istemi üzerine ilk derece mahkemesince verilen istemin reddi kararının kaldırılması istemine yönelik olup, HMK 359 ve devamı maddeleri uyarınca geçici hukuki koruma kararı verilip verilemeyeceğine yönelik olduğu anlaşılmaktadır....

Mahkemece, sayısallaştırma hatasını giderir nitelikteki Kadastro Müdürlüğünce yapılan 41. Madde düzeltmesine konu işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen teknik bilirkişi ...’ın, davaya konu edilen düzeltme işlemi sırasında görev aldığı anlaşılmaktadır. Kadastro Müdürlüğü'nce 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesine göre yapılan düzeltme işleminin uygunluğunu denetlemeye yönelik eldeki davada, düzeltme işlemini yapan ekip içerisinde görev alan teknik elemanın yargılama sırasında bu kez teknik bilirkişi olarak görev almış olması yasal düzenlemelere aykırıdır....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 1. maddesi gereğince yapılan sayısallaştırma işlemi nedeni ile taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir....

      Mahallesinde yer alan 4011 ada 260 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 1 inci maddesi kapsamında yapılan sayısallaştırma çalışmaları sonucunda koordinatlarının değiştiğini belirterek terkin işlemini gerçekleştiremediklerini bu nedenle güncel parsel koordinatları doğrultusunda kararın tavzih edilmesini talep etmiştir. Mahkemece 13.07.2023 tarihli ek karar ile tavzih isteminin reddine karar verilmiştir....

        Davacının 24.08 2000 tarihinde dava dışı Erol Burak isimli şahıstan 324 metrekare arsa satın aldığı taşınmazı satın alırken tapu sicilinde 324 metrekare olarak gözüktüğü daha sonra Tapu sicil müdürlüğü tarafından taşınmazın gerçek alanının 223,94 metrekare olduğunun anlaşıldığı tapu idaresi tarafından sayısallaştırma çalışması sonucu arsa yüzölçümünün 234 metrekareden doğru şekli olan 223,94 metrekareye düşürüldüğü davacının tapu kaydına güvenerek bu taşınmazı satın aldığı medeni kanun 1007 maddesi gereğince tapu sicillerinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olduğu mahkememizce delillerin toplanması sonucu yapılan keşif ve dosya kapsamına uygun alınan bilirkişi raporundan aradaki farkın sayısallaştırma çalışması sonucunda ortaya çıktığı ve davacının taşınmasının yüz ölçümünün 100,06 metrekare azaldığı ve bu olay nedeni ile davacının 137.169,25 zararın olduğu görülmekle davanın kabulüne karar verilmiştir....

        eki olan haritalar, çekişmeli taşınmazlara ait tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosyanın ikmal edilmesi, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile üç kişiden oluşacak harita ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılması; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında zeminde sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin teknik bilirkişiye işaretlettirilmesi, fotoğraflarının çekilmesi, teknik bilirkişiden Kadastro Müdürlüğünün yaptığı düzeltme incelemesine esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak tesis kadastrosu sırasında tersimat veya başkaca teknik bir hata yapılıp yapılmadığının tespitinin istenilmesi, bu kapsamda, teknik bilirkişi kuruluna, tesis kadastrosu ile belirlenen sınır, 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi...

          T49nün yaptığı düzeltme incelemesine esas teşkil eden bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak tesis kadastrosu sırasında tersimat veya başkaca teknik bir hata yapılıp yapılmadığının tespiti istenmeli, bu kapsamda, teknik bilirkişi kuruluna, tesis kadastrosu ile belirlenen sınır ve 41. madde uygulaması ile belirlenen sınır yerlerinin tamamını ve dava konusu edilen kısmı gösterecek şekilde harita düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazlar arasındaki pafta sınır değişikliklerinin veya haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, neden ileri geldiği hususu bilimsel metodlara uygun şekilde açıklattırılmalı, bu surette uyuşmazlığın teknik hatadan mı kaynaklı olduğu yoksa mülkiyete yönelik mi olduğu kesin olarak tespit edilmeli,ziraat bilirkişiden çekişmeli taşınmaz bölümünün güncel-rayiç değeri konusunda rapor alınmalı bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre...

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/299 Esas sayılı dosyası getirtilmediği gibi, çekişmeli parsellerin tesis kadastro paftası ve ölçü krokisi, varsa tesis kadastrosu haritasında değişiklik yapan ifraz haritaları, sayısallaştırma evrakı ve eki olan haritalar, çekişmeli taşınmazlara ait tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edilmediği gibi mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile 3 kişiden oluşacak harita ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılmamış; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında zeminde sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmemiş, tesis kadastrosu ile belirlenen sınır, 41.madde uygulaması ile belirlenen sınır yerlerinin tamamını ve dava konusu edilen kısmı gösterecek şekilde harita düzenlettirilmemiş, tesis kadastrosunda...

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu yerin tescil harici yerlerden olmadığı, orman sınırları içerisinde kaldığı, özel mülkiyete konu edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre, davacının fiili kullanımında bulunduğu bildirilen alanın Kuzdere - Aydos Devlet ormanı olarak belirlenen alan içerisinde kaldığı, 1973 yılında ve 2016 yılında yapılan orman kadastro ve sayısallaştırma çalışmalarında orman alanında olduğunun tespit edildiği, tescil harici bir alan olmadığı, 1973 yılında tapulama çalışmalarında belirtilen tarih itibariyle yürürlükte olan Tapulama Kanunu gereği orman sahası olduğundan bahisle tespitinin yapılmadığı, bu durumun o sahanın tescil harici olduğu anlamına gelmediği, 1973 yılında yapılan kadastro çalışmalarında davaya konu alanın kadastro çalışmalarına alınmamış bir alan olmadığı, taşınmazın orman niteliğinde...

            parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma nedeniyle ifrazı ile oluşan ve kamulaştırmadan arta kalan 40 ada 112 parsel sayılı taşınmazda davalı ...’in 1/3 pay ve ...’un 2/3 pay sahibi olduğu, yapılan sayısallaştırma işlemleri sonucu 40 ada 112 parsel sayılı taşınmazın 424 ada 61 parsel numarasını aldığı, ...’in 1/3 hissesini ...’e sattığı ve ...’in davaya dahil edildiği anlaşıldığından payını satmakla taraf sıfatı sona eren ... yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin yanı sıra ilk karar ile davacı idarece fazla depo edilen kamulaştırma bedeli davalı ...’e ödenmiş ise adı geçenden alınarak yeni malik ...’e ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Davacı idarece fazla depo edilen 58.071,63 TL’nin iadesine karar verilmemesi, Doğru değil ise de bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a-Ayrı bir bendi olarak (Kamulaştırmadan arta kalan ...,......

              UYAP Entegrasyonu