WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, müvekkilinin daha fazla hak kaybına uğramaması bakımından satışın durdurulması gerektiğini ileri sürerek icra müdürlüğünün hukuka aykırı kararları kaldırılarak satışın durdurulmasını talep etmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlular aleyhine yürütülen icra takibinde borca yeterli malvarlıklarının tespit edilemediğini borçlulardan Coşkun Daşdemir'in adına kayıtlı taşınmazını 25.06.2010 tarihinde davalı kardeşi ...'e satarak devir ettiğini, satışın muvazaalı olup bu nedenle tapu kaydının iptal edilerek borçlu ...adına tesciline, borçlu ...'in adına kayıtlı taşınmazını diğer davalı ...'e 08.04.2011 tarihinde satarak devirettiğini, bu satışın İİK'nun 277.maddesi uyarınca iptale tabi olduğunu bu nedenle bu tasarrufun iptali ile takip dosyasında haciz ve satış yetkili tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı İdare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı İdare vekili, borçlu hakkında vergi borcu nedeniyle 6813 Sayılı Kanun uyarınca takip yürütüldüğünü, borçlunun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını raicin çok altında diğer davalı 3.kişiye satarak devrettiğini ileri sürerek muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı 3.kişi, taşınmazı borçludan raiç bedelini ödeyerek satın aldığını, satışın gerçek bir satış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu, satışın gerçek olduğunu, taşınmazın eşinden miras kaldığını, diğer mirasçılarla birlikte 3.kişiye raiç bedeliyle satıldığını beyan etmiştir....

      Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. TMK’nın 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu pay dava dışı önceki paydaş Hesbi Bağrıyanık tarafından davalıya 24.04.2008 tarihinde tapuda satış yoluyla devredilmiştir. Anılan satış tarihi üzerinden davanın açıldığı 10.10.2011 tarihine kadar üç yıl beş aydan fazla süre geçmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'dan boşandıklarını, boşanma davası sırasında verilen tedbir kararının karardan hemen sonra kaldırlarak dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak diğer davalı ...'e devrettiğinden bu muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, bedel karşılığında satışın yapıldığını muvazaanın söz konusu olmadığını, ödemelerin ... ile yapıldığını ve müvekkili ...'ın bu para ile davacının avukatlık parasını ödediğini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, toplanan delillere göre satışın muvazaalı olmadığı, ödemelerin ...aracılığı ile ödendiği ve taşınmazdaki kiracının kira paralarını davalı ...'...

          Davacı, her ne kadar önceki malik ile arasında yapılan satışın miras taksimi sırasında sorun yaşanması nedeniyle yapıldığını ve gerçek değerin çok altında bir satış bedeli gösterilerek satışın muvazaalı olduğunu iddia etmiş ise de, davacı yapılan satış akdinin tarafı olduğundan, o akitteki bedelin muvazaalı olduğu, gösterilen bedelin gerçek satış bedeli olmadığı yolundaki savunması dinlenemez. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre aktin tarafı olan davacının kendi muvazaasından yararlanması mümkün değildir. Muvazaalı olduğu iddia edilen işlemin iptali sağlanmadığından, bu aşamada taşınmazı satın alan üçüncü kişinin TMK.'nin 1023. maddesi anlamında iyiniyetli olup olmadığı da tartışılamayacağı gibi, 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununun 10.maddesi uyarınca ve usulüne uygun bir şekilde, davalı idarenin yasal şufa hakkının kullandığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

            Tapu iptal tescil davasında yapılan yargılama sonunda taşınmazın satışı için bir neden bulunmadığı, satışın gerçek iradeyi yansıtmadığı, davalının ölünceye kadar bakılacağı telkini ile davacı tarafından kandırılarak yapıldığı gerekçesiyle satışın iptali ile davacı adına olan kaydın iptaline karar verilerek Yargıtaydan geçmek suretiyle 12.2.2005 tarihinde kesinleştiğide sabittir. Eldeki davanın konusu, davacının bakımı gerçekleştirdiği dönem için davalıdan bakım ücretini alıp almadığı ve manevi tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığıdır. Davalı, bankaya yatırılan maaşını vekaletle çeken davacının 1/2'ni bakım ücreti olarak aldığını savunmuş, davacı ise davalının maaşını bankadan kendisinin aldığını ve ancak davalıya verdiğini iddia etmiştir. Bu durumda davacının, bankadan aldığı davalıya ait maaşları davalıya tam olarak ödediğini yasal delillerle kanıtlaması gerekir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı; 4965 parsel sayılı taşınmazda 09/02/1979 tarihinde 126/82950 payı, 14/11/1979 tarihinde ise 437/165900 payı 3. kişiden satın aldığını, kadastral parseldeki paylarının taşınmaz üzerinde yer alan yapının 19 ve 20 nolu dükkanlara karşılık geldiğini, anılan parseldeki 126/82950 payın davalı ...'na satışı konusunda 30/05/2003 tarihli vekaletname ile vekil kıldığı diğer davalı ...'...

                ′ın davaya konu taşınmazları kendilerine aitmiş gibi satışa çıkardıkları, ancak tapudaki işlemden önce bunun böyle olmadığının Şirketin yönetim kurulu başkanı ... tarafından da öğrenildiği, buna rağmen satışın gerçekleştirildiği, Şirket tarafından yapıldığı belirtilen çekle ödemelerin de vekil ...′e yapılmadığı, aksine ona ciro ettirildiği, vekaletnamenin kötüye kullanıldığının davalı Şirket tarafından bilindiği ya da kendisinden beklenen özen gösterilse idi bilebilecek durumda olduğu, TMK′nın 2. ve 3. maddelerine uygun hareket edilmediği anlaşılmakla, tapu iptali-tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmesi isabetli değildir. Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....

                  İdare Mahkemesinin 2006/2523 Esas, 2007/2613 Karar sayılı 14.12.2007 tarihli ilamıyla davalı ... tarafından diğer davalı ...’e yapılan 38/230 m2’lik satışın iptaline karar verildiğini ileri sürerek taşınmazın 38/230 m2’lik kısmının ve taşınmazın niteliğinde yapılan değişikliğin iptali ile önceki kayıtlara uygun olarak “bodrum+ 2 kat bina” şeklinde mirasbırakan İbrahim Kaya mirasçıları adına tescilini istemişler, 29.11.2012 tarihli dilekçe ile taşınmazın cinsine yönelik istemlerinden vazgeçtiklerini beyan etmişlerdir. 09.06.2016 tarihli celsede tapu iptali ve tescil isteklerinden vazgeçip taleplerini bedele dönüştürmüşlerdir. Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., husumet itirazında bulunmuş, idare mahkemesi kararının kesinleşmediğini, kaldı ki idare mahkemesince imar uygulaması işleminin iptal edilmediğini, asıl ve birleştirilen davada davalı ..., taşınmazı iyiniyetli olarak satın aldığını ve müteahhite verdiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır....

                    UYAP Entegrasyonu