diğer üyeler gibi yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen tapusunu alamadığını, satışın durdurulmaması halinde taşınmazın satışının telafisi güç zararlara neden olacağını, zira kooperatifin iflas etmiş olup müvekkile verilecek başkaca bağımsız bölüm bulunmamakta olduğunu, devam etmediği için kooperatifi bir konut teslimi de yapılamayacağını, bu sebeple de satışın tedbiren durdurulması gerektiğini, izah edilen nedenlerle ara kararı istinaf etmek gerektiğini, izah edilen nedenlerle istinaf talebinin kabulü ile 14.04.2023 tarihli ara kararın kaldırılması ve taşınmaz üzerine tedbir konulması ve 2022/1 iflas sayılı dosyadaki taşınmazın satışına ilişkin kararın tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
diğer üyeler gibi yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen tapusunu alamadığını, satışın durdurulmaması halinde taşınmazın satışının telafisi güç zararlara neden olacağını, zira kooperatifin iflas etmiş olup müvekkile verilecek başkaca bağımsız bölüm bulunmamakta olduğunu, devam etmediği için kooperatifi bir konut teslimi de yapılamayacağını, bu sebeple de satışın tedbiren durdurulması gerektiğini, izah edilen nedenlerle ara kararı istinaf etmek gerektiğini, izah edilen nedenlerle istinaf talebinin kabulü ile 14.04.2023 tarihli ara kararın kaldırılması ve taşınmaz üzerine tedbir konulması ve ... iflas sayılı dosyadaki taşınmazın satışına ilişkin kararın tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı kararı) davanın kabulüne karar verildiğini ve kesinleşen bu kararla, satışın durdurulması istenen icra takibinde alacaklı konumunda bulunan 3. kişi Özyiğitler Vinc Şirketinin mağdur olduğunun açık olduğunu ve alacağının tahsili amacıyla icra takibi yapmasının olası olduğunu, tarafların arasındaki ticari ilişkilerin sürekli olduğunun görüldüğü, delillerin toplanmadığını, dosyada verilen ara kararın hukuka aykırı olduğunu, en azından bilirkişi raporunun gelmesinin ardından bu konuda karar verilebilecekken, bu aşamada verilen satışın durdurulmasının ve vincin muhafazasına yönelik verilen kararın kaldırılmasını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasını istemiştir. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/636 esas sayılı dosyasında meskeniyet itirazında bulunulduğunu, davalı alacaklının haciz yenileme işlemi yapması üzerine mahkemece satışın ilk haciz üzerinden yapılmadığı şeklinde usul ve yasaya aykırı gerekçesiyle satışın durdurulması isteminin reddedildiğini, bunun üzerine İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/256 esas sayılı dosyasından ilk açılan davayla birleştirme talebi ile meskeniyet itirazı davası açıldığını, açılan her iki davada da satışın durdurulması hususunda tedbir kararı verilmediğini, neticede haczi caiz olmayan taşınmazın ihale yoluyla davalıya satıldığını, yapılan satışın geçersiz haciz işlemine dayanmakta olduğunu, öncelikle açılan meskeniyet davasının beklenilmesi gerekirken satışın yapılmış olmasının ihalenin feshi sebebi olduğunu, İİK.nın 126....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/476 Esas sayılı dosyası ile satışın durdurulması talepli dava açtıklarını, bu davanın 31/08/2022 tarihinde reddedildiğini, kararın istinaf edilmiş olup henüz kesinleşmediğini, bu karar kesinleşmeden satış yapılamayacağını, satış ilanı ve şartnamede taşınmazın adres ve önemli niteliklerinin yanlış yazıldığını, bu durumun ihaleye katılımı etkilediğini, satış ilanının ilgililer dosya alacaklarının tümüne usulüne uygun tebliğ edilmediğini bildirerek, ihalenin feshine karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık, İcra Müdürlüğünün satışa durdurulması işlemini şikayettir. 02/03/2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1. maddesinde; ''İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir'' hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; ''Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar'' düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, incelenmesi istenen karar, icra müdürlüğünün satışın durdurulması işlemini şikayete ilişkin olup, anılan kararın istinaf kabiliyeti bulunmamaktadır....
Somut olaya gelince, davacı yan dava dilekçesinde; "...Takip borçlusu olan davacının hukuka, kanuna, usule aykırı takip ile ağır mağduriyeti göz önünde tutularak öncelikle teminatsız, mümkün olmaz ise muhik teminat karşılığında tedbiren takibin ve satışın durdurulması, kaydi hacizlerin fekkine," şeklinde talepte bulunmuş olup mahkemenin haklı gerekçesinde belirtildiği gibi davacı icra veznesindeki paranın verilmemesi yönünde tedbir istememiştir. Talebini istinaf dilekçesinde genişletmiş ise de ilk derece mahkeme dosyasın da istenmeyen hususun istinaf mahkemesinde ileri sürülmesi mümkün olmadığından davacının istinaf taleplerinin HMK353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre; haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin hazır olduğu, davalı (borçlu) şirket ile haczin yapıldığı yerde faaliyette olduğu bildirilen A-Yapı Mühendislik Ltd.Şti. arasında organik bağ bulunduğu, mahcuzların borçluya ait işyerinde haczediliği, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, davacı tarafından davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine ve satışın durdurulması yönünden tedbir kararı verilmiş olduğundan, asıl alacak mikta- rı üzerinden hesaplanacak %40 ... inkar tazminatının davacı 3.kişiden alınarak davalı alacaklıya verilmesine ... verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacılar vekili davalı borçluya ait taşınmaz hissesinin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davalının üst sıraya alındığını oysa, müvekkillerinden ... tarafından girişilen takibin, davalı borçlu tarafından açılan menfi tesbit davasında verilen ihtiyati tedbir kararı ile durdurulması nedeniyle, sıra cetveline esas alınmayan 06.10.2004 tarihli haczin önceki haciz olduğunun kabulü gerektiğini, diğer iki müvekkilinin de ikinci sırada birbirlerinin hacizlerine iştirak etmelerini sağlayacak şekilde ... sıra cetveli düzenlenmek üzere sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı 24.03.2008 tarihli dilekçesiyle davalının haczinin düştüğünü ileri sürmüştür. Davalı ... vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Hukuki tavsif hakime ait olup başvuru tarihi itibarıyla talebin satışın durdurulması niteliğinde olduğu gözetilmelidir. Buna göre, yargılama sırasında ihale gerçekleşmiş olduğundan satışa hazırlık işlemlerindeki usulsüzlükler ihalenin feshi şikayetinde ileri sürülebilir. İhale yapılmadan da ihalenin feshi talep edilemeyeceğine göre konusuz kalan şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde isteminin esastan incelenerek ihalenin feshi talebinin reddi ile şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmekte ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile ......