WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bununla birlikte işçinin ancak fiili çalışması ile ortaya çıkabilecek olan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile satışa bağlı prim gibi ödemelerinin, en çok dört ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kavramında değerlendirilmesi mümkün olmaz (Yargıtay 9.HD. 18.11.2008 gün 2008/32727 E, 2008/31214 K). Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda boşta geçen dört aylık süre de eklenmek suretiyle 01.01.2009-30.11.2009 tarihleri arası için 11 aylık prim alacağı hesaplanmıştır. Prim, çalışma ve satışa bağlı bir hak olup boşta geçen süre için prim tahakkuku yapılmamalıdır. Bu nedenle prim alacağının ilk fesih tarihine kadar hesaplanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. 3-Davacı dava dilekçesinde 1.400,00 TL olarak talep ettiği yıllık ücretli izin alacağını ıslah dilekçesi ile 363,00 TL ye düşürerek kalanından feragat etmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      Hukuk Dairesi 2019/2614 Esas 2020/1373 Karar sayılı ve 08.06.2020 tarihli kararı ile mahkemece, satışa izin yetkisi verilmeksizin sadece eksik işlerin tamamlanması için nama ifaya izin kararı verilmesi gerekirken satış suretiyle nama ifaya izin kararı verilmesinin yanlış olduğunu belirterek, karar düzeltme talebinin kabulü ile kararın bu yönde bozulmasına karar vermiştir. Bozmaya uyan yerel mahkemece, satış yetkisi talebi reddedilerek sadece dava konusu kalemler ile giderim bedellerine ilişkin nama ifa yetkisi verilmiştir....

        Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin Yunanistan uyruklu besteci olduğunu, ... isimli eserin sahibi bulunduğunu, davalıların izin almadan ... olarak eseri değiştirdiklerini, izinsiz olarak kaydedip, çoğaltıp satışa çıkardıklarını, radyo, TV ve konserlerde kullandıklarını, müvekkilinin adının eserlerde belirtilmediğini, davacının FSEK kapsamındaki haklarının ihlal edildiğini, FSEK 68....

          Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece tefhim edilen kısa kararda satışa izin taleplerinin reddine karar verildiği halde, satışa izin verilmiş gibi satış bedelinden artan kısım varsa davacılar tarafından davalı adına depo edilmesine karar verilmiş, gerekçeli kararda ise satış bedelinden artan kısım varsa ibaresinin maddi hata sonucu yazıldığı belirtilerek bunun yerine hükmolunan eksik işler bedelinden artan kısım olursa yazılmak suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar çelişkisi yaratılmıştır.1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı ve 10.04.1992 tarihli içtihadı birleştirme kararı gereğince, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni olup bozmadan sonra yerel mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişikliği kaldırmak kaydiyle vicdani kanaatine göre karar verebileceğinden sair yönleri incelenmeksizin kararın temyiz eden davacılar ve davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle...

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1054 Esas sayılı dosyası üzerinden ortaklığın giderilmesi davası açtığını, vasinin husumet izin kararı olmadan duruşmalara katılıp davayı kabul ettiğini, husumete ve satışa izin kararları alınmadan davanın sonuçlandırılıp ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini, ihaleye katıldığını ancak kısıtlı olduğundan bahisle ihaleden uzaklaştırıldığını, taşınmazdaki hissesinin gecekondu fiyatına davalıya ihale edildiğini, açmış olduğu ihalenin feshi davası ile yargılamanın iadesi davasının retle sonuçlandığını ileri sürerek tapu kaydının adına tescilini istemiştir. Davalı, dava konusu 145 no’lu bağımsız bölümün ½ payını 22.06.2009 tarihinde dava dışı kişiden satın aldığını, bu suretle taşınmazda davacı ile birlikte 1/2’şer oranda paydaş olduklarını, davacının paydaş olduğu halde taşınmazın tamamını kullandığını, davacıya ihtarname keşide edip ecrimisil istediğini, daha sonra ortaklığın giderilmesi davası açmaktan başka çaresi kalmadığını, ... 3....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1222 KARAR NO : 2021/1144 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YENİCE(ÇANAKKALE) SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/01/2021 NUMARASI : 2020/176 ESAS 2021/34 KARAR DAVA KONUSU : Satışa İzin KARAR : Davacı vasi dava dilekçesinde özetle; Yenice Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/310 Esas, 2007/429 kararı ile kısıtlı T2 vasi olarak atandığını, kısıtlı T2 adına kayıtlı 34 XX 795 plakalı kia marka 2015 model otomobili satarak değiştirilmek istediğini aracın satışını yapabilmek için izin verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş, davacı- vasi tarafından bu karar aleyhine istinaf yoluna başvurularak dosya dairemize gönderilmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE Türk Medeni Kanununun 396....

              B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davalının iş aktini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-h maddesine göre haklı nedenle feshettiğini, davacının feshe dayanak hataları ve ihlalleri tüm çalışması boyunca yaptığını, uyarılara rağmen bu durumun sonlanmadığını, 22/08/2010 tarihinde envanter sayım sonucunun davalının kabul edebileceği oranların üzerinde çıktığını, 29/09/2010 tarihinde eksik-fazla kontrol prosedürünü davanın yerine getirmediğini, 30/11/2010 tarihinde sıfır ürün kontrol prosedürünü davacının yerine getirmediğini, envanter sonuçlarının davalı tarafından kabul edilebilecek değerin üzerinde olduğunu, son kullanma tarihi ve raf ömrü dolan ürünleri davacının kontrol etmediğini, reyonda satışa hazır tuttuğunu, 28/02/2011 tarihinde envanter oranlarının davalı tarafından kabul edilebilir değerin üzerinde çıktığını, 30/03/2011 tarihinde son kullanma tarihi ve raf ömrü dolmuş ürünlerin takibini davacını yapmadığını, satışa hazır tuttuğunu, satışa tabi tuttuğunu, fire olarak...

                ait bağımsız bölümün ifaya izin kapsamında satışına ancak izin verilen işlerin giderini karşılamak amacıyla karar verilebileceği, satış kararı verilebilmesi için ifasına izin istenilen işlerin bedeli ile satışına izin istenilen taşınmazın bedeli arasında aşırı oransızlık bulunmaması, satışa izin talebinin TMK'nın 2. maddesindeki dürüst davranma ilkesine ve hakkaniyete de aykırı olmaması gerektiği, yüklenicinin ifasına izin verilen işler bedelini ödemeye hazır olduğunu bildirip mahkeme veznesine depo etmesi veya bedeller arasında önemli oranda fark bulunması halinde taşınmaz satışına izin verilmesine dair talebin reddedilmesi gerektiği, somut olayda, taraflar arasında imzalanan 01.04.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 6. maddesinde, yüklenicinin daireleri iskân ruhsatı alınmış vaziyette teslim edeceğinin hükme bağlanmış olduğu, dosya arasında bulunan Keçiören Belediye Başkanlığı'nın 06.12.2012 tarihli yazısında, inşaat ruhsatının 5 yıllık yasal süresi dolduğundan...

                  Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, her ne kadar harici satışa dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında davanın kabulü bu durumun bir istisnası ise de, davalının kısıtlı olduğu dosya kapsamından sabittir. Bu nedenle vasi tarafından yapılan kabul beyanına itibar edebilmek için bu hususta vasi tarafından vesayet makamından satışa izin alınması gerekmektedir. Oysa ki vasi tarafından açılan satışa izin davasının mahkemesince reddedildiği dosya kapsamından sabittir. Bu durumda vasinin kabul beyanının tek başına mahkeme nezdinde hiçbir anlam ifade etmeyeceği ve hukuki geçerliliğinin bulunmadığı noktasında herhangi bir tereddüt yoktur....

                  UYAP Entegrasyonu